4

744 62 10
                                    

Hoseok karanlıktan korkardı.Buna rağmen önünde durduğu asla sağlam gözükmeyen eve girdi.Yerler cam kırığı ve tozlarla doluydu.Korkusundan titriyordu.Duvardaki grafileri okuyordu.Yoonginin de imzası olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.

Koridorun sonundaki odaya girdi.Korkusundan nefes alış verişi düzenli değildi.Yoongi meleği andıran suratıyla yerde yatıyordu.Hoseok yanına gidip kafasını kaldırdığında onunda titretidiğini gördü.Korkudan veya soğuktan değildi.Titremesinin tek sebebi aldığı zehirlerdi.Kolları arasından yavaşça gözlerini açan Yoongiye baktı.Nefesinden çıkan dumanı görebiliyordu.

-Seni burdan çıkarmalıyız Yoongi.

-Ben çıkmak istemiyorum.Ölmek daha eğlenceli.

-Saçmalama.Benim daha zamanım var.

Yoongi zorlukla konuşabiliyordu.Kendine fazla yüklenmişti.Kendisini kontrol eden Hoseoka baktı.

-İyi birşey yok.

-Birdaha böyle yapma aptal.Birlikte bitireceğimize söz verdin.

-Tamam.

-Birazdan herşey başımıza yıkılacak.Hadi gidelim burdan.

Yoongi Hoseokun elini kavradı.Yarı açık gözleriyle  ona baktı ve gülümsedi.

-O zaman planladığımızdan daha çabuk rahata kavuşuruz.Değil mi?

Dokunduğu elle dahada titrerken Yoongi için endişelenmişti Hoseok.Çıkarttığı yeşil kabanını tekrar giydirip kendininkini Yoonginin üzerine serdi.

Kırık olan camdan sokak lambalarının aydınlattığı karlı sokaklara baktı.Yoonginin seslenmesiyle gözlerini tekrar ona çevirdi.

-Yaklaş.

Hoseok Yoonginin dediği yapıp dahada yaklaştığında kalp atışları hızlanmıştı.Burdan çıkmak için arasının pek sağlam olmadığı Tanrıya dua ediyordu.

Yoongi küçük dudaklarını Hoseokinkilerle birleştirdiğinde şoka girmişti.Onu itemiyordu.İçten içe bitmesini istemiyordu.

Yoongi geri çekilip bir kez Hoseokun kızaran yüzüne baktı ve kendini uykusuna bıraktı.Yaptığı şeyden gurur duyuyordu.Çünkü hayat beklenmedik zamanlarda beklenmeyen şeyler getirebilirdi.

Bunu ona Hoseok öğretmişti.

🌌

"Kendinde değildi."

Hoseok odasında dönüp dürürken bunu sürekli tekrarlıyordu.Umutlanmayacak ve kendini üzmeyecekti.Yoongi dün kendinde değildi.Bütün olanlara tek bahanesi buydu.Başını ovup vücudunu yatağına bıraktı.

Yoonginin etkisi altındaydı.Bu hoşuna gitmiyor değildi ama daha fazla gerilmesine sebep oluyordu.Onunla görüşmek ve herşeyi açıklığa kavuşturmak istiyordu.Telefonunu eline alıp mesaj yazmaya başladı.Kelimeleri çok dikkatli seçiyordu.

"Öğle yemeği?"

Fazla kelime kullanarak kendini ezik duruma düşürmek istemiyordu.Telefonu yatağa atarak sesli bir nefes verdi ki gelen bildirimle yeniden elleri arasına aldı.

"Şimdi değil."

Okuduğu sözcükler karşısında Hoseok bütün kötü duyguların içinde birleştiğini hissetti.Önce Yoongiye sonra kendisine kızdı.Neden ona yardım etmişti.Neden yeni tanıdığı bir adama birlikte ölme sözü vermişti.Yaptıkları kendisini aşıyordu.Yoongi onu sarhoş ediyordu.

🌌

Yoongi apartman kapısından içeri girdi.Merdivenlere yönelmişti ki alt kattan gelen sesleri duydu.Parmağını zile bastırdı.Açılmayacağını anlayınca geri çekilip yumuşak olmayan bir giriş yaptı.

İçerisi berbattı.Bir adamın elindeki bira şişesini komşusunun başında kırmaya çalışırken seyirci kalamazdı.Arkasından dolaşıp bira şişesini kendi ellerine geçirdiğinde öfkeli gözler kendisine dönmüştü.Yoongi alaycı gülüşünü takındı.

-Yanlış bir zamanda geldim değil mi?

Bira şişesi bu sefer karşısındaki adamda parçalanıp yere döküldüğünden sürükleyerek onu dışarı karların üzerine attı.Geri döndüğünde onu minnettar gözler bekliyordu.

-Teşekkür ederim Yoongi.

-Nasıl heriflerle takıldığına dikkat et.

Merdivenleri en sonunda çıktı.Birkaç gündür gelmediği daireye baktı.Yatağın üstündeki çamaşırlarını gardolabına fırlatıp uzandı.

Dünden beri kendini iyi hissetmiyordu.Aşırıya kaçmıştı.Üstelik Hoseoku öpmüştü.Yoongi bunu hatırlayınca gülümsedi.Bilinçliydi.Düne dair herşeyi hatırlıyordu.

Bunu yaptığı için Hoseok kendine bağlanmış gibi hissediyordu.Üstelik onun uzun yüzü acayip hoşuna gidiyordu.Yaptıklarından kendini sorumlu tutmayan Yoongi yine kendini sorumlu tutmuyordu.Yoongi güzel şeyleri kafesine almalıydı.Hoseok güzeldi.

🌌

Hoseok kendini sokağa attı.Yoongiyle koştukları tepeye gidip kendini karlara teslim etti.Gökyüzüne baktı.

-Biliyorum sana fazla iyilik yapmadım.Fakat bana bir iyilik yapıp şu lanet olası kanseri hızlandırabilir misin!

Kendisini salak gibi hissediyordu.Tanrıya yalvarmak tek çaresiydi.Neden tam da burdan atlamıyordu?Yapamazdı.Yoongiye söz vermişti.Her ne kadar sinirlensede onu umursuyordu.En çokta bundan nefret ediyordu zaten.

Bağlanmak Hoseoku hep yıpratırdı.O dünyaya kafeste yaşamak için gelmemişti.Gözyaşlarını akıtmamak için kendini sıkıyordu.Başı ağrıdığından bıraktı.

Herşeyi düşünmeye çalıştı.Kalbi onu kandırıyordu.Hoseokun beyninde her zaman aynı sözler dönüyordu.

"Onu gerçekten seviyor musun?"




OVERDOSE |yoonseok|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin