Pre Sokratik Dönem Filozofları

2.2K 21 1
                                    

Felsefe Thales'ten başlayarak bu güne değin uzanan yaklaşık 2500 yıllık bir düşünce faaliyeti olduğundan dolayı felsefe tarihini anlatmaya çalışırken felsefe tarihini çeşitli dönemlere ayırarak ilerlemek anlatımı kolaylaştırabilmek açısından en doğrusu olacak gibi görünüyor.

Bu bölümde Sokrates öncesinde yaşamış önemli filozoflardan, Pythagoras, Herakleitos, Parmenides, Demokritos ve Leukippos gibi isimlerden bahsedeceğiz.

Pythagoras

Pythagoras'ın felsefe ve matematik tarihindeki şan ve şöhreti kendisinin Kroton'da kurduğu Pythagorasçı Okul'dan ve oluşturduğu dini-politik cemaatten ileri gelmektedir. Pythagorasçı Okul temsil ettiği değerler ve felsefeyi kullanış biçimi açısından dönemin geleneklerinden ayrılan, İyonya Okulunun karşısında Batı geleneğini temsil eden ayrı ve yeni bir gelenek yaratmıştır.  Felsefenin kendisi Pythagoras'la birlikte bir düşünme ve sorgulama sanatı olarak kabul edilmenin ötesinde yalnızca kendisi için istenilen zihinsel bir uğraşı halini almıştır bu bağlamda felsefe yeni ve sıra dışı bir yorumlamanın neticesinde dini ve mistik bir öğreti olarak görülmeye başlanmıştır, felsefenin bu değişiminde Doğu düşüncesinin etkilerini görebilmek de hayli mümkündür.

Pythagoras kurduğu okul ve topladığı cemaatle birlikte felsefeyi teorik ve kaygısal düzlemden çekip koparmış ve felsefeyi gündelik hayatın içerisine entegre etmiştir, Pythagoras'la birlikte felsefe kendi ibadet ritüelleri, kendi yaşayış tarzları ve kendi cemaati olan dini-politik bir dogmalar bütünü haline gelmiştir. Okulun öğretileri ise yerel olmaktan ziyade yabancı ellerden gelmiş gibi görünüyor, özellikle ruh ve varlığın birliği hakkındaki tartışmaların kaynağı konusunda Uzak Doğunun etkileri dikkatli bir okurun gözünden kaçmayacak detaylardır. 

Pythagorasçılık kurulduğu dönemden itibaren kendi içerisine kapanık, küçük ve önemsiz bir yapılanma değil bilakis Yunan dünyasını siyasi etkisi altına almaya başlayan muhafazakar bir dini-politik cemaat olarak var olagelmiştir bu sebeple de okul sürekli olarak karşıt siyasi ayaklanmalarla karşı karşıya gelmiştir. Karşı görüşlerin ayaklanmaları sonucunda Kroton'da iki kişi hariç herkes öldürülmüş Pythagoras ise kentten kaçmak zorunda kalmıştır. Bu ayaklanmayla birlikte Pythagorasçılık bir daha asla eskisi gibi bir cemaat kuramamışsa da farklı kentlerde bireysel Pythagorasçılık devam etmiştir bunlardan en önemlileri Hipassos, Philolaos, Arkhytas, Polymantes ve Alkemeon gibi filozoflardır.                                                                                                                                                             

                                                                                                                                                             

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fyodor Bronnikov'un tablosunda Pisagorcular(1869).

Pyhagoras ruha gösterdiği ehemmiyet bakımından Grek dünyasında önemli bir filozoftur, zira Platon'a gelinceye kadar ruh üzerine bu denli gayretli çalışmış bir diğer filozofa rastlamak çok zordur. Daha önce de değindiğim gibi Pythagoras'ın ruh üzerine olan görüşleri Yunan dünyasında doğmuş olmaktan daha çok Uzak Doğudan alınmışa benziyor zira ruhun ölümsüzlüğü ve ruh göçü(reenkarnasyon)gibi mistik inanışlar Doğu kaynaklıdır ruh göçünün bizatihi doğum yeri Hindistan'dır. Pythagorasçı düşünceye göre ruh bedenden bağımsız da varlığını sürdürebilen, bedenin ölümüyle birlikte başka canlılarda tekrar hayat bulabilen ölümsüz bir formdur, bedenin kaybolmasıyla birlikte ruhun hangi canlıda yeniden dirileceği kişinin hayatını nasıl geçirdiğine göre değişiklik gösterir. İnançlarının gerekliliklerine uyan cemaat üyeleri güzel bedenlerde yeniden dirilebilecekken hatta bedensellikten tamamen ayrılabilecekken kafirler aynı şansa sahip değildirler, bu bağlamda ruhun ölümsüzlüğü insanın yaşayışını gerekçelendiren önemli bir etkendir. Ruh göçüne olan bu derin inanış salt bir dini dogma olmanın ötesinde cemaat tarafından her yönüyle içselleştirilmiş bir gerçekliktir vaazlara erkekler, kadınlar ve çocuklar gibi hayvanlar da ölü insanların ruhlarını taşıyor olabileceklerinden ötürü daima davetlidirler, ruh göçü bu bağlamda evrende yaşayan her canlıyı akraba kılmaktadır.

İlk Çağ Felsefesi TarihiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin