zaynperfect_1D bu bölümü sana ithaf ediyorum aşkım, yorumların ve desteklerin için com teşekkür ederim ve daha fazlasını da görmek isterim:)))
Her bölüm de birine ithaf vereceğim, bunun içinde yorumlarınızın çokluğuna bakacağım.
Harry
"Onu yerine bırak, hemen şimdi." Jenny inatla elinde ki çerçeveyi elinden bırakmıyordu, üstüne o'na yaklaşmam halinde o'nu kırmakla tehdit ediyordu. Tanrım, kız tam bir baş belasıydı, insanların o'na neden babasının kızı dediklerini anlamıyordum, ben uysal ve denilenleri yapan biriydim ama Jenny bir adamı tımarhanelik ederdi.
"Gitmek istiyorum," dudağını aşağı sarkıtarak konuştuğunda, kalbimde ki acı dayanılmaz hale gelmişti. Valeria her ne yaptıysa, kızım o'na tutulmuştu. Onunla oynamak istiyor, onunla uyumak istiyor, hatta kendisini o'nun yıkamasını istiyordu. Jenny'i o'nun yanına götürürdüm ve emindim ki, Valeria seve seve o'nu kabul ederdi, ama şu an lanet makinalara bağlı şekilde yaşam mücadelesi veriyordu. Dizlerimin üzerine çöktüm ve Jenny'nin gelmesi için kollarımı açtım, ama o omuzlarını silkti ve beni reddetti.
"Sen ne inatçı bir kızsın, hemen buraya gel ve bana sarıl, babanın sana ihtiyacı var küçük menekşe," sözlerime kıkırdadı, ama yine de bana gelmeyi reddetti.
"Onu böyle tavlayamazsın, o küçücük bir çocuk." Mathilda başını iki yana salladı ve onaylamayarak cık cık çekti. Jenny hiç bir zaman şımarık kız çocuklarından olmamıştı, o'na her şeyi sunmama rağmen, o her zaman en küçük şeylerle mutlu olurdu.
"Ne yapayım, o çerçeve ile beni tehdit editor fındık kurdu." Mathilda kahkaha attı ve Jenny'nin yanına gidip, nazikçe çerçeveyi istedi. Jenny hiç itiraz etmedi ve o'na çerçeveyi verdi. İçimden küfürler ettim. Mathilda bana baktı ve bilmiş bir edayla gülümsedi. Mathilda, Jenny'nin dadısıydı, en çok onunla vakit geçiriyordu ama Jenny uzun bir süre o'na alışamamıştı. Valeria'yı düşününce, o'na bu kadar kısa sürede alışması ve bu kadar çok sevmesi beni şaşırtmıştı.
Ayağa kalktım, ve tam o sırada kapı çaldı. Jenny benden önce davrandı ve kapıya koştu. Arkasından o'nu izlerken, bir defa poposunun üstüne düşmesine güldüm. Sevimli minik oyuncak bebeğin yürümesine benziyordu, ve bazen tanrıya o'nu bana verdiği için teşekkür ediyordum. Jenny kapı koluna uzanmaya çalışsa da başarısız oldu. Yanına gittim ve o'nu kucağıma alıp, kapıyı açtım. Zayn ağzında ki sakızı patlattı ve benimle Jenny'e baktı.
"Ah, aşkım, bende seni arıyordum." Jenny'e uzandı ve o'nu kucağına aldı. Jenny kıkır kıkır gülerken, orada o'nun babası ben değilim de benim haricinde herkesmiş gibi hissediyordum.
"Bu kızlar hep böyle, yıllarını o'na harca ama başka güzel sözler söyleyen erkeklere tav olsunlar." Jenny bana anlamayarak bakarken, Zayn gözlerini devirip, içeri girdi. Kapıyı kapadım ve onları takip ettim. Zayn kanepeye otururken, Jenny incitmemeye özen gösterdi. Jenny o'na ahtapot gibi yapışmış, başını omzuna yaslamıştı. Bir an için, Jenny'nin büyüdüğünü, güzel bir genç kız olduğunu hayal ettim. Karşımda bir erkekle oturuyordu ve o'na hayranlıkla bakıyordu. O çocuğu sevdiğini söyleyip, evden ayrılmak istediğini ve artık onunla yaşamak istediğini dile getiriyordu. Bir an için yutkunamadım, sahip olduğum tek şey Jenny'di, o'nu kaybetmeyi, her ne şekilde olursa olsun göze alamazdım.
"Sana haberlerim var." Zayn, Jenny'nin saçlarını okşarken konuştu. Yürüdüm ve karşısında ki tekli koltuğa oturup, ayak bileğimi, dizime yasladım. O'nu dinlediğimi belli etmek için başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsta Zone/hs
Fanfiction"Kimse kural koyamaz bize, burada kuralın tanrıları biziz.''