3

770 74 8
                                    

Yoongi karanlığa açtı gözlerini.Yine aynı yere gelmişti.Buradaki insanlarla aynı kaderi yaşadığı eski terk edilmiş binadaydı.Yerler zehirle kaplıydı.Birazdan polisin geleceğini biliyordu.Yanında uyuyan ve hiçte güzel kokmayan adamı uyandırıp ayağa kalktı.

Bastığı yerlerde cam kırıklarının sesini duyabiliyordu.Dün hasta olmuştu.Kendine iyi bakmıyordu.

Merdivenlerden inip kapıyı araladı.Karların beyazlığı gözünü kamaştırmıştı.İki gündür aynı kıyafetleri giymek onu rahatsız etmişti.Eve doğru yürümeye başladı.

Dün Hoseokun numarasını aldığını hatırladı.Ona mesaj attı.Hoseok onun kanındaki zehrin etkisini azaltıyordu.Onunla uzunca koştuklarında bunu anlamıştı.

🌌

Hoseok gözlerini ovuşturup esnedi.Bu masada kalıp bütün gün kağıtların içinde yüzmeyi sevmiyordu.Elindeki kaşeyi döndürürken telefonuna gelen mesajla kendine geldi.Yoonginin mesaji olduğunu görünce gülümsedi.

"Koşmak ister misin?"

Ceketini alıp masada kalktığında oldukça görkemli olan odasındaki boy aynasından kendisine baktı.Mükemmel görünüyordu.

Kapıyı aralayıp odasının anahtarlarını sekreterine bıraktı.

-Ben gidiyorum.

-Ama daha toplan-

-Umrumda değil.

Aşağı inip arabasını çalıştırdı.Yeniden hastaneye gitmeliydi.

🌌

Yoongi kahvaltı yapmak adına yolun kenarındaki kafeye girip kendine tost ve sert bir kahve sipariş etti.

Beklemekten nefret ettiği için zaten fazla kişinin olmadığı kafede kimseye görünmeden tozunu içine çekti.Ancak böyle rahatlayabiliyordu.

Uzun parmaklarını masaya vurmaya başladı.Canı sıkılıyordu.Telefonunu çıkarıp Hoseoka birdaha mesaj gönderdi.

"Buraya gel ve çabuk ol."

Konumunu yollayıp telefonu cebine attı ve önüne konan tosttan bir ısırık aldı.Midesine gerçek bir yemek armağan etmeyeli uzun zaman oluyordu.Gözlerinin kanlandığını hissetti.Çok az uyuyordu.Bir elini yanağına koyduğunda tıraş olması gerektiğini farketti ve bir ısırık daha aldı.

Min Yoongi normalde hiç kimseyi bu kadar beklemezdi fakat kafeye giren kişi onun bütün dikkatini dağıtmıştı.

Mavi gözlü kızdı bu.Paramparça bırakıp terk ettiği kız.Onu farketmeyerek sıraya girdiğinde bakmaya devam etti Yoongi.Beline uzanan çok sevdiği saçları artık omuzlarındaydı.Dudaklarında beliren hafif tebessümü silemedi.

Kız kahvesini aldığında okyanusları andıran gözlerini masada oturan Yoongiye çevirdi.

Yoongi ise yanında dikilen bedene küçük tebessümüyle bakmaya devam etti.

Yumruklarını sıkıyordu.Daha fazla çöktüğünü görebiliyordu.Onu tek başına bıraktığı için acısını biraz olsun hafifletmek adına Yoonginin yüzüne bir tokat savurdu ki arkasında gelen heycanlı ses ikisini de kendisine çekti.

-Yanlış zamanda geldim galiba.

Hoseok iki kaşını da kaldırmış bir Yoongiye birde karşısındaki güzel kıza bakıyordu.

-Hayır oturabilirsin.Rose zaten gidicekti.

-Koreli değilsin?

Yoongi sinirli bakışlarını Hoseokun sorusunu cevapsız bırakan kıza çevirdi.O,masanına koyduğu kahvesini alıp giderken Hoseokun oturmasını izledi.

Bakımlıydı.Elinde tuttuğu kocaman karton dosyalarsa işini zorlaştırıyordu.Gamzelerini ortaya çıkaracak bir şekilde güldü.

-Beklettim değil mi?

-Biraz.

-İşlerim vardı.

Yoongi kafasını sallayıp elindeki kahve bardağını hala tutarken dalıp gitti.Hoseok gözünü önünde elini şaklatıp konuşmaya başladı.

-Beni neden çağırdın?

-Şimdi anlatamam.

Hoseok sessizce Yoonginin yemeğini bitirmesini bekledi.Durmadan öksürüyordu.

-Sigaraya falan mı başladın?

Yoonginin sorusu karşısında şaşırsada belli etmeyerek cevap verdi.

-Hayır.

-Öksürünce öyle sandım.

-Hayır başlamadım.

Yoongi önüne döndü.Daha önce kendini açıklama ihtiyacı hissetmemişti ve şimdi garip hissediyordu.

Hoseok ise biraz sinirlenmişti.Daha yeni tanıdığı bir adamın mesajıyla işlerini bırakıp gelmişti ve burda oturup onun yemek yemesini seyrediyordu.

-Hadi gidelim.

Yoongi ellerini sürterek ayağa kalktı ve beresini başına geçirip hesabı ödedi.Yanında Hoseokla birlikte kar dolu sokaklara baktı.

-Sana anlatacağım.Ama yakalayabilirsen.

Yoongi ters yönde koşmaya başladı.Kendinden umutlu değildi ki zaten girdiği ara sokakta yakalanmıştı.Nefes nefese karların arasına çöktüler.

-Daha ne kadar koşacağız?

-Artık koşmamıza gerek yok.

İkiside birbirlerine baktar.Yoongi kafasını tuğla apartmandaki havalandırmalara çevirip konuştu.

-Neler aldığımı biliyorsun değil mi?

-Hangisi? Uyuşturucu mu? Sigara mı?İçki mi?

Hoseokun cevabı Yoongiyi gülümsetmişti.

-Sende kısaltmaya çalışıyorsun.Oyundan sende hoşlanmıyorsun değil mi?

Yoongi serçe parmağını kaldırıp elini Hoseoka uzattı.

-Birlikte kısaltmak ister misin?

Hoseokun parmağı küçük olanı sararken gülümsedi.

-Tabiki.

OVERDOSE |yoonseok|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin