Fred ve Eliesha'nın Hikayesi

313 10 0
                                    

      Fred ağaçların arasından ilerlerken kendini bir çıkmazda hissediyordu. Eski hatıralarının, gözünün önünden geçmesine izin verdi. Kendini duygularının akışına bıraktı ta ki bir ses duyana kadar: “Tek istediğim şey Fred’e zarar gelmesini engellemek.” Çocukluğuna dönmüştü. Saçları o zamanda uzun ve dalgalıydı. Geceyle dans ediyor gibiydiler. Siyaha bürünmüş olan tek yeri saçları değildi. Sırtında oluşan büyük bir yarası vardı. Her birini farklı bir çarpışmada almıştı ve yaralar en sonunda birbirini tamamlayarak bir karaltı haline gelmişlerdi. Sanki bir kasırga izlenimi veriyordu, Louisiana’ya çarpan katherine gibi. Boyu 1,85 olmasına rağmen kendini kısa hissediyordu. Abisinden kaynaklansa gerek çünkü abisi ondan 15 cm daha uzundu. Fred’in vücudu esnek, geniş ve aynı zamanda yapılıydı.          

  Küçükken Filipinlerde öğrendiği Kali dövüş sanatıyla adeta üstün bir savaşçı olduğunu kanıtlamıştı. Her türlü silahı kullanmaya hazır hale gelmişti. Sakallarını düzenli olarak keserdi ve ince bir görünüm kazandırırdı. Gözlerinin kahverengi olması onu çok üzse de bundan rahatsız değildi. Kollarının uzunluğunun yanı sıra kolunun büyüklüğünün verdiği bir avantaj vardı. Genelde ayakkabı giymeyi sevmese bile converse tarzı hoşuna gidiyordu.

     Havanın sıcak olmasından pek hoşnut değildi o yüzden kısa kollu, vücudunun ölçülerini belli edecek şeyler giyerdi. Genellikle kızların ilgisini çekmesinin nedeni buydu. İlişki hayatı hep sıkıntılı geçmişti. Eliesha’ya artık onun bu dertlerinden sıkılmıştı. Fred’in, kendi üzerinde bir yük olduğunu düşünmeye başlamıştı. Fred ne zaman bir kızdan ayrılsa içmeye başlardı. Ve tekrar içerdi ta ki sarhoşluğun zevkine doyana kadar. Ertesi gün pişman gözlerle Eliesha’nın odasına gelir ve ondan gece için özür dilemeye başlardı. Geceleri sinirinden bir yerlere vurduğunda ya vurduğu yeri kırar ya da büyük ölçüde hasar verirdi. Eline koluna hiç acımazdı. Bir sene içerisinde kaç kere ayna değiştirdiklerini kendileri bile bilmiyorlardı. Eliesha’nında Fred’ten başka gidebileceği bir yakını yoktu.                                                                                                                                                                      

         Savaşta aileleri kendilerini kurban etmek zorunda kalmışlardı. Fred’in abisi ve Eliesha’nın ablası da dahil. Fred olanlardan sonra Eliesha’ya ağabeylik yapmayı başlamıştı. Kendisini ona o kadar yakın görüyordu kendi kardeşi olsa ancak bu kadar sevebilirdi. Eliesha’nın saçlarıyla oynamayı severdi. Uzun, kumral ve düz saçları vardı. Gözlerine kadar iniyordu. Boyu 1,75 civarındaydı. Annesine o kadar benziyordu ki yan yana görünce kardeş sanılıyorlardı. Yüzü biraz soluktu, sabahları makyaj malzemeleriyle çok vakit geçiriyordu. Zayıf olmasına rağmen kilo alma korkusuyla sporu elden bırakmıyordu o da Fred gibi. Tai Chi yaparak günün büyük bir bölümünü öldürüyordu.

    Gözleri mavi renkteydi. Fred gözlerine bakınca kendini adeta gökyüzünde gibi hissederdi ve korktuğunda hep Eliesha’nın gözlerine bakardı. Onlar ne kadar zorlukla büyüseler de içlerinde hep bir korkuları vardı, birbirlerini kaybetme korkusu. Çünkü Fred daha 16 yaşındayken ailesini kaybetmişti. Eliesha ise o zamanlar 15 yaşındaydı. O da aynı nedenlerden dolayı ailesini kaybetmişti. İkisi de hayata bir şekilde tutulmak zorundaydılar. Acılarını içlerinde gömmeye mahkumdular. Yetimhane, Fred’in okulda ve çevrede yaptığı yaramazlıklardan dolayı kabul etmedi. Eliesha ise Fred olmadan bir yerde yaşama duygusuyla başa çıkamayacağı biliyordu ve Alec amcaları onlarla yaşamak istemese bile kardeşlerinin mirası olarak sahip çıkmak istedi. Bu o kadar büyük mirastı ki Psişik Güçler Birliği’nin kontrolünü eline geçirmek artık çocuk oyuncağı olmuştu.                                      

Psişik Güçler BirliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin