22

2.3K 187 123
                                    

Şarkıyı yıldızla böldüğüm kısımda açmanızı tavsiye ederim ve hikaye bitene kadar başa sarıp dinleyin.

Keyifli okumalar.

Valeria

O günün üstünden iki gün geçmişti ve iki gündür Harry, Jenny  ile birlikte uyuyordu. Geceleri bazen Jenny'nin odasına gidiyor ve onları izliyordum. Harry'nin kolları korurcasına sımsıkı kızını sarıyordu. Bu görüntü bana babamı hatırlatıp, boğazımın kurumasına ve düğümlenmesine neden oluyordu. Orada bir babaya sahiptim, ama o beni gözden çıkarmış ve bunu bir kere bile düşünmeden yapmıştı. İlk zamanlar içimde intikam ateşi yanıp tutuşuyordu, ama sonra bu his gittikçe küçüldü ve yok oldu. Onu hala seviyor olmam ve onun sevgisine ilgisine ihtiyaç duymam, kendimden utanmama neden oluyordu. O kendini benden uzaklaştırırken ve bir an olsun beni düşünmeden bu cehennemde yapayalnız bırakırken, ona nefret ve öfke beslemeyi istiyordum, ama bir şeyler buna engel oluyordu. Bu yüzden tüm olanları boş verdim ve Harry ile bana, yada bize odaklandım. Bunca kötülüğün içinde, onunla bir gelecek hayal ediyordum, belki o bunların hiç birini düşünmüyordu ama benim her an aklımdaydı ve tanrıya onunda bunu istemesi için yalvarıyordum.

''Sorun mu var?'' Harry'nin ciddi ses tonu ile kendime geldim ve yüzümü ona çevirdim. ''Hayır, yok,'' zorla tebessüm ederken, kaşlarını çatmış bana bakıyordu. 

''Neden ağlıyorsun o halde.'' O diyene kadar bunu yaptığımın bile farkında değildim. Elimi yanağıma götürdüm ve ıslaklığı fark ettim. Başımı öne eğdim ve bir yalan düşündüm. Onu yeterince sorunlarımla sıkıyordum ve sürekli üstüne gitmek istemiyordum.

''Şey, alerjim var ve gözlerim arada yaşarıyor,'' gerçek bir gülümseme yüzüme yayılsa da, Harry buna inanmadığını bakışları ile belli ediyordu. ''Öyle diyorsan,'' başını salladı ve silahını temizleme işine geri döndü. Bende önümde ki pastayla uğraşırken, Jenny koşarak içeri geldi. 

''Baba, bak bahçe de ne buldum,'' kelimeleri ağzında yutarak konuştu ve gözlerim elinde tuttuğu şeye kaydı. Bu minicik bir kediydi ve Jenny onu göğsüne bastırıyordu. Harry'e baktığımda, yüzü tiksinti ve hoşnutsuzluk ile şekillendi.

''Bebeğim, onu hemen atıyorsun.'' Jenny omuzlarını silkti ve kediyi alıp, odadan koşarak kaçtı. Harry silahı bıraktı ve peşinden koştu. Bu manzarayı kaçırmamak için bende onları takip ettim ve arka bahçeye çıktım. Harry, Jenny'nin karşısında diz çökmüş ve onu ikna ediyordu, ama Jenny inatla omuzlarını silkiyor ve her an ağlamaya hazır bekliyordu.

''Beni sinirlendirme Jenny, sana o kediyi istemiyorum dedim.'' Harry'nin sesi yükselince, Jenny kediyi yere bıraktı ve ondan beklemeyeceğim bir şekilde Harry'e koşup yüzüne tokat attı. Çığlık atarak ağlarken, oraya gittim ve Jenny'e kollarım arasına aldım ve kucakladım. Harry başını öne eğmiş, sıkıntı ile nefes alıp veriyordu. Ben kucağımda Jenny ile salona doğru yürürken, Harry de bizi takip etmeye başladı. Salona geçtiğimizde, Jenny kollarını bir saniye olsun benden ayırmıyordu. 

''Çok mu istiyorsun o kediyi?'' Jenny iç çekerek başını salladı. Onu kucağımdan indirdim. ''Burada bekle, bir yere kaybolma tamam mı?'' Tekrar başını salladığında, alnını öptüm ve salondan çıktım. Harry mutfakta otururken onun yanına gittim. 

''Ona böyle davranma, eğer o kediyi istiyorsa bırak sahiplensin.'' Harry başını kaldırdı ve bakışlarını benimle buluşturdu. ''Hayır diyorsam, hayır,'' sesinde ki öfke şaşırmama neden olsa da, başımı iki yana salladım  ve mutfaktan çıkıp; bahçeye yöneldim. Yavru kedi etrafta öylece dolanırken, onu elime aldım ve kulağının arkasını okşayarak sakinleşmesini sağladım. Eve girdim ve salona yöneldim. Jenny hala bıraktığım şekilde orada öylece oturuyordu. Yanına gittim ve kediyi kucağına bıraktım, gözleri aniden ışıldadı ve bana baktı. 

Gangsta Zone/hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin