-CRY FOR THE MOON-
BAŞLANGIÇ
7 Nisan 1994, 22.00
Yağan yağmur hızlıca toprağın üstüne düşüyor ve eşsiz bir koku yayıyordu, Seul’de. Saat geç olduğundan sokaklar boştu.Sadece şehrin merkezinde açık bir kaç dükkan ve yağan yağmurdan kaçan
birkaç insan vardı görünürde.Evet merkez aydınlıktı fakat ara sokaklar gecenin esiri olmuştu.Yağmur, Nisan ayından beklenmeyecek şekilde hızını arttırıyordu. Dakikalar ilerledikçe damlalar irileşiyor, ayın ışığı enerjisi emiliyormuşçasına geri çekiliyordu.Evet şehir meteorolojisi havanın bugün soğuk ve
beklenmedik şekilde yağışlı olacağını duyurmuştu fakat sanki gökyüzü başka bir şeyin habercisiydi.
Tuhaf bir şeyin..
7 Nisan 1994, 22.30 KİM Ailesi
Yağmur hızını iyice arttırmış, ay her zamanki cömertliğini bir kenara bırakıp ışığını iyice gizliyordu. Yaklaşan şey bir felaket miydi yoksa mucize mi tahmin etmek zordu. Bir annenin acı çığlıkları kulakları
sağır edercesine yükselirken, bütün aile korkulu gözlerle olanları izliyordu.Onların tarihlerinde ilk kez oluyordu bu.Başlangıç gününden bugüne kadar ilkti. ‘’Yeni Doğan’’ kavramı vampirlerde hep vardı evet ama, kelime gerçek karşılığını şimdi bulmuş gibiydi.
Bu kez gerçekten yeni bir vampir doğuyordu.
Anne karnında gelişen bir vampir..
Kadının çığlıkları arttıkça evdeki diğer beş erkek korku dolu gözlerle doğuma yardım etmeye çalışıyordu.
Kris saate baktı, saat tam olarak 22.40 olmuştu.Saatin tik tak edişi beyninde yankılanıyordu.Zaten hassas olan kulakları şuan sınırı zorlayarak iyice hassaslaşmıştı. Baekhyun ve Kyungsoo babalarına
yardım ederken, Kris ve Lay annelerini sakinleştirmeye çalışıyorlardı.Dakikalar ilerledikçe açık pencereden gelen ay ışığı azalmaya devam ediyordu. Ve saat tam 23.00’ı vurduğunda 2 şey oldu.Ay ışığını bir ölümlünün ruhunu kaybetmesi gibi kaybetti ve kulakları sağır edecek tondaki ağlama sesi duyuldu.
Herkes merakla bebeğe bakıyordu. Simsiyah gözleri ve esmer teniyle dünyadaki en güzel varlık gibiydi.Lay ise bu sırada yeteneğini kullanarak anneyi iyileştirmekle meşguldü.Annesini
sakinleştirirken bir yandan da elleri ile işine devam ediyordu.Kris’in sesi onu kendine getirdi.Lay şaşırmıştı çünkü ilk kez onun sesi bu kadar korku doluydu.
‘’Bunu görmelisin’’ dedi titrek nefesini dışarıya verirken. Anneyi odada dinlenmesi için bırakıp alt kata bebeğin yanına indiler.Baba DaeJung gözlerindeki korkuyu gizlemeye çalışarak bebeği Lay’e uzattı.
Lay bebeği kucağına aldığında Baekhyun sadece ‘’Boynuna, şah damarının üstüne bak. ‘’ diyebilmişti.
Lay bebeğin naif boynunu yavaşça kaldırdı. İşte tam oradaydı. İz sanki yumuşak deriye kazınmış gibiydi.Bir üçgen ve içinde spiral şeklinde bir uzantı..
Lay’in ağzından sadece şu cümle dökülebilmişti
‘’Eğer bu tahmin ettiğimiz şeyse onu hemen buradan götürmeliyiz.’’
7 Nisan 1994, 22.30 OH Ailesi
Luhan aşağı kata koşarken birden ayağı takıldı.Tuhaf olan ayağının bu telaşla takılması değildi.Tuhaf olan vampir olmasına rağmen ayağının takılmasıydı.Çünkü evet o bir vampirdi ve denge konusunda hiçbir varlık onlarla karşılaştırılamazdı.Annesinin acı çığlığı ile kendine geldi Lu.Evet annem diyordu çünkü kendisi ile diğer dört erkeği o kadın ve kocası dönüştürüp yanlarına almıştı.
Düşüncelere dalacak kadar aptal olduğunu için kendisine kızıp hızla odaya girdi. Chanyeol babası Himchan’ın yanında,
annesinin ayak ucunda duruyordu. Tao dolu gözlerle annesinin elini tutmuş onu sakinleştirmeye çalışırken Suho Luhan’ın elindeki bezi kaptı. Luhan Chanyeol’ün yanında yerini alıp telaşlı ama bir o
kadar da meraklı gözlerle babasını izlemeye başladı.Pencereden gelen ay ışığı azalmıştı ve yağmur giderek hızlanıyordu.
Luhan gücünü kullanıp olduğu yerden pencereyi kapattı ve acı dolu annesini izlemeye devam etti.Tao saate bakıyor ve artık bitmesi için Tanrıya milyonuncu duasını ediyordu.Saat 22.50 olmuştu ve bebeğin minik kafası artık gözüküyordu. Chanyeol ailenin en acımasız ve korkusuz olanıydı ancak ondaki gerilim bile tozlu odadaki havada yerini almıştı.Odadaki devasa saat sanki gırtlağına yapışmışçasına bağırmaya başladı.Ay ışığını tamamen yitirmişti. Karanlık, kara bir delik gibi çökmüştü evin yanında ki ormanın üstüne.Ve işte sonunda gelmişti aylardır beklenen.
Baba bebeği bir battaniyeye sıkıca sarıp verdi Luhan’ın kollarına. Adı çoktan belliydi bu miniğin.Luhan eğildi.Bebeğin kulağına fısıldayacaktı adını.Ama o an dehşet verici şekilde açtı gözlerini. Gördüğü şey tam şahdamarının üzerinde bütün ihtişamı ve korkunçluğu ile kendini sergiliyordu.Kırmızı iz sanki
kazınmıştı bebeğin beyaz tenine.Luhan zaten büyük olan ama şaşkınlık ve korku ile açtığı gözleriyle Chanyeol’a döndü.
O an anladı herkes kahenetin gerçek olacağını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cry For The Moon
FanfictionYüzyıllar boyunca birbirine düşman nesiller yetiştirdi iki aile.Ama bir gün hesaba katmadıkları bir şey oldu.Ay tutulmasının beklenmedik gerçekleştiği o gece, her iki aileden dünyaya birer bebek geldi. Onlara bahşedilen şey bir lanet miydi yok bir...