Bu çocukluk arkadaşım Derya'ydı. Lise zamanlarımız beraber geçti zor zamanlarımda hep yanımda olurdu.
Evlerimiz birbirine çok yakındı. Ama sonra şehir dışına taşınmıştı. Benim telefonumda bozulduğundan numarası da silinmişti. Bir daha da ulaşamamıştım.
-Derya'mm yaa nasıl bir soru böyle. Tabikide özledim. Nerdesin ne yapıyorsun?
-Napiyim işte İstanbuldayım ve yeni evime doğru gidiyorum.
-............
-Bahar orda mısın?
-...........
-Bahar!
-LAN. Sen istabula geliyorsun ve bunu şimdi mi söylüyorsun!
-Yaa tamam kızma. Sürpriz yapayım dedim. Bugün müsaitsen buluşalım.
-Bilmiyorum işe girdim bakıcılık işi patrondan izin alabilirsem Eylül'le birlikte buluşuruz.
-Eylül?
-Bakıcılığını yaptığım tatlılık abidesi
-Haa tamam o zaman haberleşiriz.
-Tamam canm hadi görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonu kapattım.
-Eylül sen bekle burda, ben dayınla birşey konuşucam.
Kafa salladı.
Odadan çıkıp Meriç beyi aradım. Aramak derken yani evin içinde aradım. Telefonla değil yani gözlerimle aradım. Tamam sustum.
Salonda otururken buldum.
-Meriç bey?
-Ne demiştim.
Ulan nomissiz ben sana nasıl direk meriç dicem düşündün müğ?
Cevabı ben veriyom tabikide yok. Neyse dicez artık yapçak bişey yok.-Peki şey Meriç sana birşey sorucaktım.
-Nedir?
-Benim çocukluk arkadaşım İstanbula gelmişte buluşmak istiyor. Gidebilir miyim? Hem Eylül'üde alırım canı sıkılmaz.
-Kız Erkek?
Sanane acaba ha sanane. N
-Kız. Adıda Derya.
-Peki tamam ama yanınıza iki koruma olucak.
-Peki teşekkürler.
-Oğlum hadi kahvaltıya.
Mutfaktan bir teyze çıktı.
-Tamam Ayşe sultan.
Kadın geri mutfağa girdi. Kaç gündür buradayım ama yeni görüyordum nedense.
-O kimdi?
-Aşçımız ve bir bakıma annemiz sayılır.
-Çok tatlıymış.
-Öyledir. Neyse sen git Can'la Eylül'ü çağır.
Kafa salladım. Ardından diğerlerini çağırıp kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra Eylül'le birlikte odaya çıktık. Önce Eylül'ü giydirdim. Şirin beyaz bir elbiseydi. Ardından benim odama geçip. Üstümü giyindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA'NIN NEFESİ ✔️
Lãng mạnOnların hikayesi ufak bir kaza ile başladı. Biri soğuktu hayata karşı "Ölüm" gibi. Tek gayesi kardeşini ve ablasının emanetini korumaktı, hayatı pahasına. Diğeri ise daha karmaşıktı, bazen yakacak kadar sıcak, bazen de buz gibi soğuktu. Küçük yaşt...