Annem gözlerimin içine baktı uzun uzun. Annem söyleyemediklerini hep gözleriyle anlatırdı. Kocaman iri iri kahve gözleri gülmeyi de kızmayı da cok iyi bilir di. Gülerken gözlerinin içi güler di sanki, bir bayram yeri olur du kalbim . Annem neşe dolu bir insandı çoğu zaman. Herşeyden mutlu olur kimseyi haksiz yere asla kırmaz incitmez annem gerçek bir anne. Ama bir hata yaparsam ve bu hata kendi hayatımı etkiliyorsa iste ozaman yandım demektir. Kendisine zarar verecek bir şey yapsam bu kadar kızmaz ama konu ben olunca adeta gözü dönüyor.
Birden babamın sesiyle şiirimsi destansı sarılmamıza bir son verdik. Babam;
- Hadi bakalım artık kahvaltı zamanı. Diyerek ayrılığı saman altından tekrar hatırlatmıştı. Babam asla bir şeyi direkten söylemez. Ve o kadar sakin ki bazen o sakinlik beni korkutur. Yani bir sey söylese kızsa daha iyi dir. Bir de bakmışsın ki sakin adam araya dağ gibi mesafeyi koyu vermiş. Nedeni bile asla duyamazsın çünkü senin bulmanı ister her zaman. Ama dünyanın en güzel yeridir benim babamın dizleri.
Annem yine yapmıştı yapacağını o nasıl bir omlet mutsuzluk iştahı bile dayanmıyor. Sabahın köründe sen bu enerjiyi nasil buluyorsun da bu kadar lezzetli şeyler yapıyorsun? Asi ve marifetli kadın demeden yapamayacağım...
Kahvaltılar bitti artik yavaş yavaş yol gözüküyor du. Çantamı yerden aldım ve medet annem babam diyen gözlerle , sırayla gözlerimi gözden göze gezdirdim . Bu defa akıllanmışlar kimse bakmadı bile yüzüme. Arabaya herşeyi yerleştirdik arka koltuğa oturdum. Içimde acıyla karışık bir mutluluk yeşeriyor du sanki. Bir yanım gülüyor diğer yanım sacmalama serdar-ı ne çabuk unuttun da gülüyorsun diyor. Ama bu benim en büyük hayalim nasıl mutlu olamam ki ? Kalben bir kıpırtı kopuyor icim de evet ruhen yorgunum şu an ve onun için çok üzülüyorum. Kendime kızıyorum nasıl bir yol bulamadığıma ama şu an hayallerime gidiyorum izmire ve ıstediğim okula. Bu gerçekten rüya gibi. Baktigim her sanki gülümsüyor bana bütün doğa anlıyor sanki benim ne kadar mutlu olduğumu bak güneş bile doğdu, çamlar yeşeriyor, ufakdan içime yaz geliyor sanki? Ne radyoda ki müzik ne annemlerin sesi hiç bir şey duyamıyorum. Mutluluk kulaklarımda kendi şarkısını söylüyor ve her sey baktığımda bana gülümsüyor. Kıskandığım ağaçlar bana ellerini uzatıyordu sanki. Evet bugün kuşlar benim için uçuyorlar. Bu benim başarımdı. Başarmıştım... İçim bayram yerine dönüyordu . Her yaklaştığımızda. Sonra arabayı nereye koyalım? Burası uygunmu ? Seslerini duydum. Gelmiş olamazdık heralde? Gözlerimi hayal dünyamdan çıkardığım da tam olarakda oradaydık. Güzel sanatlar fakültesi. Dışardan pek bir afilli olmayan okulun içinde hayat vardı. Bütün belgelerimi çantamdan çıkardım. Sonra arabanın arkasındaki yetenek sınavı için hazırladıklarımı aldım. Birden bire heyecandan yapamayacak gibi bir hisse kapıldım. Annem gözlerimdeki korkuyu hemen fark etti. Bana bakarak sadece sakin olmam gerektiğini ve zaten çok iyi olduğumu söyledi. Annemin her sözü beni hep rahatlardı. Ama bu sefer midem azıma geliyordu. Ve kalbimde bir kelebek oraya yanlışlıkla kaçmış da çıkamıyormuş gibi çırpınıyordu. Sanki kalbime elimi soksam alıp çıkarsam rahatlayacak gibiydim. Sonra binbir dua ile girdik okuldan içeriye. Ön kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra sınavın olacağı yere doğru gittik biraz bekledikten sonra bir liste astılar kapıya hemen yerimden fırlayıp listeye doğru koştum. Şakaydı sanki? Ilk sırada ben vardım. Içime derin bir korku saplanmıştı. Annem;
- Bitanem ne kadar şanslısın beklemek her zaman tedirginlik verir. Bir an önce kendini göster ve evimize bakalım.
- Eeev eve bakalım evet. Dedim
Ev deyince bir an kafamdan sönen bir ateşin foslması gibi bir rahatlama sesi koptu içimde. Bu kadın her zaman beni rahatlatmayı başarıyor . O sözlerden sonra söylediği herşey bir kuş sesi gibi gelmeye başladı. Yaparsın birtanem evde gibi düşün sen çok başarılısın.... Sonra cik cik cik. Annem herseyi tiyatrolaştırmadan yaşayamadığını söylüyor hep. Sanirim gercek den öyleyim. Sonra içerden bir ses Deniz Bal.... Hemen kendimi toplayıp içeri girdim. Içeride cok tatlı insanlar vardı. Cok güler yüzlü komiklerdi bir de. Beni çok güzel karşıladılar. Ilk basta kendimi tanıttım. Ne zamandır resim yaptığımı anlattım. Sanatın her dalını cok sevdiğimi anlattım onlara. Sonra iste o an "aşkk'ın" resmini yapacaktım. Ve başlamıştım yapmaya her dolmuşumda kulaklarıma çalınan muhteşem sesleri beni daha da gaza getiriyordu. Evet onları kendime hayran bırakmayı başarmıştım. Sonuç mu tabikide artık Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DELİ BİR ADAM
ChickLitDaha önceki aşklardan eser yoktu... Sevmek sanki "O"nun icin çarşafa sarılı çıplak bir kadın bedeniydi... Ama o oyle sevmiştiki o bedene bürünmeye razıydı... Ben ilk defa böyle bir adim atıyorum umarım hikayeyi ve asıl anlatmak istenenleri begenir...