~•NİL|15•~

17K 457 24
                                    


Yağız odama girdiğinde gözlerim dosyadaydı. Yüzümü kaldırdım.

"Hoş  geldin"

"Hoş buldum". Oturmadan yanıma geldi bende kalkmıştım. Ellerini yanlarımda olan saçlardan geçirip alnını alnıma dayadı.

"Çok yoğunsun sanırım."

Dudağımı büzdüm.

"Evet öyleyim."

Elleriyle belimden tuttuğunda kendimi masanın üzerinde otururken bulmuştum. Bu adamın gücüne ve ani hareketleri beni bir gün fazla aşk ve arzudan bayıltabilirdi!

Bacaklarımı aralayıp arasına yerleşti. Boynuma küçük öpücükler kondururken dudaklarıma keskin bakışlar attı. Başımı omzuna yasladım.

"Yağız kafam çok karışık."

"Bir sorun mu var?"

Biraz omzunda durduktan sonra cevap verdim.

"Yok... sanırım..." bacak arama daha çok sokulmuştu. "Yağız yemeğe geç kalıyoruz hadi."

Dudaklarına yapıştığımda halinden memnun gibiydi. Karşılık vererek piç gülüşünü yüzüne yapıştırdı. Beni kucağına aldığında sırtım deri koltukla buluştu. Nefesim kesilmişti. 

"Ama yemek..."

"Sikerler yemeği..."

"Yağız ah! kapıdan biri girer bak. Şunu yapmayı kes!" Eli kalçamda boynumu emiyordu.

Bir anda kalkıp saçını düzeltti. Gömleğinin birkaç düğmesini açıp elini uzattı. Hala nefesimi toparlamaya çalışıyordum. Of Yağız nasıl böyle hemen toplanabiliyorsun anlamıyorum!



"Sen yemekten sonrasını bekle güzelim benim."

"O ne demek?"  Binlerce metre olan ince bir ipte yürümeye çalışırcasına dengemi bozuyordu. Ve ben bu etkiyi sevmiyorum desem yalan olurdu. Üzerime çeki düzen verip çantamı aldım. Yağız kapıyı açmış beni bekliyordu. Dosyaları dolaba hızla yerleştirip kapıdan çıktım. Yağız kapıyı kapatıp arkamdan yetişti. Elimi sıkıca kavradı. Nazmiye'nin yanında durdum.

"Nazmiye..." gözlerimi kolumdaki saate indirdim." Yaklaşık bir saate Furkan Bey vekalet getirecek onu alıp çıkabilirsin."

"Tabi Nil Hanım."



Arabasına binmeden durdum.

"İki araba mı gitsek?"

"Benimle gidiyorsun bin."


"Ah Yağız!" diye fısıldadım arabaya binmeden o koltuktaki yerini almıştı.

"Duydum!"

Kıs kıs gülerken koltuğa yerleştim ve emniyet kemerimi taktım. Yol boyunca sadece müzik dinledik. Tabi ben çaktırmadan ara ara Yağız'a bakış atıyorum o da yakalayınca hafiften gülüyordu. En son yemek yiyeceğimiz yere geldiğimizde arabadan indik. Yağız arabayı kilitleyip belimden tuttu. Kapıdan girdiğimizde Eylül köşedeki masada Savaş'la oturuyordu. Elleriyle hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı. Ardından da gülüşler...



NİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin