Mumbai 15.40Filmi izledikten sonra hemen odasına kapanmıştı. Kardeşi ve arkadaşları ondaki tuhaf ve anlaşılmaz değişikliğin sebebini çözemiyorlardı. Işıkları söndürdü çünkü karanlığa ihtiyacı vardı ve yine migreni tutmuştu, ışık olmayan bir yer,işte bu karanlıklar onun tek ilacıydı. Gözlerini kapatır kapatmaz onu görmüştü,göz kapaklarının ardında. Kocaman gülümsemesi ve gülünce kısılan gözlerini görmeyi ne kadar istiyordu. Yüksek Lisansa başlamadan önce de onu sürekli takip etmişti. Arkadaşının sınıfındaydı ve ona karşı olan hislerini saklayamıyordu. Arkadaştan öte bir dostluk vardı aralarında. Ama bundan da fazlası yoktu o aralarındaki şeyde. Kız buna hiç yanaşmıyordu çünkü her şeyin farkındaydı. İkisi de sadece birbirlerinden hoşlanıyorlardı hatta bazen iki sevgili gibi tartıştıkları da oluyordu ama çok uzun sürmeden mesele kapanıyordu.
O gün ders çıkışında onu mimarlık fakültesinin yanında arkadaşlarıyla görmüştü. Elinde buz dolu olduğunu bildiği bir kahve vardı. Bu sıcak havalarda tek vazgeçilmezi o kahveydi ve bu aralar sık sık içer olmuştu, onu tanıyordu. Ona doğru bakınca o da bakıp başını hemen çevirmişti görmemiş gibi yaparak ve arkadaşları ile konuşmaya devam etmişti. En çok da kendini kötü hissettiren umursanmamaktı. Yavaş adımlarla kampüs dışına çıktı ve motoruna binerken dalgındı ta ki arkadan onu sesini duyana dek.
'Kaskın nerde? Siz hepiniz aynısınız, neden takmazsınız ki şu lanet kaskı?' Uzun çenesini daha da öne doğru gerip yüzünü ekşitmişti ona sitem ederken. Döndü ve elinde buzlu kahve olan bu kıza öylece bakakaldı ve konuşmak istese de yapamadı.
'Kaskın diyorum?' Bob, dalgın gözlerini kızın eteklerindeki pullu işlemelere doğru kaydırdı sonra motoru çalıştırdı.
'Bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor Piraya?'
'Nasıl yani ilgilendirmiyor mu?'
'Evet, evet unutmuşum. İlgilendirir, neden ilgilendirmesin? Benim hasta olduğumu düşünecek kadar hatta bana doktora gitmemi önerecek kadar hayatımla alakadarsın. Ama üzgünüm şunu sormam da bir sakınca var mı? Hayatımın dışında kendine bir yer bulup sonra neden sürekli ortaya atılıp atılıp duruyorsun? Gerçekten bunu merak ediyorum!'
Piraya daha ağzını açmadan siyah motor jet hızıyla yanında geçti ve gitti. Kız elindeki buz dolu bardağı sinirle çöp kutusuna doğru fırlattı hatta o sinirle attığı çığlıktan bile haberi yoktu. Onları izleyen üç-beş ergen tayfa alkışlamaya başladılar kızı.
'Iskaladın, kapı mandalı Pirayaaaaa!!! Hahaha' diyerek bağırdılar. Kız daha da sinirlenmişti bisikletini parkın yanındaki direkten çözerek o da hızlıca oradan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hint Kumaşım
Genç KurguYarı gerçek yarı kurgu, yerler mekanlar belki değişiklik gösterecek ama olaylar tamamen gerçeklik kokuyor ! Karakterler hayali değil bunu da bil! Adım gibi eminim ki beğenecek hatta bir solukta merakla okuyacaksın. Ve sevgili okurlarım şimdiden...