17.Bölüm(Hayatın İnce Çizgisi)

17 2 2
                                    

Ömerin ağzından

Hoparlör'den çıkan ses bizde sarhoş etkisi yaratmıştı.

'' Lütfen gitmeyin. Kızım'la yemekhane'de mahsur kaldık. Bizi kurtarı.. ''

Ses bir anda kesilmişti. İçeride mahsur kalan birileri vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Dostumu kurtarabilmem için zamanla yarışıyordum.

''Burak ne yapmalıyız. Yemekhane kaçıncı katta biliyormusun.'' dedim.

''En üst katta yukarı' nın güvenli olup olmadığından emin değilim.'' dedi burak.''Her ne olursa olsun bence çıkıp yardım etmeliyiz.''

''Haklısın kardeşim onları kurtarmalıyız.''dedim. ''Daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçelim''

Silahlarımızı kuşanıp hazırlığımızı yaptıktan sonra merdivenlere yöneldik. Yemekhane en üst katta yani beş'inci kattaydı. İki' nci kata kadar hiç bir sorun yaşamadan çıkmıştık. Fakat üç'üncü kata çıkarken burnumuza kötü kokular gelmeye başlamıştı. Merdivenin son basamaklarına gelmiştik. Adamlarımızdan birini koridoru kontrol etmesi için yolladım. Bir süre bekledik adamın gelmesini.

Adam koridordan koşar adımlarla geldi. Yüzü beyazlaşmıştı ve nefes nefeseydi.

''Kardeşim bi dur iyimisin ne gördün orada?''dedim.

Adam nefesini kontrol etti. Ve konuşmaya başladı. "Koridor boyunca laboratuvarlar vardı. Ve içerisi virüslü insanlarla dolu, bazıları hoparlörden çıkan sesden dolayı kapıları zorluyor."dedi.

"Hızlı ve sessiz olun."dedim."Şu işi halledelim ve hastaneye dönelim artık."

Ben en önden hızla merdivenleri çıkmaya devam ettim. Diğerleride beni takip ediyorlardı. Beş'inci kata geldiğimizde yemekhanenin önüne gittik. Kapı kapalıydı. Burak kapıyı bir kaç kez vurdu. Ama açan olmadı.

"Orda mısınız? Sizi kurtarmak için geldik. Kapıyı açın bizden korkmanıza gerek yok." dedim.

Kapının ardından sesler gelmeye başladı. Sanırım kapının arkasına koydukları eşyaları kaldırıyorlardı. Bir süre sonra kapıyı açtılar. İçeriden uzun boylu esmer,dolgun ve güzel bir kadın ve küçük mavi gözlerinin üstüne düşen sarı saçlarıyla bir kız çıktı. Kadın oldukça yıpranmış duruyordu.

"İyi misiniz?" dedim.

"İyiyiz teşekkür ederiz. Bizi kurtardığınız için minnettarız. Buradan hiç çıkamayacığımızı düşünmüştüm." dedi kadın. "Bu arada benim adım melisa bu da kızım gizem."

Burak kadının ve kızının ismini duyunca şok oldu bir anda,gözleri doldu.

"Burak noldu? Bir sorun mu var?"dedim.

"Bunlar onlar ömer. İnanamıyorum çok mutlu olacak. Bu inanılmaz." dedi Burak."Öldüğünüzü sanmıştım."

"Kim bunlar? Mutlu olacak kişi kim?" dedim. "Uzatma lafı söyle işte."

Burak kadına ve kızını baktı. "Murat bey her gün isminizi sayıklardı. Sizi her düşündüğünde göz yaşlarına hakim olamıyordu. Siz onun karısısınız." ve dizlerinin üstüne çömeldi. Kızın yanaklarına dokundu. "Sende onun minik prensesisin."dedi.

Kadın"Murat yaşıyor mu? Kızım bak baban yaşıyor. Şükürler olsun. Bizi ona götürün lütfen. Onu hemen görmek isteiyorum."dedi.

"Sizi ona götürücez merak etmeyin. Artık gidelim,gereğinden fazla zaman kaybettik çabuk olmalıyız." dedim. "Burak sen ve adamlardan biri melisa ve gizemin yanında durun. Ben ve diğer adamda önden ilerliyelim. Hadi çabuk olmalıyız. Ve sessiz."

Dünyanın Sonu #watty 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin