11|Şip-il

1K 79 36
                                    

V'nin bölümde söylediği şarkıyla(medyada) dinlemeniz tavsiye ediliiiir

Bütün işlerimin bittiğinden emin olarak son kez kasayı kontrol ettim. Kilitleyip anahtarını patrona teslim ettikten sonra önlüğü çıkarıp hızlıca dükkandan çıktım.

Birkaç gün önce So Yun'a haftasonu eve gelmesini söylemiştik. Bundan Tae'nin haberi yoktu. Olsa bile tanımıyordu zaten.

Aynı gün Tae bana eskiden kalan şeyleri merak ettiğini, ona anlatmamı istediğini söylemişti. O yüzden bu akşam benim iş çıkışımda buluşmak için sözleşmiştik.

Sabahtan hazırladığım piknik sepetini alarak evden çıkmasını söylemiştim. Konum attığım yere gelmesini beklerken içimde garip bi heyecan vardı.

Uzaktan bana bisikletiyle yaklaşan Tae'yi gördüğümde muhtemelen gözlerimden ışık efekti çıkıyordu. Yavaşlayarak altında oturduğum ağaca bisikleti dayadı. "Hoşgeldinn." Dedim neşeyle.

Piknik sepetini yerine yerleştirerek oturdu. Yüzüne o şımarık ama bir o kadar sevimli gülümsemesini yerleştirdi. "Bu yaptıklarının hepsi bizim için mi? Çok açım! Getirirken yememek için kendimi çok zor tuttum." kafamı sallayarak içindeki yiyecekleri çıkarmaya başladım. Kruvasanlardan birini daha ben yerleştirmeden ağzına attı. Sanki dünyanın en lezzetli yemeğini yermiş gibi davranması hoşuma gitti. "Bizim minik Jennie'miz çok lezzetli." utanarak kafamı eydim. "Evet oldukça lezzetliyimdir." söylediği şeyin farkına varınca gülmeye başladı.

Yemek yerken tıpkı çocuk gibiydi. Bu bana iş arkadaşım Jin'i hatırlattı. Cafede ne yerse yesin, hep mutluydu. Ben bu düşüncelere dalıp gitmişken kafasını kaldırdı. "Yüzümde bir şey mi var? Neden sırıtarak bana bakıyorsun?" dedi iki eliyle yüzünü yokladı.

"Sadece çok iştahlı yiyordun." dedim gülerek. Gülümseyerek karşılık verdi. "Sana sormak istediklerim vardı.."

"Eskiden sizden başka arkadaşım yok muydu? Çalıştığım işi bilmiyorum. Ne iş yapıyordum? Kız arkadaşım var mıy-" Elimi hızla durması için yukarı kaldırdım. "Lütfen yavaş." güldü. "Afedersin."

"Elbette arkadaşların vardı.Çoğuyla liseden sonra pek sık görüşmedin. Hatta biri sen hastanedeyken mesaj atıp durdu. Ama hafızanı kaybettiğini herkese söylemek istemedik." Aslında söylemiştik. Çünkü ona Nayeon'u sormamasını sağlamalıydık. "Yakın zamanda seni ziyaret edecektir. Ve iş olarak.. baban ölmeden önce şirketinden yüklü bir geliri senin üzerine geçirmiş. Yani aylık gibi. Ama bazen Hoseok ve Yoongi'ye yardımcı olmak için part-time işlerde çalışıyordun. Ve son zamanlarda hazırlandığın bir ses yarışması vardı."

Heyecanla yerinde kıpraştı. "SES
YARIŞMASI MI?" kafamı salladım. "Hastaneden çıktığımdan beri hiç şarkı söylemedim. Bunu fark etmemiştim. Denemeli miyim?" fazla heyecanlı gözüküyordu. "Seni dinlemeyi hep sevmişimdir."

Boğazından garip sesler çıkararak iki parmağıyla boğazının üzerine vurdu.

"sumgyeowasseo
I tell you something
geujeo mudeodugien
ijen beotil suga eobneun geol
wae geuttaen mal mot haenneunji
eochapi apawaseo"
[TR/Bunu saklıyordum
Sana bir şey söyleyeyim
Bunun beni yiyip bitirmesine dayanamıyorum artık
Neden o gün sana söyleyemedim ki?]

Eşsiz sesinin karşısında dayanamayıp ona eşlik etmeye başladım. Bir süre sonra gülümseyerek durdu. "Garip bir şekilde, bu şarkıyı net hatırlıyorum." Belkide Nayeon'a söylüyordu.

Yüzü yüzüme gittikçe yaklaşıyor muydu? Aramızda biraz mesafe bıraktı. Heyecandan nefesimi tutmuştum. Muhtemelen saniyeler içinde kıpkırmızı olmuştum. "Jennie, daha önce sana harika olduğunu söylemiş miydim?" dedi. Rüzgardan yüzüme gelen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Nefes alamıyordum.

Remember | Kim Taehyung-Jennie KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin