✨9✨

153 32 96
                                    




İçinizde ki duygudur o.

Kızdığında her bir kayayı döven okyanus ya da kırıldığında her yere dağılmış cam parçalarının zemine verdiği acı gibi duygudur o.

Gökyüzünü sahibi olan yıldızların ve ayın altında sanki sahibi oymuşcasına uçan kuşların hissetiği özgürlük gibi duygudur o.

Sonbaharda dalından düşen karanfilin sonsuzluğa merhaba demesi gibidir.

Sevgidir içinizde ki.

Aşkın aksine acı vermez demişler. Aslına bakarsanız sevgi, aşkın filizlenmiş halidir.

Kim demiş acı vermez diye? Kim demiş tutkuyla bağlamaz, yaşlı kalbin hızlıca atmasını sağlamaz diye?

Kim söylemiş ise yalan söylemiş.


René gözlerimin içine bakmış ve burukça gülümsemişti. Dudakları titremiş, kafasını sallamıştı. Ardı ardını kovalayan gözyaşları hızlıca yanaklarından aşağıya süzülüyordu.
Kendisine verdiği bir sözü yerine getirememiş gibiydi bu nedenle kelimelerini akıtmaya başladı.

''Daha fazla acı çekmeni ya da yanlış bir şey yapmanı istemiyorum Harry. Aynı duygular içersinde olsam bile, hayatını yaşa. Aşık ol.'' kafasını iki yana sallarken, ağlaması şiddetlenmişti.

''René."
Birbirine geçirdiği ellerini avuçlarımın içine almıştım.

Parıldayan çehresinin görmemi engellemişti. Direniyordu.

Ona biraz daha yaklaşarak parmaklarım ile çenesinden tutarak kendime doğru çevirdim. Islanan kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşmüş, dudakları kızarmıştı. Bitkin görünüyordu fakat gözlerindeki bitmek bilmeyen neşe ve umut hala kendini gösteriyordu.

''René ben acıdan oluştum. Bu yaşlı kalbim, saf acı ile dolu ama yaşamaya çalışırken bile içimdeki beni boğan his bir şeylere izin vermiyor. Nasıl yaşayacağımı, aşık olacağımı, yemek yiyeceğimi ve ya uyuyacağım bile bilmezken ne yapabilirim bilmiyorum."

René dudaklarını aralamış, sıcak nefesini dışarıya vermişti. Konuşmak için nefes aldığında, minik dükkanın kapısı çalınmıştı. René kaşlarını çatarak kapıya bakmış ve hızlıca kalkıp, açmıştı.

Yaşlı bir beyefendi, omzundan sarkan kumaş çantası ve şapkası ile elindeki zarfı tutuyordu. Beyefendi, René'yi görünce gülümsemişti.

''Nasılsın René?'' Elindeki zarfı uzatırken gülümsemişti.

''İyiyim Bay Bernard, bu saatte çalışıyor muydunuz? René kibarca cevap verip zarfı almış ve açmıştı. Beyefendi,René'nin sorusuna hayıflanırken, o okyanuslarını dikkatlice kağıtta yazan yazı ile bütünleştirmişti. Kaşları çatmıştı fakat bir süre sonra kafasını sallayıp kağıdı cebine koymuştu.

''Bir bardak şarap alır mısınız Bay Bernard?'' Beyefendi sıcakkanlılık ile gülümsemişti.

''Belki başka bir gün René, iyi akşamlar.'' René zorla gülümseyip kapıyı kapatmıştı. Derin bir nefes alarak bana baktı.

Ayağa kalkıp, yanına gitmiştim. Bir şeylerim ters olduğu ortadaydı. Göğsü hızlıca inip kalkıyor, gözyaşları çenesinden düşüyordu. Kollarımı ona sarmıştım. Başını boynuma koymuş, hıçkırarak ağlıyordu. Elimi kısa saçlarına koymuş, okşuyordum.

'' Acı çekmeni istememiştim Harry. Özür dilerim Harry, özür dilerim...''





Merhaba,

Bu bölümü nedense hiç beğenmedim. Diğer bölümde telafi etmeye çalışacağım.

Evet, biraz hızlı gidiyor  fakat emin olunkeşke daha çabuk yapsaymışım demekten korkuyorum.

Bu arada yine önereceğim yazarlar var.

@@MellHorandale

Gerçekten değişik ve güzel bir kurguya sahip, duygularına hakim olamayacağınız kitaba sahip ve kendisi de çok tatlı.

nedostajesgaliba ithafen🌹❤️

Umarım beğenmişsinizdir.

E.

Diary || h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin