9

553 69 25
                                    

-Ne demek öldü?

-Sana söyleyecektim ama bulamadım..

Yoongi Namjoona inanılmaz bir sinir duyuyordu.Sonuçta Seokjin onun ev arkadaşıydı.Öldüğünü mutlak bilmeliydi.Ayağa kalktığında Taehyung olacakları biliyormuş gibi iç çekti.Birazdan kıyamet kopacaktı.

Yoongi önce sessizce sordu.

-Mezarı nerde?

-Jaehwan'ın yanı.

İstediğini öğrenmişti.Şimdi fırtına zamanıydı.

-Ve sen sadece beni bulamadığından arkadaşımın öldüğünü söylemedim bile öyle mi Kim Namjoon!

Namjoon gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

-Yun Hee Taehyungla biraz dışarda gezmek ister misin?

Taehyung mesaji almış gibi Yun Hee'nin elinden tuttu ve evden ayrıldı.Namjoon kapının kapanmasıyla birlikte gözlerini karşısındaki sinirli adama çevirdi.

-Onu sevmiyordun bile.

Sesi alçak çıkıyordu.Buraya problem yaratmak için gelmemişti.Yoonginin aksine sakin kalacaktı.

-Ne demek onu sevmiyordun!Seokjin benim ev arkadaşımdı Namjoon!

Namjoon çabuk sinirlenen bir insandı.Artık sakin kalamazdım.Birileri Yoongiye ne kadar gamsız olduğunu söylemeliydi.

-Yeter artık Yoongi!Ev arkadaşını olması birşeyi değiştirmezdi!Kaç kere aradın ki onu?Kaç kere ne yaptığını sordun!Yaptığın tek şey lanet olası evden siktirip gitmekti!Belki sen gitmeseydi Jaehwanda ölmeyecekti!Sen benim gözümde arancak kadar değerli değilsin.

Yoongi duraksayıp Namjoonun yüzüne baktı.Onu Jaehwanın ölümünden sorumlu tutmasını kaldıramazdı.

-Jaehwan'ın intihar etmesini ben söylemedim.Kendi yaptığı salaklıktan beni sorumlu tutacak kadar şerefsizsin.Şimdi siktir git evimden.

Namjoon hızlıca çıkıp gittikten bir süre sonra Taehyung içeri girdi.

-Ne olmuş hyung?

-Boşver.Şerefsizin teki işte.

-Seokjin kim?

-Sanane!Sa-na-ne!

-Tamam be birşey demedik.Atarlı ergen.

Taehyung son kelimelerini alçatarak söylesede Yoonginin gazabından kaçamazdı.Başına sert bir yastık yedi.

-Çık dışarı Taehyung.Gözüm görmesin seni.

-Zaten çıkıp kendime sevgili arayacağım.Bildiğin biri varmı?

-Ben varım.Gel beni ye.

Yoonginin atarlı şakasına Taehyung gülerek cevap verdi.

-Seni yeme işini Hoseoka bırakıyorum ve gidiyorum.

Taehyung gittikten sonra Yoongi arkasından gülüp söylendikten sonra bir saniye için durup Namjoonun dediklerini düşündü.

Haksızdı.O Seokjini severdi.Üstelik aramayı isterdi de.Ama işleri vardı.Uyuşturucu almak gibi.

Yerdeki yastığı koltuğa geri koyarken Hoseoku aradı ve eve gelmesini söyledi.Kafasını dağıtacak birşeylere ihtiyaçı vardı.

🌌

Taehyung ilk gördüğü pizza dükkanına daldı.Evet çok yemek yiyordu.Fakat bunu umursamayacak kadar fazla derdi vardı.Henüz Yoongiye söylemesede yanına gelmesinin tek sebebi annesinin ölmüş olmasıydı.

-Şiparişinizi alabilir miyim?

-Ben bir tan-

Taehyung konuşmasını kesip garson çocuğu süzmeye başladı.Dünya dışı gibiydi.

-Bir tane senden istiyorum.

-Efendim?

-Yani şey..Bir tane orta boy.

Garson Taehyunga gülerken elindeki deftere not etti.

-Nasıl olsun?

Taehyung "Senin gibi" demeyi çok isterdi ama yeterince rezil olmuştu.Pizzasını tarif ettikten sonra sinsice gülerek önüne döndü.Masadan peçete alıp adını ve numarasını yazdıktan sonra bahşiş için ayrılan kutuya on wonla beraber attı.Bu yöntem her zaman işine yarardı.Yeni sevgilisini bulmuştu.

🌌

Hoseok koltuğa oturmuş kahvesini yudumluyordu.Gizlemeye çalıştığı bir heyecanı ve mutluluğu vardı.Bu,kesinlikle Yoongiyle aynı çatıda yanlız kalmaktandı.

-Hoseok?Ben nasıl biriyim?

Yoongi kendine çok ters bir soru sormuştu.Sadece kendisini Namjoonun söylediklerinden sonra tatmin etmek istiyordu.

Hoseok da bu ansızın gelen soruya şaşırmıştı.Yinede gülümseyerek cevap verdi.

-Sen dik bir yokuştan hızla aşağı koşmak gibisin Min Yoongi.

Yoongi soran gözlerle bakınca devam etti.

-Yani seninle beraber olmak inanılmaz heyecanlı ve korkutucu ama zevk veriyor ve iyi hissettiriyor.

Aldığı cevaptan fazla memnun kalmıştı.Elindeki bardağı bırakıp gülümsedi.

-Yarım kalmış birşey var Hoseok.

-Ne?

Yoongi yüzlerini yakınlaştırdı.Hoseok ister istemez gülümsedi.Onu gerçekten seviyordu.

-Ben seni öpmeliydim.

Dudakları birleştiğinde Hoseok istemsizce elini Yoonginin göğsüne koydu.Evde olmaları onu heycanlandırıyordu.

Yoongide Hoseokun bu heyecanını farkedip gülümsedi.Kendini inatla ona dahada bastırdığında İkiside koltuğa yatmışlardı.Fakat Hoseokun eli hala göğsünde duruyordu.İnatla daha fazla yaklaşıyordu.

Nefessiz kalıp ayrıldıklarında Hoseok  fazla zamanı olmadığını bildiğinden hızlıca konuştu.

-Yapamam Yoongi.Üzgünüm.

Yoongi üstünden kalktığında endişeliydi.

-Kızgın mısın?

-Sen ne zaman istersen Hoseok.Seni zorlamayacağım.

-Sen iyi birisin Min Yoongi.

Yoongi Hoseok elini kavrayıp başını omzuna yerleştiriken sessizce mırıldandı.

-Evet.İyi biri.

Hoseok birden öksürmeye başladığında Yoongi kahvesinin boğazına falan kaçtığını zannetmişti ki yanılıyordu.

Hoseokun öksürüğü kendisini nefessiz bırakıyor ve gittikçe ölümcül bir hale geliyordu.Yoongi elindeki kanı fark ettiğinde elleri titrerken ambulansın numarasını tuşladı.

Bir yandan Hoseoku sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da açılan telefona konuştu.

-Sevgilim kanserdi ve şimdi çok fazla öksürüyor.Lütfen çabuk olun.

Hoseok Yoonginin yanaklarını ıslatan yaşları gördüğünde kendisiyle boğuşurken gülümsedi.

O Min Yoonginin sevgilisiydi.




OVERDOSE |yoonseok|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin