Sabah saat beşte alarmım çaldı,gün doğumuyla beraber yola çıkmak istedim çünkü bu saatler en sevdiğim saatlerdir.O güneşin ilk taze ışıkları,mis gibi sabah havası tertemiz,sizi ürperten hafif soğuk hava...insanın iştahını açıyo işte bu havalar ve yeni demlenmiş çay kokusuyla muhteşem bi kahvaltı yapıyosunuz.İnanın bana öğlen olsun hiç istemiyorum,öğle saatlerini bi türlü sevemedim ,hem çok sıcak oluyo hemde herkes uyanıyo heryer kalabalıklaşıyo ve yaşanan talihsiz olaylar sanki hep bu saatlerde başıma geldi,beni bunaltıyo yani.Fazla insan kalabalık yerleri sevmem ama öğlen heryer kalabalık.
Tabiki beşte lönk diye ayağa kalkamadım çünkü uykum var hangi insan beşte rahat kalkabilir ya ,ya yıllardır alışkın olman lazım yada köyde çalışan insanlardan olman lazım.Ama bence günü kaçırmamak için kalkmak lazım güneşle beraber,biz öğlen kalkıyoruz hayatımızın yarısını uyuyarak geçiriyoruz günün en kötü saatinde öğlen kalkıyoruz,ne anladım ben bu işten yani.
Zar zor uyandım ama görmeniz lazım pijama kaymış saçlar dağınık ama sevimli gözüküyorum yani o camdan vuran hafif güneş,uzun ve kızıl saçlarımın rengini dahada belli ediyo ve kendime aşık oluyorum.Banyoya attım kendimi bi iki dakka soğuk duş alıyım dedim,anaaam sabahın köründe duş alınca dondum tabi.Giyindim üstümü aşağıya indim klasik motel kahvaltısı,çay,ekmek,küçük reçel tereyağ krem peynir çikolata paketleri,zeytin,yumurta.Aldım bi güzel yedim doya doya sonra çıkışımı yaptım,herifte hala gülüyo gitmeden dövsem mi şu denyoyu neyse odama döndüm hazırlanıyorum ama zaten benim ekipmanlar giy giy bitmiyo.ohooooooo yani benim kadar ekipman kullanan yoktur ,napıyım kendimi güvende tutmayı seviyorum ki aklı olan olgun insanlarda böyle yapar.
Ah bebeğim canım motorum nasıda tatlı duruyo sabah saatlerinde,beyazına kurban be ! Yalnız red burda değildi yani o kırmızı motor işte.Hayır banane zaten kimse kim olmazsa olmasın.
Yollara düştüm,öğlene kadar hiç durmadım sonra küçük bi yerde çay içmek için durdum,tam çayı söyledim geldi yudumumu aldım.O....red geldi.Çay boğazımda kaldı yemin ederim nası bi ses var o motorda yani ben dört silindir dışında sevmem ama buda efsoymuş abi.
Çocuk şöyle bana bi baktı ama daha kask kafasında filan,göremedim yüzünü,meraktanda çatlıcam hani kimsin be sen ! çıkmadı bi türlü içerden de bekle bekle yok çıkmıyo ,hayır cidden merak ettim sadece.Neyse dedim bunun çıkıcağı yok ben gidiyim hava kararmaya başlıcak çünkü.
Baya yol aldım Karadeniz e girdim sonunda ama gece saatleri o aşığı olduğum ormanlar ne korkunç oluyomuş ya,yemin ederim o simsiyah orman bi yandan korkutuyo bi yandan da ayı mayı çıkar diye korkuyorum ,birinci viteste gidiyorum.Gece oldu yollar tenha tabi artık orman içlerinde ilerliyorum çünkü ve konaklıcak bi yer arıyorum ama buralarda hayatta bulamam iç yollar sonuçta.Yorgunluktan ölücem artık varya bi kenara çeksem mi diyorum ama gece gecede akıl karı degi yani , kamyoncu mamyoncu gelir durursa anlarım ki iş başka sorun çıkar,onu geçtim orman kenarı yani hayvan filan iner.Napıcam napıcam diye düşünüyorum bi yandan da kendimi uyanık tutmaya çalışıyorum.
-Hanfendi iyimisiniz ?
-he ne ?
-meraba korkmayın gece bi kaza geçirmişsiniz ama bişeyiniz yok,sizinle çok ilgilenemicem bişeyiniz yok gidebilirsiniz yalnız motorunuzda hafif bi hasar var sizi bi beyfendi buraya getirdi ve bu kartı size vermemi istedi.
-teşekkürler.
Kartın üzerinde:
Meraba öncelikle geçmiş olsun,motorunuz hafif bi hasar almıştı bu adrese götürdüm tamiri yapılıyo,kendinize geldikten sonra gidip alabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Mecnun Motorcu
AventuraCanından çok sevdiği motoruyla dünya turuna çıkmaya hazırlanan bir kız ve peşinde gelişen anlam veremediği olaylar silsilesi...he birde zeytin var o unutulurmu ya