Yeryüzünde hüküm süren kuvvet; hayat kuvveti değil ölüm kuvvetidir.
Bernard Shaw
Ömer'in Ağzından
Bu gördüğüm manzara benimle birlikte herkesin donup kalmasına sebebiyet vermişti. Hastanenin 50 metre ötesindeki sokaktan çıkan zırhlı bir insan,sırtındaki gençle beraber bu tarafa geliyordu. İkiside yaralı haldeydi.
"Ömer git hadi! Yardım edin onlara!"dedi Ece."Acele edin lütfen!"
Bunun üzerine kendimi toparlayıp,aşağı indim. Kapıya koşup adamların kapıyı açmasını istedim. Kapı açılınca hemen o insanların yanına koştum. Tam yetişmiştim ki,zırhlı olan adam birden yere çakıldı üstündeki gençle beraber,yardım etmek için hemen kontrol ettim. Yaralı adam yarı baygın biçimdeydi.
"İyimisin?"dedim.
"Ben iyiyim. O genç ölmek üzere,çok kan kaybetti."
Adamın bunu demesiyle gence yöneldim. Yüzü dönük yere düşmüştü. Yüzünü çevirmemle göz yaşlarımın yeri sulaması bir oldu. Bu dostum,can yoldaşım,kardeşim yani Faruk'tu. Durumu çok kötüydü. Onu hemen sırtlayıp hastaneye doğru hızla ilerledim. Kapıya yaklaşmıştım ki burak bana doğru geldi.
"Lütfen onun arkadaşın olduğunu söyleme."
"Hemen git ve diğer adama yardım et."dedim. İstemsizce,sert bir şekilde.
Burak zırhlı adamın yanına koşarken,ben Faruk'u hastene kapısına getirmiştim. Kapı açılınca Ece ve Sena koşarak geldiler.
"Faruk mu o? Hayır olamaz."dedi Sena."Çok kan kaybetmiş. Ölmek üzere."
"Doktoru bulunnn!" Var gücümle bağırarak."Hemennnnnn!"
Sena koşarak doktoru bulmaya gitti. Ece'nin sanki dili tutulmuştu. Öylece Faruk'a bakıyordu. Yunus'un hasta yatağını yanıma getirmesiyle,Faruk'u yatırıp hemen doktorların bulunduğu binaya doğru götürdüm.
Oraya vardığımda,Sena doktoru dışarı çıkarmıştı. Doktor Faruk'un halini görünce hemen koluna müdahele etti.
"Onu ameliyat etmeliyim. Hemde hemen"dedi doktor. Telaş içinde"Kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok"
Doktorun bu söylemi beni epeyce endişelendirdi. Ellerim titriyordu. Arkadaşların yardımı ile onu hızlı bir şekilde ameliyat odasına götürdük. Doktor çıkmamızı istedi. Ameliyata hemen başlaması gerekiyordu.
Elim dostumun kanıyla kirlenmişti. Dışarıda çok acı çektiği belliydi. Odanın önündeki duvara sırtımı vurup yere oturdum. Yunus karşımda duruyordu. İçimdeki acı ve öfke birbirine karışmıştı resmen. Bir yandan Yunusun boğazına yapışmak istiyordum. Diğer yandan Faruk için endişeli hali beni durduruyordu. Ece ve Sena yanıma gelip oturdular.
"O iyi olacak. Merak etme."dedi Sena."Onun öldüğünü düşünmüştüm. Bunun için özür dilerim."
Sena'nın yüzüne baktığımda hüzün ve pişmanlık görüyordum. Ona kafamı salladım. Ve başımı önüme eğip tedavinin bitmesini bekledim. Bir süre sonra Burak,Faruk'u sırtında taşıyan adamla beraber yanımıza geldi. Adam yürümekte zorlandığı için burak ona destek oluyordu. Neler olduğunu çok merak ediyordum. Nasıl bu hale düşmüşlerdi? Bu adam Faruk'a neden yardım ediyordu? Bu soruları şimdilik bir kenara bırakıp Faruk'un iyi haberini almayı bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın Sonu #watty 2020
Ciencia Ficción"Kitabım oldukça yalın ve açık bir dille yazıldı. Okurken keyif almanız dileğiyle iyi okumalar"