9.BÖLÜM

19 3 0
                                    

Her geçen gün burayı daha cok seviyordum.  Buraya gelmek aldığım en doğru kararlardan bir tanesidir. Gerçi daha bu hayatta aldığım, sayabileceğim bir sürü kararlarım yoktu. Benim yaşımdaki insanların aldığı en doğru karar sütlü çikolatadan bitter çikolataya geçmek olur du sanırım. Ailelerimiz bizim büyümemizi isterken fark etmeden karar verme yeteneğimizi de yok edebilirler. Ama bunu aşmak her zaman bizim elimizdedir. Sonuçta hic bir aile çocuğunun kötü olmasını bir birey olamamasını asla istemez. Ailelere de hak vermek lazım senin konuşmayı öğrettiğin dün ki bebek bugün nasıl senden daha çok şey bilebilir ki? Sonuçta arada tecrübeler yıllar var. Haklı olarak yaşanması gereken bir çok şeye de engel okurlar ve bilmeden alınması gereken derslere de belki? Tabiki korumak ve kollamak iç güdüsel bir şeydir. Ama fazla korumacı insanların, fazla güçsüz çocuklarının olduğu çok net ortada. Hiç bir aile göz göre göre asla çocuğunun mutsuz olmasına izin veremez ama biraz sakin olmak da fayda var bence. Kimseyi kendi yapamadıklarımızdan dolayı suçlayamayız. Bizim zamanımız da diye başlayan cümleler, küçükken de şu an da inanılmaz saçma geçmiştir. Çünkü şu an bizim zamanımızı yaşamaktayız. Her şeyin bir doğrusu bir de eğrisi olduğu doğrudur. Ama kime doğrudur ki bu? Sen bir başkasını eleştirirken onun gozleriyle,bedeniyle baktınmı ki hayata onu yargılıyorsun. Belki onun için  de sen yanlışsın. İki kardeşin bile düşünceleri, hayata bakışı farklıyken sen nasıl her kezin seninle aynı şeye inanmasını veya saygı duymasını bekleyebilirsin ki?
Bu dünyayı o kadarda zorlaştırmayın bence tahmin ettiğiniz  kadar zor değil yaşamak ve yaşatmak altı üstü sadece nefes almak gerisini zaten bedenin sana sormadan hallediyor. Küçük ve basit detaylarda boğulmak yerine gerçeğe odaklanın, asıl görmeniz gereken güzel detaylara. Her şeyi sebepsizce sevin ki çok mutlu olun. Bir şeye bakarken onun neyden var olduğunu ve nasıl  olduğunu düşünün ozaman belki daha  çok seversiniz, kıyamazsınız. Sevmekten kastım onunla ölmeye çalışmak değil. Hissetmek sadece unutmak bütün kötülükleri. Bu bir insan olmak zorunda değil bir hayvan da. Doğada mutlaka seni mutlu edecek bir şey vardır. Onu bul ve sev. Bağlı kalmadan, tutsak olmadan. Mesala o senden vazgeçip soluyorsa, sende ona acımadan vazgeçebil. Vazgeçmek çoğu zaman acımasızlık gibi gözüksede aslında en zor şeydir vazgeçebilmek. Kolay vazgeçmek cahil cesareti ister aslında çoğu zaman. Sevdiğin halde vazgeçmek, istediğin halde vazgeçmek yada ömründen vazgeçmek.  Yani vazgeçmek zor iştir. Devam ederken bir şeyler akıp giderken zaten hayat gayet güzeldir.
Benimde akıp giderken hayatım gayet mutlu bir gündü. Hayat devam ediyordu. Sabahım aynı kahvaltım, hatta bildiğim dolmuştaki amca da, yani hersey yolunda ve herkez yerli yerindeydi. Okula gittiğimde buseyle sabah kahvelerimizi içerken tabikide dedikodusuz da olmuyor du. Sınıftaki bazı garip tiplerden bahsedip üzerimize vazife olmayan eleştiriler yapıyorduk. Aslında nefret ederim insanları eleştirmekten o çünkü onun bedenidir. Nasıl görmek istiyorsa ve neyden hoşlanıyorsa tabiki onu yapmalıdır. Oda onun doğrusudur. Tabiki doğru bazı konularda bir tane olabilir ama. Senin doğruna zarar vermediği ve düşüncene engel olmadığı sürece karşındaki  insanı yargılamak bencilce bir davranış. Gereksiz ve yersiz olduğunu da saymıyorum da saymıyorum bile. Kendimi yine yerden yere vuruyordum. Hem konuşup hemde kendime kızıyorum çok garip. Ama çok ufak  dedikodular olduğundan biraz yırtıyorum içten içe sanki. Ama ne olursa olsun yanlıştı tabiki beni veya kimseyi ilgilendirmez di zaten. Dışına bakarsan içini asla görmezsin. Asıl önemli olan da insanların içi değilmidir.  Biraz konuştuk dan sonra artık sınıfa çıkmamız gerektiği söyledim ve beraber sınıfa doğru ilerledik. Okulun her tarafında tabloları heykeltıraşlar yani bir sürü emekler,  harcanmış zamanlar vardı. Hepsinin bir hikâyesi de vardı elbet. Bugün bazı derslerin girişi yapılmıştı. Sanırım bundan sonra ki haftalar bu günleri aratacaktı. Ama şimdilik herşey gayet yolundaydı. Şimdiden kendimi tedirgin etmenin hiç bir mantığı yoktu. Buse ile çıkışta çarşını gezmeye karar verdik.  Çarşıda gezerken hafta sonu için havalar daha da soğumadan bir yere gidelim diye düşündük. Ama buranın da limanı çok güzeldi. Debiz olan heryer gibi burasıda harikaydı. O gün baya yürümüştük. Eve kendimi attığımda hayal kuracak bile halim kalmamıştı. Annemlerle konuştuk dan sonra  duşa girdim. Kışa  yaklaşmış olmamıza rağmen hava bugün  baya sıcaktı. Hem yorulmuş hemde terlemiştim. Duştan çıktıktan sonra istanbuldaki bütün arkadaşlarımı aradım tek tek onları özlemeye başlamıştım. Biraz hasret giderdikden sonra artık uyumaya hazır hissediyordum kendimi. Uyumak da benim için ayrı bir güzel di. Yeni rüyalar yeni serüvenler. Benim rüyalarımda çok garip di. Tıpkı kendim gibi. Her uyumam da sanki gercek gibi yada film gibi up uzun rüyalar görüyordum. Bugün  ne olacaktı acaba...

BİR DELİ BİR ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin