Psişik Güçler Birliği

1.8K 21 14
                                    

       Bir düş kırıklığı ile uyandığım odamda garip bir ses duyuyordum. Yatağımdan kalktığım gibi sesin olduğu yere doğru yöneldim. Alt katta ki komşularımızdan geliyormuş. Barbara ile Nick'in geçen haftadan beri kaç kez kavga ettiklerini sayamadım. Önümüzdeki ay evlilik yıldönümleri var ve böyle giderse bir daha hiç kutlayamayacaklar. (Evlilik yıldönümlerini nereden bildiğimi sormayın çünkü; onların tanışmasına vesile olan kişi bizzat benim.) Annemin, "Kahvaltıya gel." sesi evin içinde yankılandı. Bir koşu merdivenlerden indim.(Yarısında yuvarlanmış olsam da sorun yok.) Masaya oturduğumda bir boşluk olduğunu fark ettim. Babam bugün işe daha erken  gitmiş. Bir şeyler atıştırdıktan sonra 500 ml lik suyu içtiğim gibi yola koyuldum. En azından bir hafta okula gitmeyecektim. Babam arayıp müdürümle konuştuğunu söyleyene kadar. Dün sınıfta atıştığım çocuğun ailesi beni şikayet etmiş. Oysaki çocuğa elimi bile sürmemiştim.

     Okulun kapısından girdiğim gibi polislerin bana gel işareti yapmasıyla kötü bir şeyler olduğunu fark ettim. Sakin bir şekilde yanlarına gidip "İyi günler memur bey, nasılsınız?" diye hal hatır sordum. Hiç sıcak davranmadılar ve "Yürü!" diye seslendi bir tanesi. (Artık çocuğun ailesi beni nasıl tanıttıysa.) Müdürün odasına doğru sık, kısa adımlarla ilerlemeye başladım. Kapıyı tam tıklatıyordum ki babam kapıyı açtı. Müdür, oturmamızı istedi. Yüzü soluktu ve sıcakkanlı aksanı yerine sert, ciddi bir lisan ile konuşuyordu. Polis, müdürün kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra dışarıya çıktı. Gel gelelim asıl meseleye. Dün tartıştığım çocuk gece ölü olarak bulunmuştu. İşin garip tarafı çocuğun üzerinde bir çizik bile yokmuş. Herhangi bir ölümcül hastalığı da. Müdür, "Dün akşam neredeydin?" diye sordu. Soğukkanlılıkla evde olduğumu söyledim. Babam o sırada araya girdi ve "Dün akşam evde değildin." diye bağırdı. Şimdi korkmaya başlamıştım.

    Dün akşam nerede olduğumu söylesem başımın daha büyük bir belaya girmeyeceğinden emin olmak için biraz daha düşündüm ne söyleyeceğimi. Ve titrek bir sesle: "Karşı evdeki komşularımızı ziyaret ettiğimi söyledim." Babam yine bağırdı. O eve gitmemi bu şehirdeki hiç kimse istemiyordu. Resmi kayıtlara göre ev 1979 tarihinde bir araştırmacı gazeteci olan Alec Yancy tarafından yaptırılmış. Evin yapılış amacı ruhlar ve diğer varlıklarla iletişime geçerek daha fazla bilgi elde etmek ve bu bilgiler ışığında evren hakkında daha çok düşünce akımını ortaya çıkarmakmış. Ev dizayn yönünden bir çok evle aynı gibi gözükse de içeriye girdiğinizdeki atmosferin dışarıdakiyle aynı olmadığı hissediyorsunuz. Alec, bu evi yaparken hiçkimseden yardım alamamış.

   California'daki "The Winchester House" evini ziyaret ettikten sonra Louisiana'ya gelerek evi burada şehrin ortasına kurmuştur. Neredeyse her ay orada garip olaylar yaşandığına dair haberler çıkmakta. Morgan City, hortum tehlikesiyle karşılaştığında bu evin kendi kendisini koruduğuna dair söylentiler de var. Bana düne kadar anlatılan hikayeler gerçekten çok uzak gelmekteydi.  Müdür, gözlerini tekrardan bana çevirdi. Biraz şaşırmış biraz da korkmuş gözleriyle beni süzüyordu. "O evde ne işin var?" diye sordu. Bende Yancy leri ziyarete gittiğimi tekrardan dile getirdim. Fred ve Eliesha, Alec Yancy'in yegane varisleriydi ve amcalarından kalan bu evde oturmak zorundalarmış. Nedenini ne ben sordum ne o söyledi. Babam gözlerini devirdi. Müdür, yerinden kalkıp babamın kulağına bir şey dedikten sonra, babam hızlıca kapıdan çıkıp gitti. "Üzgünüm evlat." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Polisler içeriye girip ellerimi kelepçelediler. Dış kapıda bir polis arabası beni hapishaneye götürmek için bekliyordu. Tam o sırada Fred'in sesini duydum. 

Psişik Güçler BirliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin