Platon'u ve ondan sonra gelecek daha pek çok filozofu anlatabilmek için en başta çağının egemeni olan Spartalılar'ı anlatmamız gerekecektir.
Dor istilasının hemen ardından fethettikleri topraklarda egemenliklerini tanıtan Spartalılar bu toprakların yerlilerini kendilerine köle olarak aldılar,bu köleler için heilot tabiri kullanılır.Toprakların fethedilmesinden sonra neredeyse her bir Spartalı yurttaşın bir veya iki parseli olurdu ve bu parsellerin alınıp satılması devlet tarafından yasaklanmıştı,Spartalılar hem askerlik antrenmanları için daha fazla zaman kazanabilmek hem de toprağı işlemenin küçük düşürücü bir eylem olduğunu varsaydıklarından dolayı bu toprakları köleleri olan heilotlara vazife olarak verirdi.
Az önce de söylediğimiz gibi Spartalı bir yurttaşın kendi toprağını satması veya başka bir yurttaşın toprağını satın alması devlet tarafından kesinlikle yasaktı aynı şekilde köle alışverişi de yapılamaz veyahut köleler azat edilemezdi(savaşlarda büyük kahramanlık sergilemiş köleler hariç,onlar devlet tarafından serbest bırakılırdı).Devletin resmi rejimi Cumhuriyet de olsa halk yeteri kadar özgür bırakılmıyordu.Komünist bir yaklaşıma benzer şekilde bir yurttaşın tamamen kendisine ait bir özel mülkü olması yasaktı.Halkın zenginleşmesini bir nebze de olsa engellemek için paralar değersiz demir madeniyle basılırdı ve bu sayede de zengin olma umutlarıyla Sparta kentini kimse ziyaret etmezdi aynı şekilde pezevenkler ve tüccarlar da bu kentten uzak kalırlardı.Devlet tarafından düzenlenen organizasyonlara her bir yurttaş kendi yemeğini götürmekle mükellefti.
Sparta askeri anlamda çağının tepe noktasıydı.Yalnızca sağlıklı insanların yaşamaya hakkı vardı öyle ki yeni doğan bir çocuk önce ailenin büyüklerinin yanına götürülür eğer sağlıklıysa aileye geri verilirdi ama eğer ki çocuk fazla çelimsiz ve hastaysa daha doğar doğmaz su çukurlarında boğdurulurdu.
Evlilikte sadakat aranmazdı,eğer çok genç bir adam karısının yaşlılığından dert yanıyorsa diğer kadınlarla cinsel ilişki yaşaması hem devlet tarafından hem de halk tarafından normal karşılanırdı,bilakis devletin kendisi bunun yapılmasına teşvik ederdi çünkü genç ve diri kadınların yaşlı kadınlara oranla daha sağlıklı ve güçlü çocuklar doğuracağına inanılırdı.
Yeni doğan çocuklar devlet tarafından alınır ve zorunlu askeri eğitime tabii tutulurdu.
Sparta'da Çocuk Yetiştiriliş Tarzı Hastalıklı olmayan ve sağlıklı olduğuna karar verilen her çocuğa devlet tarafından el konulurdu ve askerlik sanatı öğretilirdi.
Kız ve erkek çocukları küçüklüklerinden itibaren tam çıplak şekilde askeri yönden yetiştirilmeye başlanırdı.Devletin kızları da bu eğitime tabii tutmasının amacı onları da fiziki anlamda yeteli seviyeye getirip ileride doğuracakları çocuğun da sağlıklı ve yapılı olmasını garanti altına almaktı.
20 yaşına kadar evlenmeleri yasaktı ama bu yaşa gelene kadar erkekler arasındaki eşcinsel ilişkiye pek da karışılmazdı.Bu eğitimlerin çoğu zamanında pis ve bakımsızdılar,samanlıklarda uyurlardı ve belirli günler hariç asla banyo yapmazlardı,aynı şekilde hijyen de önemsenmezdi belli bir yaşa geldikten sonra üstlerini kıyafet verilmezlerdi ve küçük kız ve erkek çocuklar tam çıplak şekilde birbirleriyle oyunlar oynardı.
Askerlik eğitimin yanınında başka dersler de verilirdi,jimnastik ve hırsızlık en bilinenleridir.Ama hırsızlık yaparken yakalanan bir çocuk her daim cezaya tabii tutulurdu ama bu cezayı almasının sebebi hırsızlık yapmasından öte yakalanmasıydı.
Her savaşa gelmeleri gerekiyordu,bir şekilde savaşa gitmeyenler veya savaştan hiç yara almadan dönenler halk tarafından korkak olarak nitelendirilirdi.Spartalı bir yurttaşın hayatının hiçbir evresinde özgürlük yoktu zaten onlarda istemezlerdi,doğduklarından beri eğitim aldıkları okullarda zenginlik küçümsenmiş ve Devlete bağlılığın erdemlik olduğu öğütlenmiştir.
Büyük İskender'in hayali olan Helenistik Dünya görüşünün karşısındaki en büyük engel onlardı.Zamanlarının yıkılmaz devletiydiler.
Aydınlanma çağına kadar pek çok devlet bu yönetim şekliyle yönetildi.
Sparta kentinin bu tutumu Fransız Devrimine ön ayak oldu,pek çok aydınlanma ve ilk çağ filozofunu etkiledi belki bunlar arasında en ünlüleri Platon veRousseau olmuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Çağ Felsefesi Tarihi
Ngẫu nhiênThales ile başlayarak İlk Çağ Felsefesi tarihinde önemli yer tutan filozoflara özellikle de Platon(Eflatun) ve Aristoteles 'e uzun uzun ve ayrıntılı olarak değinmeye ve anlatmaya çalışıyorum eğer ilginizi çekiyor,hoşlanıyor ve beğeniyorsanız lütfen...