18|Şip-pal

835 70 32
                                    

Yoongi sesini yükselterek tekrarladı. "Ona sürekli zarar vermeye devam mı edeceksin?"

Taehyung kaşlarını çatıp kafasını yukarı kaldırdı. "Bilerek yapmadığımı hepimiz biliyoruz. Ayrıca ben ne zaman ona zarar verdim de sürekli diyorsun?" Ortam bi anda ciddiyet kokmaya başlamıştı.

Yoongi gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti. Bir şeyler söylemesini beklerken "Her neyse." Diyerek mutfağı terketti. Taehyung gözlerimin dolduğunu görünce alayla güldü. "Boşver. Özel gününde belli."

~~~~~~~~~~~~

"Nereye gidiyoruz böyle apar topar?" Diye sordum kalabalık caddede kolumdan beni ileri çekiştiren Tae'ye.

Evden mutfak alışverişi için çıkmıştık ama daha markete girmeden 'benim bir işim var ve benimle geliyorsun' diyerek beni az önceden beri sürüklüyordu.

Sonunda durduğumuzda kafamı sağ tarafa çevirdim. Burası Nayeon'a aldığı, benim ise çok beğendiğim kolyenin satıldığı mağazaydı. İyide bunu nerden hatırlıyordu ki?

"Neden geldik buraya?" Diye sordum gözlerimi mağazanın vitrininden çekerek. "Hoseok kolye istedi."

"Kadın aksesuarı mağazasından mı?" Diyerek kaşlarımı kaldırdım. "Evet, kendisine değil elbette. "

Oflayarak yanaklarımı şişirdim. "İstemiyorum. Evde bir sürü işim var. Alışveriş yapıp geri dönmeliyiz."

Kolumdan tutarak geldiğimiz yere geri yönelmemi engelledi. "Dur. Hadi aama yardımına gerçekten ihtiyacım var." Durumu şaşırtıcı bir şekilde kabullenerek içeri girdim. Bir bölüm tamamen minik uçlu zarif kolyelerle doluydu ve ben yine onlara tek tek bakarken kendimi kaybetmiştim. Arkamdan gelen sesle Tae'nin yanımda olduğunu hatırladım.

"Karar verdin mi? Hangisini alalım?" Diyerek yanıma yanaştı. Ucunda minik kalp işareti olan ince zincirli kolyeyi işaret ettim. "Buna gerçekten bayıldım." Taehyung paketi eline alınca devam ettim.

"So Yun'da benim gibiyse bunu sevecektir. Ben böyle şeylere bayılıyorum." Cevap vermeden sadece gülümsedi ve kasaya geçti.

Ödemeyi yaptıktan sonra ev alışverişi için tekrardan markete geldik. Bir süredir alışverişe çıkmadığımız için evin ihtiyaçları haliyle çok fazlaydı. İkimizde o reyondan bu reyona koşup duruyorduk.

"Yaah Tae! Pasta reyonunda ne işin var buraya gel!" Diyerek alışveriş arabasını yanına sürükledim. Omuzlarını yukarı-aşağı indirerek pastaları işaret etti ve tıpkı küçük çocuklar gibi dudaklarını büzdü. "Ama benim canım pasta çekiyor!" Gerçekten küçük bir çocuğum varmış ve onunla alışverişe çıkmış gibi hissediyordum.

"Tamam alalım bir tane eve." Önünde onlarca pasta dururken gidip kalpli olanı seçmesi gözümden kaçmamıştı ama bu Tae'ydi. Çokta ciddiye alamıyordum.

Sonunda alışveriş faslını bitirdikten sonra eve dönebildik. Yoongi yine evde yoktu. Hoseok ise koltuğa yayılmış telefonuyla uğraşıyordu. Zıplayarak rahatını bozup yanına oturdum. Tae'nin elinden kolye kutusunu kapıp Hoseok'a gösterdim.

"Aç bakalım beğenecek misin?" Şaşkınlıkla kutuya baktı. "Bu ne bana mı aldınız?" Bu çocuk balık hafızalıydı galiba.

"E sen istemişsin? Tae öyle söyledi." Dedim onaylaması için Tae'ye bakarken.

Hoseok hızla kafasını sallayıp elimden kutuyu kaptı. "Ahh doğru ya tamamen aklımdan çıkmış. Ben bunu vermek için çıkıyorum. Görüşürüz!" Diyerek aceleyle ortadan kayboldu.

~~~~~~~~~yazardan;

Akşam yemeği için hazırlık yaparken Tae ve Yoongi -yine- ortalıkta yoktu. Hoseok ise kısa bir süre önce So Yun ile buluşmak için çıkmıştı.

Jennie'nin telefonuna aynı anda iki mesaj gelmişti. "Bu akşam yemeğe gelemiycem." Biri Tae biri ise Hoseok'tandı. garip bi şeylerin döndüğü çoktan içine doğmuştu bile.

Yoongi'nin odasına bir tepsi yemek bıraktıktan sonra odasına çekildi. Şu aralar içindeki o sıkıntı sanki boğazına yumruk gibi sıkışmış çıkmakta zorlanıyordu. Yoongi'ye ne zaman baksa içi gidiyordu ve ona eskisi gibi sımsıkı sarılmak isterken şimdi bir yabancı gibi davranıyordu.

Tekrar telefonuna gelen mesaj sesine baktı. "Yukarı gelir misin?"

'Tae yine üşütmeyi düşünüyor sanırım' diye kendi kendine söylenirken kendisi de üzerine bir şey almadan çıkmıştı. Aşk onun zaten beş karış havada olan aklını tamamen uçurmuştu. Hızla merdivenleri çıktıktan sonra adımlarını yavaşlatıp nefesini normalleştirmeye çalıştı. Saçını ve üzerini düzeltti. Bunu neden yaptığını düşünmek istedi ama bunu daha sonraya sakladı.

Kapıyı gıcırtılı bir şekilde açtığında çatının ışıkları yanmıyordu. Taehyung burada değilse neden onu çağırmıştı?
Tam ışıkları yakmak için uzandığında beline sarılan kollardan dolayı bir kaç saniyeliğine ürkerek gözlerini kapattı. Burnuna dolan o tanıdık parfüm kokusuyla o ürkme hissi huzura dönüşmüştü. Kalbi titreşimde olan telefon gibi atmak yerine titremeye başlamıştı.

Kekeleyerek konuştu. "-T-tae?"

Tae arkadan sardığı kolları daha da sıkılaştırarak çenesini Jennie'nin çenesi ve omzu arasına yerleştirdi. "Hep bu anı hayal etmiştim." Dedi kısık bir sesle. Jennie o ara bayılmamak hatta kalp krizinden ölmemek için Tanrıya çeşitli dualar etmeye başlamıştı bile.

"Sanırım hafızamı kaybetmeseydim senin farkına bile varamayacaktım. Hoseok çok haklı. Sen bizim için mükemmel bir nimetsin. Ama sadece bana ait olmalısın." O sırada onun yüzünü daha net görmek için bir hamleyle arkadaki duvardan ışıkları açtı. Belinden tutarak kendine çevirdi.

Jennie'nin ağladığını gördüğünde baş parmağıyla gözyaşlarını silerek arka tarafını işaret etti.

"Bak. Senin için hazırladık." Masanın üzeri tamamen donatılmıştı. En güzeli ise kalpli pasta ve bugün seçtikleri kolye de masasının üzerindeydi. "Nasıl şeyler beğendiğini hatırlamadığım için sen seç istedim." Jennie hala sesini dahi çıkaramadan sessizce ağlıyordu.

Taehyung masaya ilerleyerek kutunun içindeki kolyeyi eline aldı. Jennie'nin saçlarını boynundan çekip takmak için yüzüne doğru yanaştı.

Jennie hala şoktaydı. Anın güzelliğini dahi anlayabilmiş değildi çünkü şu anda yaşadığı olay, şu ana kadar onun 'imkansız' olarak nitelendirdiği olaydı.

Taehyung kolyeyi taktından sonra hafifçe geri çekildi. "Beni sevdiğin sürece bu kolyeyi asla çıkarma. Ben yokken seni o koruyacak."

Jen kafasını salladıktan sonra kocaman gülümsedi. Gülümsemesi yarıda kaldı çünkü dudağında hissettiği yumuşak doku onu rüyada gibi hissettirmişti.

Bir dakika..

Belkide rüyaydı?

Hayır hayır.. BAYILMIŞTI!

~~~~

Merhaba~ geç kaldığımın farkındayım ama okuldan dolayı sanırım inanılmaz isteksizim. Sonunu yazarken yaşadığım en mutsuz geceyi yaşıyorum ve yazmak beni çok rahatlattı. Umarım okumaktan keyif alırsınız

Hoşçakalın..👋🏼

Remember | Kim Taehyung-Jennie KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin