Üç Gün Sonra
Harry
İlk kalp ameliyatına girmiş olduğum gerçeği aklımdan çıkmazken odaya gelmiştim. Kapıyı açıp içeri girdim. Dolabıma ilerlerken önlüğümü çıkardım. Dolabıma koyup gömleğimi aldım. Üzerimdekini de çıkarıp koydum. Gömleği giyerken mavi kotumu da çıkarıp kenara koydum. Altımdakini de çıkarıp dolaba yerleştirirken çantamı alıp dolabımı kilitledim. Kotumu giyip botlarımı ayağıma geçirdim.
Ceketimi de giyerken çantamı alıp odadan çıktım. Koridorda yürürken çantamdan telefonumu çıkardım.
Bir numaradan beş tane cevapsız çağrı vardı. Biraz sonra aynı numara tekrar ararken açtım.
"Kimsiniz?"
"Bay Styles. Chris ben."
"Chris?"
"Bay Tomlinson sizinle mi?" kalbim korkuyla titredi.
"Hayır. Bir şey mi oldu?"
"Bay Tomlinson' a ulaşamıyoruz." adımlarım dururken yutkunamadım bir an.
"Ne demek ulaşamıyoruz?"
"Öğlen şirkete gitmişti. Beş gibi işinin bitmesi gerekiyordu ama yok." saat dokuza geliyordu.
"Chris başına bir şey mi geldi yoksa?"
"Arıyoruz küçük bey. Sakin olun."
"Eve geleceğim."
"James' i yollayacağım sizi alması için bekleyin."
"Chris..."
"Bekleyin." arama sonlanırken korku içime çöreklenmişti.
Yürümeye başladım.
Hastaneden çıktığımda rüzgâr yüzümü okşarken titredim. Birkaç dakika sonra telefonum çalmaya başlarken cebimden çıkardım.
Görüntülü aramaydı.
Aramayı açarken kahverengi gözlü bir adam karşıma çıktı. Depo gibi bir yerdeydi.
"Tomlinson'ın küçüğü sensin demek." adamın yüzüne baktıkça insan ürperiyordu. Yanağındaki boydan boya olan bıçak izi daha da ürkütücü gösteriyordu.
"Siz kimsiziniz?"
"Louis' i istiyor musun küçük?" telefonu arkaya doğru tuttu ve nefesim kesildi.
Elleri bağlı başı önüne düşmüş olan bu adam benim adamım mıydı? Çıplak göğsü kan içindeydi. Saçları alnına dökülmüştü.
"Lou." diye fısıldarken görüntü kayboldu. Adam belirirken konuşmaya başladı.
"Tolminson' ı gördün."
"Ne istiyorsun?"
"Vereceğim adrese gelmeni istiyorum. Ama yalnız." kahverengi gözlerinden gözlerimi çektim. O gözler iyi değildi.
"Yalnız geleceksin küçük eğer aksini yapacak olursan Tomlinson' ı gebertirim." nefesim kesilirken arama sonlandı.
Louis işkence görüyordu ve yaralıydı. Louis William Tomlinson. Benim güçlü adamım.
Telefonum titrerken mesajı açtım. Adres yollanmıştı.
Bedenim titrerken yürümeye başladım. Gitmem gerekiyordu.
Gitmeliydim.
*
Yolun sonunda ıssız bir yere gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE IN THE DARK
Fanfiction"Her şeyden öte sevdim ki ben seni... Yoluna baş koymak diyoruz biz barbarlar buna..."