"Buz Kral"

6.3K 436 784
                                    

Harry

Uyuduğu zaman yere oturmuş koltukta yatan adamı izlemeye başladım.

Sert ve huysuz olan adamı.

Parmaklarımı kahverengi tutamlardan yavaşça çektim. Tuttuğum elini koltuğa bırakırken huzurlu uykusundaki adama bakıp ayağa kalktım. Üzerimi değiştirmek istiyordum ve bunun için evime gitmeliydim. Hastane işini de halletmeliydim. Ve de Niall ile de konuşmam gerekiyordu. Mutfağa girdiğimde masada oturan Chris'i görünce direkt onun yanına gittim.

"Konuşabilir miyiz?" kahve dolu fincanı masaya bırakırken gözlerini gözlerime dikti.

"Ne hakkında?"

"Bu olanlar ve ilerisi için." diğer adama baktığında adam mutfaktan çıktı.

"Otur bakalım." sandalyeyi çekip otururken sordu.

"Bay Tomlinson nasıl?"

"Söz dinlemediği için ağrısı var biraz ve huysuz huysuz dolaşmasındansa uyumasını sağladım." kaşlarını çattı bir an. Sonra gözlerini kıstı.

"Ona ilaç mı verdin?"

"Koltukta tatlı tatlı uyuyor ama hem tamamen zararsız." iç çekip  kahvesinden küçük bir yudum aldı.

"Bay Tomlinson'a daha çok çektirecekmişsin gibime geliyor." çektirmek mi? Ben mi? Asıl o adam bana çektirirdi. Huysuz adam.

"Ben evime gitmek istiyorum." gözlerini gözlerime dikerken sordu.

"Neden?"

"Çünkü orası benim evim ve ben orada yaşıyorum."

"Bay Tomlinson iyileşene kadar burada kalacaksınız Bay Styles."

"Benim bir hayatım var."

"Aksini söylemedim Bay Styles."

"Beni burada zorla tutamazsınız!"

"Kıyafetleriniz birazdan gelecek bu arada." ne!? Bu adam ne saçmalıyor böyle?

"Siz benim evime mi girdiniz!?"

"Bu arada Bay Tomlinson tamamen iyi olduktan sonra hastanede işinize başlayabilirsiniz." bu adam neden sorularıma cevap vermeyip konudan konuya atlıyordu? Ulu Tanrım!

"Ben evime gitmek istiyorum."

"Niall Horan arkadaşınız değil mi?" elimi saçlarıma attım. Delirecektim şimdi. Bir hışımla sandalyeden kalktım.

"Ondan uzak durun!" tek kaşını kaldırdı.

"Sizin için değerli biri öyle değil mi?" kahverengiler tehditkâr bir havayla yeşillerime değerken öne doğru eğildim.

"Tabiki de değerli. Niall abim gibi benim!" beni ne kadar delirtirse delirtsin bu böyleydi. O benim abimdi.

"Sakin olun küçük bey."

"Sizin yanınızda mı?" geri çekilip dolaplara doğru ilerledim. Hızla kapakları açmaya başladım. Bu kocaman mutfakta bir bardak bulmayı umuyordum.

"İki kapak yanında." yürüyüp kapağı açtım. Çeşit çeşit bardaklarla karşılaştığım an büyük olanı alıp tezgaha ilerledim.

"Patronunuz huysuz olursa iyileşme süresi uzar ve ben bunu istemiyorum."

"Bir şey yapamam Bay Styles." bunun üzerine bardaktaki soğuk suyu içtim.

*

Chris ile olan konuşmamızdan bir saat sonra kıyafetlerim gelmişti. Bavuldan çıkarıp dolaba yerleştirmiştim hepsini. Şimdi ise banyo yapıp rahat şeyler giymek istiyordum. Odadaki banyoya girdiğimde gözlerim irileşti. Kocamandı. Bu ev ve her şeyi büyük ve lükstü. Suyu açmak için hamle yapmıştım ki sonuç başarısız olmuştu. Bozuk olamazdı değil mi? Bir kere daha denedim. Tekrar başarısız olduğumda banyodan çıktım. Aklıma gelen fikirle kafayı yediğimin farkına vardım. Evde sadece iki tane oda biliyordum. Biri şu anlık kaldığım oda diğeriyse onun odasıydı.

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin