Helenistik Dönem klasik Grek uygarlığının ve felsefesinin gerileme ve çöküş dönemi olarak adlandırılabilir.Yapılan büyük fetih zincirleri sonucunda Yunan ve doğu medeniyetleri birbirleriyle iç içe geçmiş,ideolojiler,dinler ve batı ile doğunun felsefesi bir araya gelerek büyük bir sentez oluşturulmuştur.
İskender fethettiği barbar topraklarında barışçıl bir hava sergiledi,Taoculuğu,Zerdüştlüğü ve Budistliği harmanlayarak her yönüyle zengin bir coğrafya kurdu,Yunan medeniyetleri barbarları tanıdı.
İskenderiye Helenistik dönemde bilimin yuvasıydı Astronomi,matematik ve felsefe adına pek çok başarılı çalışmalar yapıldı.
Çalışmaları yalnızca matematik ve astronomiyle sınırlı değildi çağın güzelliğini betimleyen çok sayıda heykel ve sanat eseri de yapıldı.
Çağın gerileme dönemiyse Romalılar'ın Mısır'ı ele geçirmesiyle başladı.Bir hayli karanlık olan bu dönemde filozoflar da dahil pek çok insan hayatından hiç de memnun değildi,filozoflar siyaset ve devlet yönetimi hakkında konuşmuyor ve kitap yazmıyordu bu şekilde devlet yönetimi tekelleşti.Dönemin sorusu ''İdeal bir devlet nasıl olmalıdır?'' yerine ''Böyle bir devlette insan nasıl mutlu olabilir'' haline geldi.
İskender zamanında dört ünlü felsefe okulu kuruldu bunlar sırasıyla Kynikler,Kuşkucular,Epikürosçular ve Stoacılardır ve hepside çağının sorularına cevap vermeye çalışmıştır.Biz bu bölümde Kynikler ve Kuşkucuları anlatacağız.
Kynikler Okulun kurucuları önce Gorgias'ın sonra da Sokrates'in öğrencisi olmuş olan Antisthenes ve memleketlimiz Sinoplu Diyojen'dir.
Antisthenes hayatının bir bölümünü zengin aristokratların arasında varlıklı bir şekilde yaşadıktan sonra başından geçen önemli bir travma sonucu(kimilerine göre bu travma onun hocası olan Sokrates'in idam edilmesidir)önceki hayatında yaptığı şeylerin aslında ne kadar değersiz olduğunu fark etmiş ve hayatını ve yaşayışını baştan başa değiştirmiştir.
Önceleri zengin insanlar arasında yaşayan Antisthenes artık işçilerle aynı yemeyi yemeye,onların giydiklerini giymeye başlamış ve tam bir doğa insanı olmaya,fazlalıklardan arınmaya çalışmıştır.Yaptığı vaazları kolay bir üslupla halka anlatmış rafine felsefeye ve elitizme savaş açmıştı.
Yerleşik hayatı ve dinleri küçümsedi,evliliği yanlış buluyor ve özel mülkiyetin yasaklanmasını istiyordu ondan sonra gelenler köleliği de kınadılar.
İnsanın mutlu olabilmesi için pahalı kıyafetlere ya da lüks evlere sahip olması gerekmediğini savunuyordu ona göre insan gerçek mutluluğa ancak yalın ve sade bir hayatla ulaşabilirdi.
Onun öğrencisi Diyojen öğretileri çok daha ileriye taşıdı ve ünlendi.İlk başlarda Antisthenes sahte para bastığı için hapse atılan bir sarrafın oğlu olan Diyojen için pek de arkadaş canlısı duygular beslemiyordu.İlk başlarda onu kovdu lakin Diyojen Antisthenes'in öğrencisi olmakta kararlıydı.
Diyojen her türlü fazlalıktan arınmak istiyordu öyle ki kendisi bir fıçının içinde yaşıyordu.Herkesle dost olduğunu ve insanların eşit olduğunu söylüyordu onun dostluğu yalnızca insanları değil hayvanları da kaplıyordu.Bir fıçı içinde tıpkı bir köpek gibi yaşadığı için kendisine köpek anlamına gelen ''kynik'' ismi verildi.Ona köpek diyerek onu aşağılamak isteyenlere sinirlenmiyor kendisinin tıpkı bir köpek gibi ona kemik verenlere yanaştığını zarar verenleri ise ısırdığını söylüyordu.Yalın ve fakir bir hayat sürüyordu lakin yardım almanın da yanlış ve onur kırıcı bir şey olmadığını öğütlüyordu nasıl ki bir zengin yardım ederken göğsünü geriyorsa yardımı kabul eden fakirin de bundan altta kalan bir yanı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Çağ Felsefesi Tarihi
AcakThales ile başlayarak İlk Çağ Felsefesi tarihinde önemli yer tutan filozoflara özellikle de Platon(Eflatun) ve Aristoteles 'e uzun uzun ve ayrıntılı olarak değinmeye ve anlatmaya çalışıyorum eğer ilginizi çekiyor,hoşlanıyor ve beğeniyorsanız lütfen...