Louis
Burnumu yanağında gezdirirken yavaşça bir yandan bacaklarını okşuyordum. Üzerinde sadece siyah bir baksır ve siyah kazağım vardı.
"Sevgilim." bana böyle seslenmesine bayılıyordum. Sahiplenircesine söylediği sözcük en derinime kadar sızıp içime işliyordu.
"Güzel oğlum." yanakları kızarırken kirpiklerinin altından bakmaya başladı.
Çok güzeldi.
Öyle güzel ki gözlerim ona her baktığında daha önce böyle bir güzellik görmediğinden yakınıyorlardı. Dünyada onun gibi bir güzellik yoktu.
"Bana neden öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum?"
"İçine çekercesine." dudağının köşesine küçük bir öpücük bırakıp fısıldadım.
"Çekmek istiyorum çünkü." kirpikleri titreşirken pembe dudakları aralandı.
"Beni utandırıyorsun domuz." arkasına döndü. Dudaklarım kıvrılırken belinden tutup yavaşça çektim. Yüzümü buklelerine gömüp kokusunu içime çektim.
Benim gibi kokuyordu.
"Benim gibi kokuyorsun küçüğüm."
"Kokunu seviyorum. Sana ait olan her şeyi seviyorum Lou." gülümsedim.
Kucağımda dönüp yeşillerini mavilerimle buluşturdu. Parmakları yüzümdeki yerini alırken bacağını bacaklarımın üzerine attı.
"Seni neden bu kadar çok seviyorum mafya?" elini tutup dudaklarımı avcuna bastırdım.
"Sonuna kadar da devam edeceksin buna." tek kaşını kaldırdı.
"Öyle mi?"
"Öyle."
"Kalbim hep senin olacak?" zümrütler parlarken bacaklarını araladım.
"Evet." sesim sert bir tona bürünürken kolumu çekip üzerindeki yerimi aldım.
"Sen güzel meleğim benimsin." gözlerini kırpıştırdı. Ellerini ellerimin arasına aldım.
"Bu eller bana ait." parmaklarına dudaklarımı bastırırken yeşilleri koyulaşmıştı.
"Dudakların, tenin, kokun her şeyin bana ait küçüğüm." avcuna öpücük bırakıp belinden kavradım. Yatağa uzanırken bedenini kucağıma aldım. Kollarını boynuma sarıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
"Sana aidim." asi buklesini kulağının arkasına sıkıştırdım.
"Lou?"
"Küçüğüm."
"Bugün gözlerinde korku vardı." elini yanağıma koydu.
Anlamış mıydı?
"Benimle paylaşmanı istiyorum. Mavilerindeki korku canımı acıtıyor." sevgiyle dolarken kalbimden geçenler dudaklarıma döküldü.
"Sen benim başıma gelen en güzel şeysin. Hiçbir şeye değişmem seni." gözbebekleri titrerken sağ elini kalbimin üzerine koydu.
Zümrütler sevgiye bulanmış parlarken fısıldadım.
"Bir gün belki." anlayışla bakarken gözlerime saniyeler sonra yeşilleri muzurlukla doldu.
"Sende benim başıma gelen en huysuz en aksi en odun adamsın." gözlerimi kıstım.
"Sen küçük bir şeytansın."
"Böyle olman umrumda değil ama seni çok seviyorum." gamzeleri güzelliğine güzellik katarken gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE IN THE DARK
Fanfiction"Her şeyden öte sevdim ki ben seni... Yoluna baş koymak diyoruz biz barbarlar buna..."