Harry
Bacaklarımın arasındaki iri beden yüzünü boynuma gömmüştü. Burnu boynumda yavaş yavaş gezinirken parmaklarım çarşafları güçsüzce kavramıştı.
Sert erkeksi kokusu tenimin kokusuna karışmış daha fazla karışmak istercesine tenime değmeye devam ediyordu. Bir eli kalça kemiğimde diğeriyse bacağımdaydı.
Kemikli elleri bedenimde gezindikçe kalp atışlarım bedenimde bağımsızlığını ilân edip kendisine yeni bir dünyanın kapılarını açıyordu. Boynuma öpücük bırakıp yüzünü çekti. Gözlerimiz buluşurken titrek bir nefes aldım. Gece mavisi gözleri içimi görür gibi bakıyordu. Her bir noktayı, her bir detayı görür gibiydi.
Yeşillerim ayrılamazken gözlerinden titrek bir nefes daha aldım ciğerlerime sakinleşebilmek umuduyla.
Ama faydası olmadı.
"Küçüğüm." bana böyle demesine bayılıyordum. Onun küçüğü olmaya bayılıyordum. Onun olmaya, sadece onun olmaya bayılıyordum.
Parmakları kalçamla uğraşmaya başladı. Saniyeler sonra kalçalarımı yoğurmaya başlarken hafifçe inledim. Bacaklarımı biraz daha açarken bedenimdeki tüm kanın yanaklarıma toplandığını hissettim.
Bedenim bedeniyle kaç kez birleşmişti ruhum ruhuna kaç kez karışmıştı ama hâlâ utanıyordum, elimde değildi.
Gece mavilerini kasıklarıma indirdi. Bacaklarımı kapatmak için hamle yapmıştım ki durdurdu. Ellerini baldırlarıma bastırıp başını yaklaştırdı. Kasıklarıma öpücük bıraktı. Geri çekilip bedenimi gözleriyle gezip sağ diz kapağıma dudaklarını bastırdı. Dudakları yavaş yavaş aşağı inerken ayak bileğimi kavrayıp küçük bir öpücük de oraya bıraktı. Bacaklarımın arasındaki yerini alırken elleri ellerimi yakaladı. Kenetli ellerimizi başımın hizasına getirip şakağıma küçük bir öpücük bıraktı.
Gece mavisi gözlerini gözlerime dikip yavaşça içime girmeye başlarken başımı yastıktan kaldırdım. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Dudakları dudaklarımı kavrarken içimden çıkıp saniyeden kısa bir sürede tekrar bedenime sahip oldu. En derine kadar ilerlerken bacaklarımı beline sardım.
Nefis bir şekilde bana sahip oluyordu.
Kasıkları kasıklarımla buluşurken ellerimi serbest bıraktı ve kollarımı boynuna doladım. Kalçalarımdan kavrayıp bedenimi kucağına alırken burnuma küçük bir öpücük bıraktı.Kucağında yükselip alçalırken inlemelerimiz odada yankılanıyordu. Dudaklarına doğru inlerken ellerimi saçlarına geçirdim.
"Küçüğüm." derin sesi içime işlerken kucağında yükseldim, alçalırken yavaşça fısıldadı.
"Benim küçüğüm." bedenim titremeye başlarken gözlerimi kapattım. Saniyeler sonra düşerken kısık sesiyle konuştu.
"İşte böyle." başım geriye doğru düşerken hissettiğim sıcaklıkla inledim. Sakallarını yanağımda hissederken parmaklarımı kahverengi tutamlara daldırdım tekrar. Yanağını çekip gözlerime baktı. Kaslı kolları etrafımı sararken gözlerimi kapatıp kollarının arasında olmanın tadını çıkarmaya başladım.
Burası benim limanımdı, sığındığım yer, evimdi.
Baharat kokusu burnuma dolarken gülümsedim. İçimden nazikçe çıkıp bedenimi yatakla buluşturdu. Ardından üzerimi örtüp alnıma içimi ısıtan bir öpücük bıraktı. Gözlerim kapanmaya başlarken bacağımı bacaklarının üzerine attım.
Onunla iç içe olmaya bayılıyordum.
*
"Seni almaya geleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE IN THE DARK
Fanfiction"Her şeyden öte sevdim ki ben seni... Yoluna baş koymak diyoruz biz barbarlar buna..."