Bir coğrafyanın yahut cemiyetin kendi içerisinde belli bir entelektüel kimliği barındırabilmesi için öncelikle bu entelektüel yapılanmayı kendi içerisinde rahat ettirebilmesi gerekmektedir. Bu komforun sağlanabilmesi için de gerekli olan esas şartlar maddi yönden zenginlik ve çok kültürlülüktür(multiculturalism). Yunanlıların esas gelir kaynaklarından birisini oluşturan deniz ticareti aynı zamanda onların farklı medeniyetlerle olan ilişkilerini de kuvvetlendirdiğinden Yunanlılar bu yolla hem maddi yönden zenginliği hem de ticari menşeili entelektüel bilgi birikimini bir potada eritebilme imkanına sahip oldular. Ticaretin ülkede döviz bırakması ve farklı kültürlerle yapılan deniz üzeri alışverişler Grek dünyasını maddi açıdan besledi ve Akdeniz üzerinde güç ve hakimiyet kazandırdı, aynı zamanda deniz üzeri alışverişler Doğu-Batı(Yunan-Mısır) sentezli erken helenistik bir dönem yarattı.
Felsefe öncesi Grek dünyası sosyo-politik manada Doğu uygarlıklarının neredeyse tamamından daha medeni bir vaziyettedir ancak matematik, fizik ve astronomi gibi alanlarda Doğu'ya nazaran pek de gelişmiş değildir. Grek dünyası Akdeniz'e bağımlı bir liman kenti olduğundan esas gelir kaynaklarından birisi ticarettir ve bu bağlamda Yunanlılarda vergilendirme hukuku ve ticari sözleşmeler gelişmiş seviyededir aynı zamanda Demokratik bir rejim söz konusudur, sanat ve mimari ileri seviyededir. Medeniyetin öbür kanadı Doğu'da Mısır ise matematik, fizik ve astronomi gibi bilimsel faaliyetler üst düzeydedir, Nil Nehri'ne bağımlı tarımda hasadın kalitesini arttırmak için matematik geliştirilmiştir, nehrin hangi günlerde taşacağını hangi günlerde durulacağını saptayabilmek için de tarihleme ve astronomi gibi bilimlerden yararlanılmıştır. Akdeniz üzeri ticari faaliyetler iki farklı bölgesel kültürü ve medeniyeti bir araya getirmiş ve bunun sonucunda da ikili ilişkilere dayalı diyalektik yeni bir kültürel anlayış meydana gelmiştir bu anlayışın başta İskender sonra Roma tarafından yaşatılması ve yayılması Avrupai kültürün kendisini oluşturmuştur.
Antik Yunan'ı gösteren bir harita. Girit'in(Crete) biraz aşağısında Mısır bulunuyor. Solda Miletus(Milet) felsefenin başladığı şehir.
Thales
Başlangıçta felsefe ve bilim birbirlerinden keskin hatlarla ayrılmıyordu ve hatta ilkçağ felsefesi genel hatlarıyla doğa üzerine konuşlanmıştır bilhassa İlkçağ Grek Felsefesi Dünyanın ne olduğuna, neyin gerçekten var olduğuna ait sorulara cevap arar. Thales bu sorulara cevap vermeye çalışanların ilkiydi, ilkiydi çünkü ondan önce gelenler doğayı ve Dünyayı her daim mitlerle ve ilahiyata dayalı hikayelerle izah etmeye çalışmışlardır. Thales'in yeni bir yöntem yeni bir paradigma inşa etme çabası onu filozofların ilki olarak tanımamızın esas sebebidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Çağ Felsefesi Tarihi
RandomThales ile başlayarak İlk Çağ Felsefesi tarihinde önemli yer tutan filozoflara özellikle de Platon(Eflatun) ve Aristoteles 'e uzun uzun ve ayrıntılı olarak değinmeye ve anlatmaya çalışıyorum eğer ilginizi çekiyor,hoşlanıyor ve beğeniyorsanız lütfen...