Yolculuk giderek zorlaşmaya başlamıştı. Aaron hava kontrolü(Aerokinezi) yaparak ilerliyordu. Böylelikle rüzgar onun ve diğerlerinin ayakta kalmasını sağlıyordu. Aaron neşeli bir sesle: “Bunu bana daha önceden öğretmeliydiniz.” Nick alaylı sesiyle: “Ben son hava bükücü değilim seni ucube!” dedi. Barbara: “Sığınağa gittiğimizde bu öğrendiklerinin basit şeyler olduğunu göreceksin.” diyerek Aaron’un heyecanını daha fazla artırdı. Fred boğazını temizledi ve: “Otostop çekeceğiz kim gönüllü?” dedi. Vicky hemen atladı: “Ben!” Fred: “Tamam göster marifetini.” Ormandan çıkarak ana yol kenarına geldiler. İçlerinden dua ediyorlardı bir araba gelmesi için.
Bir on dakika ana yol üzerinde ilerledikten sonra arabanın sesini duydular ve Vicky arabanın önüne atladı: “Lütfen beni ve ailemi alın, çok zor durumdayız, yiyeceğimiz de bitmek üzere. Ayrıca size parada verebiliriz.” dedi. Arabadaki zayıf, 1.70 boylarında, beyaz tenli ve siyah bir güneş gözlüğü takan adam camı indirdi: “Nereye gideceksiniz?” Fred: “Crowley’in girişine kadar atsan kafidir.” Adam: “Atlayın.” Aaron ağzını kapalı tutamadı ve:” Nissan X-Trail, 2014 modeli.” dedi. Eliesha gülerek: “Kapa çeneni.” dedikten sonra arabanın ön kısmını oturdu. Barbara, Nick’in yanına oturdu. Fred ve Vicky ise bir arka koltuğa. Aaron: “Peki ya ben?” dedi. Vicky dalga geçer bir edayla:” Kucağıma oturabilirsin.” dedi. Aaron:”Hiç fark etmez tartabileceksen(!)” Fred: “Hadi sıkışın bir an önce gitmeliyiz.” dedi. Vicky yana kayıp bir sonraki koltuğa geçti ve Aaron da sonunda oturabilmişti. Herkes yolculuğa hazırdı. Adam yavaşça gaza basmaya başladı.
Düşündüklerinden daha iyi araba kullanıyordu. Ağaçların arasından geçerken kuş sürülerinin uçuşuna şahitlik ettiler. Dalga dalga olmuş bulutlara bakıyorlardı. Adam yol boyunca ağzını açmamıştı. Kimsenin de konuşası yoktu gerçi. Bir saatin sonunda Crowley’e varmışlardı. Yarı dalgın gözlerini kaldırdılar ve adama teşekkür ederek arabadan yavaşça indiler. Vicky: “Tekrardan teşekkür ederiz bayım, iyi günler.” dedi.
Adam kafasını sallayarak: “Benim için zevkti.” dedi ve hiç durmadan yola devam etti. Biraz sonra gözden kaybolacak kadar uzağa gitmişti. Aaron gülümseyerek: “Bu adam resmen bir pilot.” dedi. Herkes gülmeye başladı. Fred: “Şimdi sığınağa gitmek için vakit geldi. Ne kadar çabuk oraya varırsak o kadar çabuk buradan ayrılabiliriz.” dedi. Aaron şaşkın bir şekilde: “Crowley’den nereye gideceğiz ve ne için gideceğiz?” dedi. Fred sakin bir şekilde durumu izhar etti: “Buraya seni eğitmek için geldik sonrasında evdeki mührü kırıp cadıları serbest bırakabiliriz.” dedi. Aaron: “Peki ya sonra?” Fred: “Sonrasına bakacağız. Cadılar sözlerinde dururlarsa Vicky’nin ailesinin de yerini bulmamız kolay olacak. Böylelikle Vicky ailesinden güç çekebilir, ölmüş olsalar dahi.” Eliesha söze girdi ve:”Sonrasında diğer birlikleri kendimize bağlayıp yeni bir ordu hazırlayacağız.” dedi. Aaron: “Bana bundan bahsetmemiştiniz.”
Nick:”Her şeyin bir zamanı var Aaron. Sığınağa gittiğimizde korunmuş bilgileri alacağız. Bizimde bilmediklerimiz var, büyüklerimizin nerede oldukları gibi. Eliesha: “Sen bize gelmeden üç gün önce bana bir mesaj geldi kuruculardan. Telapatik bir iletişimdi. Bizim, birliği bir arada tutmamızı ve büyükler ortaya çıkana kadar beklememizi söylediler. Sanırsam hala ayakta kalan birkaç sığınağa da bu bilgi ulaşmıştır. Orduyu kurmalıyız bir önce Aaron ve senin gücüne burada ihtiyacımız var. Bu savaşı onlara kazanabileceğimizi göstermelisin. Sen kurucuların yegane varisisin. Senin anne ve baban dışında hiçbir kurucu bu kadar güçlü değillerdi. Fred sana söylememizi istedi ama ben artık dayanamıyorum. Senin anne ve baban hala hayatta olabilir.
Fred: “Ah hayır! Olasılıklar üzerinden konuşup Aaron’u ümitlendirmemiz hiç ama hiç doğru değil.” Aaron’un gözleri doldu. Fred, Aaron’a dönerek: “Bende senin kadar ailenin yaşamasını isterdim. Kendi ailem bizim için kendilerini feda etti, birlik için. Onları onurlandırmamız lazım her ne olursa olsun. Ümide fazla kapılma yoksa daha çok üzülebilirsin.” Aaron: “Pekala benden başka bir şey saklamayacağınıza dair söz verirseniz dediğinizi yapmaya gayret edeceğim.” dedi. Herkes hep bir ağızdan: “Söz veriyoruz!” dediler ve yola koyuldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psişik Güçler Birliği
ParanormalAaron, güçlerinin farkında olmayan bir gençtir. Bu güçler ona ailesinden kalan tek mirastır. Psişik Güçler Birliği'ne karşı toplanan örgütleri çökertip doğadaki dengeyi sağlama görevi artık yeni neslin elindedir. Kurucuların ruhları, Morgan City'de...