NOT: Arkadaşlar yine ben başlamadan önce birkaç açıklama yapmak istedim. Bütün bölümleri yazıp bitirdim. Yani artık bütün kurgu tamam. Ayrıca bir konuda açıklık getirmek istedim. Doğduğumdan beri Türkiye’de olmama rağmen Türkçem biraz kötü normalde birilerine okutup öyle gönderiyorum bölümleri yanlış olan yerler varsa düzeltsin diye ama bu sefer kontrol ettirecek kimsem yoktu o yüzden arada tamlama yanlışları falan görürseniz özür dilerim. Bu arada bi daha ki bölüm Kai’nin ağzından ve heyecanlı bölümlerimiz bi dahaki bölümden itibaren başlayacak. Keyifli okumalar.
Luhan Jongin’e baktığımı görünce kolumdan tutup kaldırdı ve beni dışarıya sürüklemeye başladı. Bu hyunglar niçin Jongin ile aynı yerde 3 dakikadan fazla durmama izin vermiyordu?Yorucu ilk günümün ardından sonunda eve dönebilmiştik. Hem fiziki hem ruhsal anlamda yorucu bir gündü. Birincisi ilk derste Jongin ile aynı sınıfta olduğumu öğrenmiştim, ikincisi birbirimizden deli gibi bütün gün kaçmıştık, üçüncüsü sadece biz kaçmakla kalmamıştık onun hyungları ve benimkiler karşılaştıkça ortam gerilmişti. Ayrıca şu Jongin’in yanındaki ufaklık bütün gün sinirlerimi bozmuştu. Jongin’e yapışık durmuştu ve ben gerçekten her bu sahneye şahit olduğumda kendime hakim olmak zorunda kalmıştım. Zararsız gibi gözüken masum bir suratı vardı ama davranışları ona karşı anti duygular beslememe neden olmuştu. Tuhaftı. Jongin’i tanımadığım halde onu kıskanmam gerçekten kabul edilemez bir davranıştı.
Ama her gördüğümde de kalbimin deli gibi atmasına, karnımda kelebeklerin uçuşmasına ve gereğinden fazla ter salgılamama engel olamıyordum. Ders esnasında sınıfa girince kendimi tutamamış ve verdiğim aşırı tepki sonucu sandalyeden düşerek bütün sınıfa ilk günden rezil olmuştum. Neyse ki yakışıklılığım ve Tanrıları kıskandıracak gülüşüm sayesinde yaptığım aptallığın üstünü örtebilmiştim. O ise inat yapıyormuş gibi gelip yanıma oturmuştu. Ders boyu birbirimize kaçamak bakışlar atmıştık. Tuhaf olan en büyük olay ise dersler haricinde benden kaçması ve derslerde gelip dibime oturmasıydı. Dengesizlik abidesi olduğu gerçekti. Veya beni çıldırtmak için biri ile anlaşmıştı. Ama beni deli etmesine rağmen hala onu düşünmekten kendimi alamıyordum. Bilirsiniz biri sizi gıcık etti mi onu düşünürsünüz veya ben şuan kendimi kandırıyorum. Ona karşı içimde oluşan şey neydi bilemiyorum. Kafamı karıştırması bana hiç yardımcı olmuyordu. Onunla konuşmak ve onu tanımak istediğim doğruydu fakat sürekli aklıma Luhan’ın onlardan uzak dur deyişi geliyordu. Bilemiyorum o kadar da zararlı gözükmüyorlardı aslında sadece kabul ediyorum biraz Bad Boy imajları vardı. Ama yapmayın her okulda böyle tipler olurdu. Hatta genelde filmlerde böyle kötü gözüken çocuklar aslında kendi içlerinde mükemmellik örneği çıkarlardı. İçimde bir yerlerde onlarında bu şekilde çıkmasını isteyen küçük bir Sehun vardı. Sanırım bu benim aşırı duygusal, aşk düşkünü ergen yanımdı ama yine de onu susturmak istemiyordum. Jongin’e karşı içimde başka bir fanboy doğmuştu bile. Ve kötü haber ben birine hayran oldum mu Exo fangirlleri gibi olabiliyordum. Bilirsiniz odanızın her yeri fotoğrafları ile dolar. O sizin farkınızda olmasa bile siz onu kendinden bile iyi tanırsınız. Bütün muhabbetiniz o olur bu yüzden aşırı saplantılı asosyal damgası bile yersiniz ama umurunuz da olmaz ve siz sevginizi ona vermeye devam edersiniz. İçinizde gün be gün büyüyen bir psikopat vardır ama siz yine de mutlusunuzdur.
Öyle ki fotoğraflarına bakıp ruhsal acı çekmek bile hoşunuza gitmeye başlar. Yanında gördüğünüz kız veya erkeğe ettiğiniz küfürleri saymıyorum bile. Bunları düşünürken korkudan birden gözlerim büyümüştü. Bu tarz biri olmak mı beni korkuttu yoksa onun benim farkımda olmaması düşüncesi mi bilemiyorum ama bir şeyden korktuğum kesindi. Elimdeki siyah pelüşü istem dışı sıkmaya başlamıştım ve kafamı sağa sola sallayarak kendime geldim. Benim farkıma varmak zorundaydı sonuçta ben harika OH ailesinin harika üyesi Sehun’dum. Onunla konuşacaktım ve beni tanımasını sağlayacaktım. Bu cesaretin nerden geldiğini bilmiyordum. Ben ayaklanmış aynanın karşısında kendimi iyice cesaretlendirirken kapım çaldı. Ben daha gel demeden önce içeri dalan Chanyeol hyunga bağırmamak için kendimi tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cry For The Moon
FanfictionYüzyıllar boyunca birbirine düşman nesiller yetiştirdi iki aile.Ama bir gün hesaba katmadıkları bir şey oldu.Ay tutulmasının beklenmedik gerçekleştiği o gece, her iki aileden dünyaya birer bebek geldi. Onlara bahşedilen şey bir lanet miydi yok bir...