"Acımıyor"

6.9K 437 699
                                    

Üç Gün Sonra

Harry

Salonda oturmuş kitap okurken izlendiğimi hissedip bakışlarımı yazılardan çekip etrafıma baktım. Bir tane korumanın dikilmiş beni izlediğini görünce kaşlarımı çattım. İki gün önce bir anda ortalıkta beliren bu adam rahatsız ediciydi. Simsiyah saçları vardı. Mavi gözleri ise insanı husursuz edecek kadar ısrarcı bakıyordu. Bana olan bakışları ise hiç hoşuma gitmiyordu.

"Bir problem mi var?" diye sormadan edemedim.

"Hayır." kitabımı alıp ayağa kalktım. Yukarı çıkmak için yanından geçmem gerekiyordu ki bunu hiç istemiyordum. Hızlıca yanından geçecekken kolumu tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Seni ilgilendirmiyor." kolumu daha sıkı tutarken bakışlarını bacaklarıma çevirdi.

"Güzel bacaklar." yüzünde iğrenç bir sırıtma oluşurken korkmaya başlamıştım. Bu pisliğin niyeti hiç iyi değildi. Kendine doğru çekerken kolumu tuttuğu elini ısırdım. Acıyla bağırıp bıraktı.

"Seni küçük sıçan!" merdivenlere koşup birkaç basamak çıkmıştım ki bacağımdan çekilip düşmem aynı anda oldu. Çenemi sert bir şekilde çarparken hissettiğim acıyla bağırdım.

"Boşuna bağırma depoya gittiler." beni kendine doğru çevirdiğinde çenesine yumruğumu geçirdim. Kahkaha atmaya başlarken sol eliyle bileklerimi yakaladı. 

"Canımın acıyacağını mı düşündün?" saçlarımı boynumdan çekip boynuma burnunu yaslarken bağırdım.

"Frank!"

"Frank garajda güzellik sesini duyamaz. Hem çok güzel kokuyormuşsun sen." iğrenç bir sırıtma yüzünü kaplarken bacaklarımı bacaklarının arasına aldı.

"Sakin ol biraz senin de hoşuna gidecek."

"Bırak beni! Frank!" eli omuzlarımı okşarken kendimi sıkıyordum. Bu pislik bana tecavüz edemeyecekti. Asla izin vermeyecektim. O lanet yetimhanede bile başıma böyle bir şey gelmemişti.

Tişörtümü çıkarırken göğsüne dirseğimi geçirdim. Bir an duraksadığında bacaklarımı kurtardım ama elini bacağıma sarıp kendine çekmişti tekrar.

"Bırak beni seni piç kurusu!" ellerini şortuma getirdi. Gözlerimi kapattım. Tam çıkaracakken üzerimdeki baskı yok oldu. Gözlerimi açtım. Louis adamı tuttuğu gibi yumruğu geçirdi. Adam yere düşerken elini kanayan burnuna götürmüştü ki Louis karnına sert bir tekme geçirip gömleğinin kollarını kıvırmaya başladı. Bense titreyerek olan biteni izliyordum.

"Siktiğimin orospu çocuğu seni!" adamın üstüne çıkıp yumruklarken bacaklarımı kendime doğru çektim.

"Sikerim seni piç!" yüzü kandan tanınmayacak hâle geldiğinde karnına tekme atmaya başladı.

"Sen kime dokunuyorsun!?" erkekliğine sert bir tekme geçirince adam acıyla bağırdı.

"Kimseye öyle dokunamazsın orospu çocuğu." buz gibi sesi salonda yankılandı. Silahını çıkarıp alnına dayadığında dudaklarımdan titrek bir nefes döküldü.

Öldürecekti..

"Bay Tomlinson." gözlerini bile kırpmadan adama bakıyordu. Chris daha sert bir ses tonuyla tekrarlarken gözlerimi silahdan çekemiyordum. Namlu frontal kemiği hedeflemişti.

Tek bir kurşun ve ölüm.

"Bay Tomlinson." tetiği çekecekken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Silahını yerine koyarken buz gibi sesiyle konuştu.

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin