*2*

31.5K 906 119
                                    

    Öğlen olmuştu sabah erkenden kalkıp evime gittim eşyalarımı alıp Mert beyin verdiği ikramiye ile kirayı ödedim. 

Şimdi de Simge ile öğle yemeğini yapıyoruz. O adamı dünden beri görmedim ki görmekte istemiyorum. Simge bana her şeyi anlattı sevdiği kızın öldüğünü 3 aydır evde kimsenin gülmediğini her gece adamın kabuslarla uyanması falan her şeyi ha birde adı Ateş.

'her şey hazır hadi götürelim yada sen dur ben yaparım ayağın acımasın' dedi.

'gerek yok ben de yapabilirim' dedim biraz tersler gibi bu zamana kadar kimse beni önemsemedi şimdi de önemsemesinler. Elime iki tabak alıp yemek masasına kadar götürdüm tam arkamı döndüm ki birine çarptım yavaşça kafamı kaldırdım. Bu Mert ohh be

'dikkat et küçük' dedi ben miyim küçük bir kere ben 1.70'im

'ben mi küçüğüm be sen büyüksün' dedim oda bana bakıp güldü sonra arkadan öksürme sesi geldi.

'flörtün bittiyse yemeği getir' ateş bana küçümseyen bakışlar atarken ben sadece kafamı salladım. Ateş görmeden Merte dil çıkardım  tabi Ateş burada olduğu için bir şey yapamadı. Bende içeriye girip bir tane büyük tabak aldım Simgede yemekleri getiriyordu.

Yemek masasında Mert ve Ateş Bey oturuyordu. Yemekleri verdikten sonra mutfağa geri döndüm Simge de benden 5 dakika sonra geldi. 

' sen yemek yedin mi?' dedi bana ben kafamı olumsuz anlamda salladım.

'istemiyorum aç değilim sen ye ben sofrayı toplarım sonra sen yardıma gelirsin' dedim. O da tamam dedi. Biraz bekledim sonra salona geçtim yemekler bitmişti kimse yoktu iki tabak aldım ve mutfağa geçtim ayağım acıdığı için çığlık attım. Sonra ayağıma baktım sargım ful kan olmuştu Simge hemen yanıma koştu.

'ne oldu iyi misin?' dedi ben tabakları Simgeye verdim.

'bir şey yok bunları sen götür ben sargıyı değiştireyim'. dedim kapıdan hızla Mert ve Ateş bey girdi.

'kim çığlık attı siz iyi misiniz?' dedi Ateş bey vay be çalışanlarına önem veriyor adam ben utançla kafamı yere eğdim ve konuştum.

'şey ben attım ayağım acıdığı için' dedim utana sıkıla kesin bağırıcak. Mert bana dönüp.

'ayağına ne oldu' dedi kafamı kaldırıp Merte baktım.

'kaza' dedim sustum sonra devam ettim. 'özür dilerim ben gide bilirmiyim?' dedim.

Ateş bey kafasını salladı kimse konuşmadı ben de aşağıya indim ve sargıyı çıkardım. Az sonra kapım çaldı ve içeri Mert girdi.

'iyi misin yardım istermisin?' dedi kafamı sallayıp

'gerek yok ben hallederim' dedim. O da kafasını sallayıp çıktı. Ayağımı sarıp yukarı çıktım. Kimse yoktu yine ben de mutfağa gittim. Simge etrafta bir şey arıyordu.

'Buse geldin mi? şey bana yukarıdan temizlik odasından deterjan getirir misin?' dedi.

'tamam getiriyorum' diyip yavaşça merdivenlerden çıkmaya başladım. odaların önünden yavaşça geçerken bir anda birisi bağırdı ses Ateş beyin odasından geliyordu. Acaba girsemi yok geçen sefer ölümden döndüm len bir daha hayır diye bağırınca dayanamayıp içeriye girdim galiba kabus görüyordu.

yüzü gözü ter içinde kalmış bağıran bir adet Ateş bey. Yanına yaklaştım yavaşça seslendim bu işin sonu iyi değil.

'Ateş bey hey efendim' uyanmıyordu en sonunda kulağına yaklaşıp Ateş diye bağırdım adam az kalsın yataktan düşüyordu. Bir bana sonra tavana baktı sonra yine bana döndü.

'ne diye bağırıyorsun bu da kulak ' dedi sinirlenmişti  ben dedim valla bu işin sonu iyi değil.

'ne diye bağırıyorsun bu da kulak ' dedi sinirlenmişti  ben dedim valla bu işin sonu iyi değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Ateş'in Odası -

'şey efendim ka-kabus görüyordunuz' dedim ve kendimi dikleştirdim bana baktı.

'göğüslerin frikik veriyor dikkat et' dedi direk elim gömleğime gitti sonra ağzımı kapatıp odadan çıktım. 

Tüm işleri bitirmiştik ha bu arada üstümü değiştirdim ve daha kapalı bir şey giydim şimdi ise Simge ile karşılıklı kahve içiyoruz.

'eee Buse ailen var mı?' dedi ben yetimdim kimsem yoktu ki ne diyecektim.

'ailem yok onları hiç tanımadım ben küçükken ölmüşler teyzemde kalıyordum.Eniştem ile teyzem kavga edicen evden ayrıldım sonra kendime ev tutum sonra işte buradayım.' dedim simge sorduğu soruya pişmandı.

'üzgünüm bilmiyordum'dedi 

'üzülme ben üzlmüyorum ve insanların bana acımasını istemiyorum' dedim ve kalktım arkamı döndüm Ateş bey kapıdaydı.

'buyrun bir isteğinizmi var' dedim kafasını sallayıp simgeye döndü.

'Simge odama bir kahve getirir misin yanında tatlı birşeylerde getir' dedi ban ters ters bakıp gitti. Simgeye öyle dediğim için bana mı kızıyordu yani ne kadar saçma. Salona geçtim Mert televizyon izliyordu. Mert ve Ateş kardeşler ama Mert bana daha iyi davranıyor ve ona bey dememi istiyor.

'film izlerken yanında bir şey ister misin?'^ dedim irkildi bana bakıp tebessüm etti.

'sen de izleyeceksen neden olmasın' dedi bende ona bakıp göz kırptım sonra.

'Simge de gelsin mi?' dedim bir anda şaşırdı ama geri eski haline döndü aslında ilk gün Mertin Simgeyi sevdiğini anlamıştım ikisi birlikte gelince ve sürekli mertin  kaçamak bakışları falan.

'olur gelsin' dedi mutfağa gittim Simge üzgün üzgün oturuyordu onu kırdımmı acaba.

'Simge özür dilerim seni kırdım galiba ama aile konusu olunca kendimi tutamıyorum' dedim Simge bana bakıp gülmeye çalıştı. 

'asıl ben özür dilerim' dedi ben ona tebesüm edip gidince bende biraz atıştırmalık ve kola aldım. Salona geçtim Ateş bey'de buradaydı Mert ve Simge ikili koltukta Ateş bey ise tekli koltukta atıştırmalıkları koyup Merte döndüm yorgundum ve uykum geliyordu zaten Ateş bey gelmese onları yalnız bırakacaktım.

'Mert bey benim uykum var size iyi geceler ' diyip aşağıya indim valla şuan başım çatlıyor hiç film çekemem banyoya girip duş aldım sonra yatağıma girip uyudum.

 

Benim MafyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin