Hoseok gözlerini ovuşturup sandalyede gerildi.Bütün akşam oturup aşık olduğunu anlayıp anlamamasını sağlayan testler çözmüştü.Şimdi bir yenisini bitirecekti.
"Hala onunla tanıştığın günü hatırlıyor musun?"
Eveti işaretledi ve diğerine geçti.
"Onu gülümsetmek istiyor musun?"
"Ondan gözlerini alamıyor musun?
"Birlikte geçirdiğiniz zamanlar çok hızlı mı geçiyor?"
Hoseok her soruda eveti işaretliyordu.Testi bitirecekti.Son soruda takılı kalmıştı.
"Peki o seni gerçekten seviyor mu?"
Bunu atlamayı denediğinde her soruyu cevaplaması gerektiği yazısı ekranda belirdi.Basit düşündü.Onu öpmüştü.O zaman seviyor olmalıydı.Eveti işaretleyip testi bitirdi.Hepsi gibi yine aynı sonucu almıştı.
"yeni bir ilişkiye hazır ol!"
Hoseok inanmak istemiyordu.Kendini oyalamak için yapıyordu bu testleri.O Min Yoongiydi.Hemen sevemezdi değil mi?
🌌
Yoongi ilk defa rahat bir şekilde uyumuştu.İlk defa kendi yatağında uyanmıştı.Telefonunu aradı.Saati kontrol etti.Öğle saatinde uyanmıştı.Hoseokla buluşmak istiyordu.
"Öğle yemeğine gidebiliriz."
Hoseok gelen bildirimle bilgisayarından kalkıp yatakta duran telefonuna atlamıştı.Her mesajın Yoongiden olduğunu sanıp heycanlanıyordu.Bu sefer yanılmamıştı.Peki buna ne yazmalıydı?Gurulu mu davranmalıydı?Hiçbir zaman gururlu davranmayı seçmezdi.Kendi nasıl hissederse öyle yapardı.Yine gururunu arka plana attı.
"Nerde?"
Yoonginin aldığı mesaj bütün soruların cevabı gibiydi.Hoseok gurur yapmıyordu.Bu onun Yoongiyi daha fazla görmek istemesine işaret değil miydi?
"Geçen gün geldiğin yer."
Hoseok kalbini hissedemiyordu.Fazlasıyla heycanlıydı.Siyah pantolonunu ve boğazlı beyaz kazağını giydi.Saçlarını ortadan ayırıp aynaya baktı.Harika göründüğünden emindi.
Yoongi ise hala yatağından kalkmamıştı.Yanında duran komidinin çekmecesini açtı.Hoseoka bir şey vermek istiyordu.Çekmeceden eski kolyeyi çıkarıp daha sonra almak için komidinin üstüne koyup eline gelen kıyafetlerini üzerine geçirip mutfağa gitti.Pencerenin önündeki kuşa ve kendisine ekmek hazırlayıp bititirdi ve dışarı çıktı.
Karın miktarı gittikçe artıyordu ve bu Yoongiyi sinir etmekten başka bir işe yaramıyordu.Kar dahada zorlaştırıyordu yürümesini.
Evine yakın olan küçük kafeye girip camın kenarındaki masaya oturdu.Bu sefer birşeyler sipariş etmek için Hoseoku bekledi.Geldiğinde ona ne söyleyeceğini bilmiyordu."Seni öptüm artık benimsin."diyemezdi ki.Bunu açıklamanın normal bir yolunu bilmiyordu.
Hoseok Yoongiden kısa bir zaman sonra gelmişti.Heycandan karnı ağrıyordu.Karşısına oturdu.Yoonginin ona bakıp gülümsemesi bile onun için yeterdi.
-Nasılsın?
Yoonginin gözlerinin içine baktı.Fakat hiçbir duygu belirtmiyordu.Bu onun biraz olsun kendinde olmadığı düşüncesini doğrulattı.
-İyi.Yani iyiyim.
-Aslında buraya-
Yoongi elini cebine attı fakat kolye yoktu.Komidinin üstünde unutmuş olmalıydı.
-Siktir.
-Birşey mi oldu?
-Sana vermem gereken bir şey vardı ama evde unuttum.Burda bekle alıp geleceğim.
Kalktığında Hoseok sırf nezaket olsun diye gerek yok gibi sözler sarfetti.Ne vereceğini inanılmaz merak ediyordu.
Yoongi sandalyeden kalkıp kapıya doğru yürürken durakladı ve Hoseoka döndü.
-Sende gelmek ister misin?
-Ne?
-Birlikte eve gidelim mi?
Hoseokun kanı donmuştu.Yoongi onu evine davet ediyordu ve bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordu.Kötü şeyler düşünememeye çalıştı.Amacı bir an için aklına gelen şey ise onu durdurabilirdi değil mi?Üstelik evine gitmeyi bir yandan da istiyordu.
-Tamam.
Kontrolsüzce tamam demişti.Her zaman kalbini dinliyordu ve bu ona çok kötü bir şekilde geri dönecekti.
Birlikte dışarı çıktılar.Hoseok Yoonginin hala doğru düzgün konuşmamasına bozulmuştu.Bir şeyler söylemeliydi.Sabırla bekliyordu.
En sonunda eski iki katlı binanın önünde durdular.
Yoongi apartman kapısını itip Hoseokunda girebilmesi için tutmuştu.
Alt katın kapısı onlar içeri girdikten sonra açıldı ve içerden ilgi çekici bir kadın çıktı.Hoseok sadece selam verip gideceklerini düşünüyordu fakat kadın Yoongiyi öpmeye başladığında şoka girdi.Sadece bakıyordu ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Bir şeyler gevelemeye en azından burdan kurtulmaya çalıştı.
-Ben gitsem iyi olur sanırım.
Yoongi hızla Hoseoka döndü.Şuan olan herşey yanlıştı.
-Hayır!Lütfen öyle değil.
Birine lütfen dediği için kendine şaşırsada Hoseokun ne kadar hayal kırıklığına uğradığını tahmin edebiliyordu.
Hoseok ise bulanık görmesine sebep olan gözyaşlarıyla savaşıyordu.
-Hayır.Zaten benim işlerim vardı.
Demir kapıyı tüm gücüyle açıp bütün gözyaşlarını serbest bıraktı.Burnunun kanadığını farketti.Kanser olduğundan beri olup olmadık anlarda sürekli burnu kanıyordu.Elinin tersiyle silerek hızla sanki hayal kırıklığından kaçarmış gibi yürümeye başladı.
Yoongide Hoseokla birlikte dışarı çıkmıştı.Fazla uzaklaşmadığı için yakalamak zor olamamıştı.Kolundan tutarak kendisine çevirdiğinde burnunun kanadığını gördü.
-Sen iyi misin?
-Bırak beni.
-Hoseok neden böyle yapıyorsun?
-Nedenini biliyorsun!
Hoseok sesini yükseltmişti.Yoonginin bilmiyormuş gibi davranması onu sinir ediyordu.
-Önce beni öpüp bana umut veriyorsun.Daha sonra benle buluşup hediye vereceğini söylüyorsun.Benim senden hoşlandığımı biliyorsun Min Yoongi!Bana acı vermek için bu kadar uğraşmana gerek yoktu.Şimdi sakın beni takip falan etme.Ölmeye çalışırken sana iyi eğlenceler.
Hoseok kolunu kurtarıp arkasını döndüğünde Yoongiye gelmediği için teşekkür ediyordu.Biraz daha ısrar ederse ona teslim olabilirdi.Çünkü bir salaktı.
Evine doğru yürürken Hoseok çok yeni kararlar vermişti.O ölmeyecekti.Tedavi olacak ve kendine mutlu bir hayat kuracaktı.Belki de birilerine aşık olacaktı.Yoongiyi unutacaktı.Kendi kendine söz verdi.
Yoongi ölebilirdi.Fakat o tutunacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OVERDOSE |yoonseok|✔
Short Story°Kanser Jung Hoseok,uyuşturucu bağımlısı Min Yoongiye aşık olur.° (Tamamlandı)