~•NİL|2•~

36K 755 12
                                    


Gözlerimin altı ağlamaktan tuhaf bir renge bürünmüştü. Ağlamamak için kendimi tutuyordum fakat elimde olmadan yaşlar gözümden süzülüyordu. Başım çatlayacakmış gibi ağrıyor ve ben bu ağrıyla gösterilen odadaki  büyük yatakta kıvranıyordum. Sinirden etrafımı bile tam inceleyememiş hala yaşadığım olayların şokundaydım. Kim bilebilirdi ki masum bir gece, böyle bir olaya karışıp bu hallere düşeceğimi. 

Biraz sakinleşikten sonra pencereye yaklaşıp baktığımda  aşağıda olan adamlar kendi aralarında konuşuyordu. Yatağın üzerine giymem için rahat kıyafetler bıraklmıştı. Bir de kendi evimdeymişim  gibi verdikleri kıyaffetleri mi giyecektim. Hangi mantık!


Başımın arkasından gelen derin ağrıyla olduğum yere oturdum. Baş ağrısı saatlerdir geçmemiş beni birkaç yıl yaşlandırmıştı resmen. Haplarım çantamdaydı. Odanın kapısını açıp içeriye doğru yavaşça ilerledim. Yağız Bey camdan dışarı bakarak telefonla konuşuyordu.

"Çantam lazım"

Arkasını dönüp  beni baştan aşağı süzdü. Telefonunu kapalı bir görüşmeden sonra kapatıp " Ne için?" dedi.

"İçinde haplarım var"

"Söylerim getirirler. Bu arada kıyafet bırakılmasını söylemiştim. Bırakmamışlar mı?" Sorgulayan gözlerle baktı.

"Konu kıyafet değil. Ne istiyorsun?  Ne olacak zannediyorsun? Beni burada sonsuza kadar tutamayacağını biliyorsun. Şimdi şu saçmalığa son ver evime gideyim. Kaldı ki annemler, müvekkillerim, ofis çalışanlarım yarın sabah beni aramaya başlayacaklardır."

Koltuğun birine rahat bir şekilde oturdu eliyle yanına oturmamı işaret etti.

"Pardon?" tekrar eliyle yanına oturmamı işaret etti.

"Nil Hanım rica etsem şuraya oturur musunuz?"Eliyle iki defa koltuğa vurdu.  Elinin üst tarafı yara bere içindeydi. Evet... o gün duvara yumruk atmıştı.

 
Ayağa kalkıp yanıma geldi.

''Peki.'' eli cebinde benden birkaç adım uzaklaştı. ''Demek ki daha sakinleşmemişiz.''

''Hangi sakinlik ya? Bu şartlarda nasıl sakin olabilirim. Sen ne yaptığının farkında mısın? Bu ne cüret! Bu evden çıktığımda kötü şeyler yaşanacağına seni temin ederim."

"Bu cesaretin kendine hayran bırakıyor."

Yanına ilerledim. Ayaklarımı kaldırıp kulağına yetişmeye çalıştım.

"Senden korkmuyorum."

"Evet Nil hanım. Benden korkmanız son isteğim olur tabii fakat anneniz ve babanızla tanışmayı çok isterim. Uzaktan gayet misafirperver duruyorlar. Sahi gerçekte öyleler mi?"

Derin bir nefes alıp olan bitenin bir rüya olmasını diledim ama gözlerimi açtığımda  karşımda gülümsüyordu ve bu gerçekten katlanılmaz!

"Annemi ve babamı karıştırma! Duydun mu beni! Hayır! Uzak dur onlardan! Onların hayatları tertemiz kendini karıştırıp pisletemezsin, izin vermem!"

"Ama çok kırıcısınız Nil Hanım. Size kabalık ettiğimi düşünmüyorum. Hatta gayet güzel ağırlanıyorsunuz bence.''

Hiçbir şey söylemeden çıkış kapısına ilerledim. Koltuğa tekrar oturup beni seyretti. Evde hiç kimse yoktu. Kapıyı açmaya çalışıyordum fakat kilitlenmişti. Kapının önünde gevezelik eden adamlar bir anda sus pus olmuşlardı.  Hiç istifimi bozmadan ve Yağız'ın oturduğu tarafa bakmadan bana gösterilen odaya ilerledim.

NİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin