10|Şip

919 76 26
                                    


Tatlı okuyucularım merhabaa. Sizden özür dileyerek başlamak istedim. Bir mantık hatası yapmışım. İ(iki) bölümünde Nayeon'la Jennie'yi zaten karşılaştırmışken, geçen bölümde de ilk defa karşılaştırmış gibi yapmışım. Kitabı tamamladığımda her şeyi baştan düzenleyeceğim. Keyifli okumalar~

Kapı zilinin uzun uzun çalmasıyla yatağımdan fırladım. Hoseok'un odasının önünden geçerken yatağının hiç bozulmamış olduğu gözüme çarptı ama bunu yoksayarak hızlı adımlarla kapıya koştum. Kapıyı açtığımda karşımda Yoongi ve elindeki kahvaltı malzemeleri dolu tepsiyle karşılaştım.

"Günaydın, bugün çatıda kahvaltı edelim diyecektim ama Taehyung gece eve gelmedi. Hoseok'u da çağır çıkalım." İstemsizce kaşlarımı çattım, "Ne demek eve gelmedi? Ayrıca Hoseok'un yatağı da hiç bozulmamış." Yoongi gülümseyerek konuştu. "Takip et beni."

Dediğini yapıp onu takip etmeye başladım. Çatıya bir kaç basamak kala adımlarını yavaşlattı. Kapının gıcırtısını en hafif derecede çıkarmaya çalışarak kafasını dışarı uzattı. Gülmesini bastırmaya çalışır gibi bir halde bana döndü. Fısıldayarak "gelde şunlara bak" dedi ve kapıyı açtı. Kapının gürültüsünden hiç rahatsız olmamışlar gibi gözüküyordu. Ve sarmaş dolaş birbirlerine sarılmışlardı! Hemen Yoongi'nin telefonunu cebinden alarak fotoğraflarını çektim. Bu daha sonra gülmek için bir neden olabilirdi.

Yüzlerine kahvaltı tepsisindeki su dolu bardaktan birkaç damla damlattığımda suratlarını ekşitip birbirlerine daha sıkı sarılmışlardı. Yoongi elindeki tepsiyi bir kenara bırakıp onları birbirlerinden gülerek ayırmaya çalışarak uyandırdı. İkiside yeni uyanmanın şokuyla etrafa bakındılar.

"Yah bana neden sarılıyordun? Sapık mısın?" Diyerek çakma sinirliyle konuştu Hoseok. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Taehyung çapraz şekilde göğüslerini eliyle kapattı. "Asıl sapık sensin." Eliyle yerdeki şişeleri gösterdi. "Beni sarhoş edip bana ne yaptın? Hiçbir şey hatırlamıyorum."

Hoseok gülmeye başladı. "Aptal gibi burada mı uyumuşuz ya? Her yerim tutulmuş." Dedi yaşlı bi teyze edasıyla belini tutarak.

O an aklıma gelen şeyle Taehyung'un üstüne yürüdüm. "Sen hastasın hem içip hem çatıda mı yattın?" Vuracak gibi elimi kaldırdım. "Bana artık şu muameleyi yapmasanız? Nasıl dayanmışım ben size yıllar boyunca ya?" Diye yakındı, daha önce defalarca yaptığı gibi.

Hoseok kollarını bağlayıp yüzünü yan çevirdi. "Bana neden kızmıyorsun? Ben üvey miyim?" Taehyung'a yaralarından dolayı vuramamıştım. Hoseok kendi kaşınmıştı. Cümlesini bitirir bitirmez masanın üzerine fırlayıp gıdıklamaya başladım. Yorulduğunu anladığımda bırakıp "Hadi yüzünüzü yıkayıp gelin. Kahvaltı burda." Diye poposuna vurdum.
(Y/N: özür dilerim skdksldl ArmyLieber )

Tae'ye bakmak için döndüğümde ise gitmişti bile.

Son olanlardan sonra aramız eskisi gibi olamıyordu. E çok normal bi durumdu ama yinede moralimi bozuyordu. Onunla daha fazla zaman geçirmeyi aklımın bi köşesine yazdım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aşağıya indiğimizde herkes evlerine dağılmıştı. Hoseok odasındaydı, bende mutfakta bir şeyler tıkınıyordum. Kapının açılma sesiyle dış kapıya döndüm. Yoongi telaşla yanıma geldi. "So Yun bana instagramdan mesaj atmış!" Tam elimle ağzını kapatmıştım ki karşımızda dikilen Hoseok'u gördüm.

Sakince sandalyelerden birini çekip oturdu. Bizimde oturmamız için eliyle işaret etti.

"Ne demiş?" Bu sakinliği hiç hayra alamet değildi. Yoongi elindeki telefonu bizim görebileceğimiz şekilde masaya koydu.

"Yoongi merhaba. Ben geri döndüm. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Sizi bu sebepten dolayı rahatsız etmek istemezdim ama Nayeon'un ne yaptığını duydum. Taehyung çok sinirli olmalı. Galiba bu yüzden beni her yerden engellemiş. Ben onun adına Taehyung'tan özür dilemek istiyorum. Taehyung'un telefon numarasını verir misin? Ya da evinize geleceğim."

Okumayı bitirdiğimde Hoseok'a döndüm. Tepkisiz şekilde gözlerini telefona sabitlemişti. "Ne yapacağız? Ona Taehyung hiçbir şey hatırlamadığını söylemeli miyiz?" İlk konuşan ben oldum.

Yoongi kafasını salladı. "Nayeon'a söyleyebilir." Doğru. Bu sefer geri dönerdi. "Ama eve gelsin. Onunla yüzyüze konuşalım." Hoseok hızlıca ayağa kalktı. "Ne saçmalıyorsun sen? Ben onunla asla konuşmam!"

Yoongi yüzünü buruşturdu. "Her şeyin boka sarmasını mı istiyorsun? Onu ikna edici şekilde konuşmalıyız ki, kimseye bir şey anlatmasın."

Hoseok yanaklarını şişirerek  tuttuğu nefesini dışarı verdi. "Tamam. Çağır o zaman. Bende Tae'yi oyalarım."
~~~~~

Sanırım ikinci kez içime sinmeyen bi bölüm yazdım. Geçiş bölümü farzedelim bunu~ Vote ve yorum yapan okuyucularıma teşekkür ederim^^ hayalet okuyucularıma da..❤️

Remember | Kim Taehyung-Jennie KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin