Platon'un Devlet Yönetimi Üzerine

421 5 0
                                    

Platon'a kadar çoğu filozof siyasetle pek de içli dışlı olmamıştı,elbette arada bir kaç istisna olabilir lakin Platon bir devletin yönetimi konusunda içli dışlı konuşan ve yazan en ünlü filozof olmuştur öyle ki onun en ünlü eseri içinde ideal bir devletin tanımlandığı Devlet isimli kitabıdır.

Kendisi vatandaşları üç sınıfa bölmüştü,bu sınıflar sırasıyla şöyledir.

Sıradan Halk:devlet yönetiminde söz sahibi değildirler,oy veremezler ve devletin sağlamış olduğu pek çok haktan muaf durumdadırlar.

Askerler:aynı şekilde onların da devlet yönetimine bir etkisi yoktur,çocuklarından itibaren alanlarında eğitim görürler.

Koruyucular:devletin üst ve elit sınıfıdırlar,devletin yönetim biçiminde ana pay onlardadır.Devlet yönetimine karışabilme hakkı ailenin çocuklarına da geçer lakin yeterli kapasiteye sahip olmadığı belirlenen çocuklar bu haktan muaf edilebilir yine aynı şekilde sıradan bir vatandaşın da belirli yeterliliklerini kanıtlamasının ardından devlet yönetiminde bir yere gelebilmesi ve vatandaşların sınıflar arasında iniş ve çıkışlara tabii tutulması olasıdır.

Şüphesiz Platon kendi çağının güçlü devletlerinden biri olan Spartalılardan ve onların benimsemiş oldukları devlet yönetimi tutumundan çokça etkilenmiş durumdaydı.

Tıpkı Spartalılar gibi kendisi de komün bir topluluğu öneriyordu,ona göre bireyin yerine devletin refahı esastı.Altın ve gümüşün yasaklanmasını savunuyor,askerlerin ve vatandaşların özel mülkiyetlere sahip olmasının yanlış bir şey olduğunu savunuyordu.

Spartalılarda da gördüğümüz gibi Platon'un ideal devletinde de evlilikte mahremiyet aranmazdı.Devletin seçtiği kadın ve erkekler(fiziksel olarak yeterli durumdaki bir erkek ile fiziksel olarak yeterli bir kadının evlendiriliyor olması aranan bir şarttı)bir araya getirilir ve doğurdukları çocuklar doğumdan hemen sonra çocuklara devlet tarafından el konulur ve çeşitli eğitimler verilirdi.Tıpkı Spartalıların da yaptığı gibi özürlü ve sakat çocuklar devlet eliyle tenha köşelerde öldürülürdü.

Müzik ve jimnastik devletin sağladığı eğitimin iki koluydu.Bizim kültür olarak tanımladığımız pek çok şey Müzik başlığı altında okutulurdu,Jimnastik ise bizim bu gün atletizm olarak tanımladığımız pek çok şeyi kapsardı.

Çocukluktan itibaren okutulan bu eğitimlerde çok çeşitli sansürler uygulanırdı.Homeros'un okutulması kesin olarak yasaktı çünkü bu hikayelerde tanrılar çeşitli kötülüklerde bulunuyorlardı fakat Platon'un tanrısı yalnızca iyi şeylerin tanrısı olmak durumundaydı.Ailelerin çocuklarına okuduğu şiirler ve şarkılarda da yoğun bir sansür hissedilmektedir öyle ki ölümün kötü bir şey olduğunu söyleyen şiirler ve şarkılar yasaklanmıştı,devlet tarafından çocuklara ölümün kölelikten daha onurlu bir şey olduğu ve yine ölümden sonra aslolan,oluş ve bozuluşa tabi olmayan,sonsuz ve gerçek hayatın başladığı öğretilmektedir.Anarşiye yol açabileceği karar verilen şiirler,şarkılar,oyunlar ve hikayeler sansürlenmiştir.

Tiyatro oyunları da pek doğru karşılanmazdı çünkü gerçek hayatında iyi,kibar ve sağduyulu bir insanın sahnede kötü birisini canlandırması yanlış karşılanıyordu.Aynı zamanda o dönemin Yunan Tiyatrosunda bayan karakterleri erkek oyuncuların canlandırıyor olması da sık görülen bir şeydi,yine Platon'un ideal devletinde bu da yasaktı.

Platon'un din hakkındaki görüşlerine ve teolojisine bu bölümde değinmek istemiyorum ama devletin yönetimiyle de alakalı olduğu için şundan bahsetmek istiyorum.

Devlet tarafından halka insanların üç tip olduğu öğretilirdi az önce de söylemiş olduğumuz gibi bunlar sırasıyla Sıradan Halk,Askerler ve Koruyuculardı.Devletin benimsediği mit anlayışına göre bu insanların yaratılışlarındaki maddeler birbirinden farklıydı.Bu mite göre Koruyucular altından,Askerler gümüşten,Sıradan Halk ise pirinçten yaratılmış bulunuyordu.Pek sık rastlanmasa bile pirinçten yaratılmış bir anadan altından bir çocuğun doğması ya da altından bir anadan pirinçten yaratılma bir çocuğun doğmuş olmasına rastlanılabiliyordu.

Devletin çatısı altında yaşayan her bir bireyin kendi işinde usta olması ve kendi işinden şaşmaması istenilirdi.Bir askerin sanki bir koruyucuymuş gibi devlet hakkında konuşması doğru karşılanmazdı.Sıradan Halk toprak işlerinde çalışmalı,askerler savaşmalı yeri gelince ölmeli,koruyucular ise devleti yönetmeliydi.

İlk Çağ Felsefesi TarihiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin