Karşımda kanlı canlı Ali bey duruyordu.
-"Sizin Meriç ve Can adında oğullarınız var mı" diye sorsam ayıp olur mu?
Olur değil mi?
-Hanımefendi?
-Ha şey iyiyim.
Elini uzattı.
Tutmasam olmaza adam mafya. Yani sanırım rüyamda en son öyleydi.
Elini tuttuğum gibi beni yerden kaldırdı.
Sonrada gitti. Gitme! diyemedim. Off ciddi anlamda kafam karıştı.
Neyse. Çikolatalarımı alıp kasaya yöneldim parasını elim titreye titreye verdim. Para ya bu boru değil.
Kitapçıyı es geçip direk eve geldim. Derya'ya gidicektim ama hevesim kaçtı.
-Ben geldimmm.
-Kızım Derya'ya gitmeyecek miydin?
-Vazgeçtim odamda dizi maratonu yapıcam. Çikplata da aldım. İster misin?
-Yok birtanem formumu korumam lazım. dedi göz kırparak.
-Pekiii. diyerek odama çıktım. Üstümü değiştirip pijamalarımı giydim.
Çikolatalarımı yemeye başladım. Bir yandan da bugün yaşadıklarımı gözden geçirdim.
Neredeyse 1 seneye yakın yaşadığım hayat rüya çıkıyor. Annem hayatta. Babam mükemmel. Evimizdeyiz. Meriç, Yiğit, Can, Mert, Ceren, Cemre, Eylül, Ayşe Sultan hatta şoför Ahmet abi. Onları rüyanın bir parçası zannetmiştim. Taki şimdiye kadar. Ali beyi gördüm, adama çarptım, adam beni yerden kaldırdı gitti.
Yani hayal ürünü değil. Tarafımca test edildi. Ali bey gerçekse o zaman diğerleri de gerçek. Yiğit ve Cemreden emin değilim. Acaba gerçekte öyle biri var mı?
Off beymim iyice bulamaç oldu.
Neyse bem tek bir kişiye odaklanayım. MAFYAMA.
Özledim, güldüğünde kısılan gözlerini. Özledim, her düşmeme ramak kala beni o ultra kaslı kollarıyla tutmasını. Özledim, sabah gözlerimi açtığımda onu görmeyi. ÖZLEDİM KOKUSUNU!
Elime bir damla yaş düşünce ağladığımı o zaman anladım. Beni tanımayan bir adama deli gibi aşığım. O benden habersiz. Tabi öyle biri varsa.
Kendimi platonik aşıklar gibi hissediyorum.
Saate baktığımda saat 8 di. Zaman çok çabuk geçiyor.
-Nefess! Yemek hazır kızım. Hadi gel.
-Geliyorum!.
Kendimi toparlayıp odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde babam çoktan gelmişti. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Özlemişim bu hissi.
Akşa yemeği yendikten sonra oturma odasına geçip ailecek bir komedi filmi seyrettik. Ardından yanaklarına iyi geceler öpücüğü bırakıp odama geçtim. Yatağım Kerimcan Durmaz edasıyla "gel banahhh" diyordu. Bende hiç beklemeden yatağıma zıpladım. Yarının daha güzel daha az kafa karıştırıcı olmasını umarak gözlerimi kapadım. Hoşgeldin yuhummm.
~~~~~~~~
Sabah uyandığımda saat 7.30 du. Ve bugün PAZAR. Ulan tatil gününde sabahın köründe kalmak çok koyuyo. Neyse kalktık bir kere. Dolabımın yanına gidip gizli bölmesinden (evet gizli bölme) çizim defretimi aldım. Bu defterim çok özeldir. Derya dahil kimse bilmez bu defteri. Yani içindekileri. Kalemi elime alıp çizmeye başladım. Ben çizim yaparken kendimden geçerim. Öyle bir dalarım ki dış dünyayla bağlantımı tamamiyle keserim. Yanımda kavga olsa dönüp bakmam. Çizimim bittiğinde bakmak için kaldırdım.
Ohaaa.
Meriç...
Onu gerçekten özlüyorum. Ali beyin gerçek olması Meriçin gerçek olduğunu kanıtlamaz. Ama ne bileyim, insanın içinde az da olsa bi umut kırıntısı oluyor.
Meriç,
Ben..
Ben yapamıyorum.
Sanırım sana ihtiyacım var.
Sanırım, yalnızca sana.
Gündüzleri uyanınca sebep olarak sana,
Uyumak için,
Güzel rüyalar görmek için,
Yine sana, sadece sana.Dış dünyaya tekrardan döndüğümde saate bakmak için telefonumu elime aldım. Ve bam bam bam.
KIZIL BOMBADAN (DERYA) 10 CEVAPSIZ ARAMA
Saat kaç ki. Ve tekrardan bir oha 11 ne ya.
Hızla odadan çıkıp aşağıya indim.
Mutfak boştu. Dolapta bir not yok pardon iki not. Birincisini aldım.
Güzellikler acil iş toplantısı yüzünden erken çıktım işim uzun sürmez merak etmeyin.
-YAKIŞIKLINIZ
Diğer notta ise,
Kızım baban erken çıkmış bende Selma teyzene geçiyorum. Muhtemelen Derya'yı yanına postalarız. Haberin olsun.
-KRALİÇEN
Allahım ikisi birbirinden çatlak.
Ding!Dong!
Ve beklenen kişide geldii.
Gidip kapıyı açtım ohaaa ama buuu......
~~~~~~~~
VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.
"KIZIL MAFYA" adlı kitabıma bakmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA'NIN NEFESİ ✔️
RomanceOnların hikayesi ufak bir kaza ile başladı. Biri soğuktu hayata karşı "Ölüm" gibi. Tek gayesi kardeşini ve ablasının emanetini korumaktı, hayatı pahasına. Diğeri ise daha karmaşıktı, bazen yakacak kadar sıcak, bazen de buz gibi soğuktu. Küçük yaşt...