8

524 63 29
                                    

-Şerefsiz!Sakat!

Yoongi kapıya yaslanmış,iki kaşıda havada şaşkınlıkla kendini yiyen Taehyunga bakıyordu.Bu kadar fazla tepki vereceğini düşünmemişti.

-Aşırı tepki veriyorsun.

-Aşırı mı tepki veriyorum?Daha demin sevgilim olacak amipin beni aldattığını öğrendim ve aşırı tepki mi veriyorum!

Taehyung eline geçirdiği ilk yastığı televizyona atarken Yoongi sinirle bağırdı.

-Niye televizyona fırlatıyorsun gerizekalı!

-Hyung!Ne yapıcam şimdi ben?

-Ne yapıyorsan yap ama bana bulaşma.

Yoongi dışarı çıktı.Uzun zamadır zehirini içmediğinden cebindeki poşeti açıp kanına karıştırdı.Aynı zamanda sarhoş da olmuyordu.Bankaya yeni gelen parasıyla birkaç bira alıp tepeye doğru yürümeye başladı.Tepe belki de huzur bulduğu tek yerdi.

🌌

Hoseokun gözyaşları yanaklarını ıslatırken birdaha buraya geldiğinde yanında minder getirmesi gerektiğini kafasına yazdı.Kar götünü donduruyordu.

Üstelik "sığınağım" dediği Jiminin ihanetine uğramıştı.Kendisini yuva yıkan bir orospu gibi hissediyordu.

Bu sefer Yoonginin de nefretini kazanmış olmalıydı ki bu en son istediği şeydi.Yakında delirecekti.İyileşmesi için strese girmemeliydi.Strese girmemek için ise Yoongiye ihtiyacı vardı.

-Ah delireceğim cidden!

Bağırmasıyla birlikte yanına uzatılan bira şişesini görmüştü.Şişenin sahibine döndüğünde çoktan kendisininkini açmış yanına yerleştiğini gördü.

-Burayı sadece benim bildiğimi sanıyordum.

Hoseok şişeyi açarken gülümsedi.

-Yanılıyormuşsun demekki.

-Belkide.

İki adamın arasında uzun bir sessizlik oluştu.Yoongi birasından bir yudum daha alıp sessizliği bozdu.

-Jimin ne kadar şerefsizmiş.

-Biliyor musun?Haklısın.

-Sende şerefsizsin.

-Ne desen haklısın.

Hoseok Yoongiye gözucuyla bakıp derin bir nefes aldı.O kadar da kızgın görünmüyordu.

-Beni affedebilir misin

Yüzünü çevirip Hoseoka uzunca baktı Yoongi.Kin tutmazdı.Bu yüzden onu affedebilirdi.Fakat o zoru oynamıştı.Kendisi de altta kalamazdı.

-Hayır.

-Yoongi üzgünüm.

-Kuru bir özür mü?Bütün yaptıklarından sonra?

Hoseok başını eğip düşündü.Ona ne yapabilirdi ki?Poşetlerce kokain falan mı hediye etseydi?Ya da kolilerce bira?Aslında aklında dönüp duran birşeyler vardı.Şeytan yine onun tarafındaydı.O da şeytana uyacaktı.

Elini Yoonginin suratına koyup onun denize bakan gözlerini kendisine çevirmesini sağladı.

-Ne var?

Dudakları birleşirken Yoongi gülümsemişti.Almak istediği de buydu.Hoseok çok kolay oyuna geliyordu.Öpücüğünü daha da sertleştirip Hoseoku karlara yatırdığında nasıl davrandığını kontrol etti.Halinden memnun gibiydi.

Fakat bunu yapacak kadar salak değildi.Üzerinde kıyafetleri varken bile donuyordu.Birde çıkarırsa buz tutardı.Bu yüzden öpücüğünü kesip yeniden oturdu.

-Şimdi affettin mi?

-Hayır.

🌌

Taehyung cips paketini ağzına dikip son kalan kırıntıları da bitirdikten sonra masadaki dondurma kutusuna bakıp vazgeçti.Onuda yerse kusacaktı.

-Özürlü.Amip.Uğursuz pigme.

Sabahtan beri Jimine saydırıyordu.Durmaya da hiç niyeti yoktu ki kapı çaldı.Açtığında tanımadığı bir adam elini tuttuğu minik kızıyla kapının önündeydi.Berbat göründüğünü biliyordu ama umrunda değildi.

-Buyrun?

-Min Yoongi yokmu?

-O dışarda.Siz kimsiniz?

-Kim Namjoon.Uzun zamandır bilmesi gereken birşey vardı.

-İsterseniz arayabilirim.

-Çok iyi olurdu.

Taehyung küçük kıza gülümseyerek onları içeri davet ederken telefonunu aramaya başladı.

🌌

-Nasıl affetmedin?!Sana daha ne yapabilirim ki?

-Öpülmekten hoşlanmıyorum Hoseok.

Yoongi suratını yine Hoseokunkiyle yaklaştırdı.

-Öpülecekse ben öpmeliyim.Anladın mı?

İyice yaklaştığında çalan telefonu onu durdurdu.Taehyung arıyordu.Açmazsa yeniden binlerce kez aradığını bildiği için açtı.

-Ne var?İntihar falan edeceksen ışıkları kapatmadan etme.

-Saçmalama.Buraya biri geldi.Seninle konuşmak istiyor.

-Güzel numara Taehyung.Ama yanına gelmeyeceğim.Kendi depresyonunu kendin yaşa.

-Hyung gerçekten yalan söylemiyorum.Şey..

Taehyug telefonu kulağından uzaklaştırıp Namjoona adını tekrar etmesini istedi.

-Ha evet.Adı şey Kim Namjoon.

-Sen ciddi misin?

-Bana inanmıyorsun salak gibi.Kendisiyle konuş.

Taehyung sinirle telefonu Namjoona uzattı.O ise Taehyungun sinirine karşı nazikçe telefonu kavradı.

-Yoongi?

Yoongi duyduğu kısık sesin etkisindeydi.Yıllar sonra Namjoonla konuşuyordu.

-Namjoon?Geliyorum bekle.Seokjinde orda mı?

-Sadece gel ve acele et Yoongi.

Telefonu kapatıp sessizce onu dinleyen Hoseoka baktı.

-Gitmem gerek.

-Nereye?

-Seni sonra arayacağım.

Yoongi kalkıp yarım kalan birasını orda bıraktı ve koşarak eve doğru gitti.Senelerdir Seokjini görmemişti.Nasıl gözüktüğünü ve neler yaptığını merak ediyordu.

Hoseok ise tek başına kalmıştı.İçi,Yoonginin ondan nefret etmediğini bildiği için rahattı.Gülümseyip az önce giden adamın yarım kalan birasını da içmeye başladı.

🌌

Yoongi eve gelmiş Namjoon ve minik kızın karşısında Taehyungla beraber oturuyordu.Fakat Namjoon evine sadece yere bakmak için gelmiş gibiydi.

-Namjoon!Seokjin nerde?Bu kız kim?Konuşsana.

-Yun Hee bizim kızımız Yoongi.

Duyduklarına şaşırmıştı.Seokjin evlenmişti.

Taehyung ise hyungunun kulağına eğildi.

-Gaylerin çocuğu oluyo mu hyung?Neresinden çıkarmış bu kızı?

Yoongi Taehyunga sinirle bakıp dizine sertçe vurdu ve yeniden Namjoona döndü.

-Evlendiniz mi yani?

Karşısındaki esmer adam yavaşca kafasını salladı.

-Ee o neden gelmedi.

-Yoongi..

Karşısındaki yabancılara merakla bakan küçük kız babasının bu yabancıya karşı neden bu kadar gerildiğini anlamamıştı.Onun yerine kendisi söylemeye karar verdi.Sonuçta babası ona gerçeği söylemişti.

-Annem öldü.

OVERDOSE |yoonseok|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin