Genç adam yine uyuyamamıştı yine aklına sevdiğinin vurulduğu gün gelmişti tam üç ay önce okyanus mavisi gözlerle hayat bulurken bugün yaşam adına hiç bir şey hissetmiyordu.
Sevdiğini özlemek. Özlemek 7 harf,3 hece ve her gece genç adam tam da bunu yaşıyordu uyuyamıyor yemek yiyemiyordu.
...............................
Genç kız ailesini hiç görmemişti teyzesi ve eniştesi ile kalıyordu. Fakat teyzesi ve eniştesi para yüzünden kavga edene kadar genç kız kendine bir ev bulup yerleşti fakat parası yetmiyordu ve iki aydır evin kirasını ödememişti. Yalnızdı hiç kimsesi yoktu ne bir dost ne de bir ailesi.
BUSE DENİZ: Huzursuz bir şekilde uyandım. Dün işten atılmıştım zaten kirayı iki aydır ödemiyordum ya bugün ya da yarın atılırdım herhalde. Üzerimi değiştirip bakkala gittim. Bakkaldan ekmek ve gazete aldım. Evde hem kahvaltı yapıp hem de iş ilanlarına bakıyordum.
1. bulaşıkçı 2. bebek bakıcısı 3. hizmetçi
bulaşıkçı olamam, bebekleri severim ama bakamam en son hizmetçi kaldı telefon numarası yoktu adres vardı. Üzerime deri ceketimi ve beyaz tişörtümü giyindim altıma siyah pantolon ve nike ayakkabılarımı giydim ve çıktım.
Otobüse binip evin adresine gitmeye başladım. Otobüs iki sokak aşağıdan gidiyordu bende inip yürümeye başladım. Gerçekten bu evler çok güzeldi bir insanın hayallerindeki evler gibi tabi bu benim için sadece hayal evin adresine gelince kağıda tekrar baktım evet burasıydı usulca kafamı kaldırıp eve baktım. Bu ev çok güzel yahu.
Bağçeden evin kapısına doğru yürümeye başladım önüme iki tane takım elbiseli adam çıktı biri bana bir adım atıp konuşmaya başladı.
'buyrun ne istemiştiniz' dedi ona baktım birde arkadaki adama sonra cevap verdim.
'ben iş ilanı için gelmiştim' dedim ve gülümsedim adam kafasını sallayıp.
'tamam gel benimle' dedi ve yürümeye başladı ben de onu takip ettim. Evin içine girince hayran oldum neredeyse her şey siyahtı ve siyah benim en sevdiğim renkti evin dışı gibi duvarları beyaz eşyaları ise ful siyahtı. İçeriden bir kız ve bir adam girdi ikisi de benim yaşalarımdaydı. Adam bana bakıp konuşmaya başladı.
'iş için mi geldin?' dedi ben de konuşmadan kafamı salladım kimse gülmüyordu ve konuşmuyordu merak ediyordum acaba niye böyleler.
'peki sen bekle bizimkiler baksın adın ve soyadın ne' dedi
'adım Buse soyadım Deniz' dedim oda kafasını arkaya doğru çevirdi beni getiren adam dışarıya çıktı.
5 dakika falan bekledik sonra o adam içeriye girdi elindeki dosyayı kızın yanında olan adama verdi. Adam bir bana bir de dosyaya baktı kafasını salladı.
'tamam işe alındın ben Mert bu da Simge' dedi ve devam etti. 'bu arada kıyafetlerin ve odan aşağıda burada yatılı kalacaksın simge sana göstersin odayı' dedi ve çıktı.
Simge bana baktı hafif tebesüm etti.
'gel hadi sana odanı göstereyim sonunda tek kalmaktan kurtuldum ya' dedi ve yürümeye başladı.
aşağıya beraber indik.
o benim odamı gösterip kendi odasına geçti ben de içeriye girdim. Yatağın üzerinde kıyafet vardı ama bunlar çok kısaydı ben böyle şeyler giymeyi sevmezdim ilk günden zor olacak ama bunu Mert beye söyleyip pantolon giyebilirim herhalde.
Mert beyi bulmak için yukarı çıktım kimse yoktu sonra en üst kata çıktım biraz meraklıydım ne birazı her odaya baktım. En son siyah bir kapıya geldim kapıyı çaldım ve içeri girdim yerde arkası dönük bir adam vardı her yerde fotoğraf vardı. Biraz korktum boy aynasından yüzüne bakmaya çalışırken elinin kandığını gördüm hemen yanına doğru yürümeye başladım.
'efendim eliniz kanıyor' dedim ve adama baktım gözleri kıpkırmızı sakaları çıkmış ve saçları dağılmıştı korkuyordum ama birine ihtiyacı vardı. Beni görünce irkildi ve ayağa kalkıp boynumu sıkmaya başladı. Ben bir şey anlamadan ve boğazımın acısıyla adama bakıyordum o ise bağırmaya başladı.
'ne işin var len senin burada kimse buraya girmeyecek demedimi ben' diyip kükredi mübarek boğazımı daha çok sıkmaya başladı. Artık neredeyse nefes alamıyordum adamın gözlerine baktım sonra sol gözümden bir damla yaş adamın eline düştü. Mert odaya kapıyı çalmadan girip adama yaklaştı.
'abi bırak o daha yeni bırak lütfen hadi' dedi adamın elleri gevşedi ama bırakmadı.
'Mert çık dışarı' diye tısladı merte yalvaran gözlerle baktım o tam ağzını açacakken adam bağırdı.
'çık' dedi Mert bana üzgün bakışlar atarak çıktı. Sonra adam bana döndü. Ellerini boğazımdan çekti sonra yere çöküp fotoğraflara baktı sonra tekrar bana döndü.
'etrafı topla sonra cezanı çekeceksin' diyip yatağa uzandı. Bende eğilip yerdeki fotoğrafları topladım. Çık güzel kumral ama masmavi gözlü bir kız vardı öbür fotoğrafta ise ikisi birbirine sarılmış ikisi de gözlerinin içine bakıyordu. İnsanların özeli vardır dedim ve bakmadan topladım yerde cam parçaları da vardı bir tanesi ayağıma battı çığlık atacaktım ama adam uyuyor diye sadece inledim. Yere oturup ayağıma baktım kanıyordu. Ayağa kalktım ve devam ettim.
Evet acıyordu ama o adam uyanırsa daha kötü olur her yeri silip temizledim ayağıma da uzun tişörtümü yırtıp ayağıma serdim sonra adama baktım. Yatakta oturur şekilde ban bakıyordu ben de direk kafamı yere eğdim.
'çık dışarı' dedi kafamı salladım hafif ayağımı kaldırıp yürümeye başladım ve sonunda o adadn çıktım elimi boynuma götürdüm sonra irkildim yürüdüm ve aşağıya indim. Akşam olmuştu kimse yoktu odama gidip ayağımı sardım sonra uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Mafyam
Teen FictionGerçekler acıdır ama bu acıyı unutmanı sağlayacak birileri varsa emin ol acıyı hissetmezsin bile......