Alex şaşkın bir bakışla 'Sana ne oldu böyle ' dedi. 'İnan şuan konuşacak halim yok lütfen çekil yolumdan' dedim. 'İyi değilsin' dediğinde gülümseyip 'Hiç bukadar iyi olmamıştım' dedim ve yürümeye devam ettim. Diz kapağımda ağrı vardı biraz topallayarak yürüyordum. Sonunda okuldan çıkmıştım. Ama pek sevinememiştim çünkü yağmur yağıyordu. Herşey bana tersti sanki bugün. Eve geldiğimde sırılsıklam olmuştum. Hemen banyoya girdim sıcak bi duş iyi gelir diye düşündüm. Duştan çıktıktan sonra zilin çaldığını duydum aşağıya inip kapıyı açtım.
Karşımda Parker duruyordu davet bile beklemeden içeriye girdi. 'Napıyorsun sen evime böyle giremezsin' dedim. Ama umrunda bile değildi. Henüz yaralarıma bakma fırsatım olmamıştı. Önce dizime sonra dudaklarıma baktı. 'Evinde seni tedavi edecek birşeyler var mı? ' diye sordu. Mutfağa gidip bişeyler alıp geldi. Bana 'Otur dizine bir bakalım ' dedi. 'Senden gelecek yardımı istemiyorum ' dedim. Ona çok sinirliydim sonuçta başıma ne geldiyse onun yüzünden gelmişti. Kolumdan tutup koltuğa oturttu. 'Dizin kötü ' diyerek sargı bezini eline aldı. Herşeyi dikkatli bir şekilde yapıyordu. 'Kardeşinin dövdüğü her kıza pansuman yapıyormusun?' diye sordum. Gülümsedi ona çok sinirliydim ama güldüğünü ilk defa görüyordum. Tanrım bu gülüş beni benden almıştı. Saf saf yüzüne baktığımı farkettiğimde sinirli tavrımı takınmam gerektiğini düşündüm. Bu beni biraz zorluyordu. Karşımdaydı ve ilk kez gülümsemişti. 'Şimdi uzanmalısın' dediğinde kendime gelmiştim. Ayağımı sarmıştı. Koltuğa uzanmıştım o an dudaklarıma yaklaşmıştı. Nefes alamıyordum çok heycanlanmıştım. Elini dudağımda gezdirip 'O kadar kötü değil' diyip kendi geri çekmişti. Koltuğa oturup telefonla uğraşmaya başlamıştı. 'Eee gitmiyormusun?' diye sordum.
'Ayağının üstüne biraz basmasan iyi olur bişeye ihtiyacın olur diye burada kalmayı düşünüyorum ' dedi. 'Bunu düşünürken bana sormak hiç gelmedimi aklına' dedim. 'Hayır ' dedi donuk bir ses tonuyla.
'Harika hem bu durumda olmama sebep ol hemde evimde benden izinsiz kal' dedim. Ayağa kalkıp 'Hatamı telafi etmeye çalışıyorum neden bukadar dik kafalısın' dedi. 'Hakaretlerede başladık ' diyip ayağa kalktım ama ayağımın üstüne gerçekten basamıyordum canım çok yanmıştı tekrar uzandım. 'Ben yiyecek birşeyler hazırlayacağım birşey olursa seslen' dedi ve mutfağa gitti. Aslında bu durumu kullana bilirdim. Ne istesem yapmak zorundaydı sonuçta onun yüzünden bu durumdaydım. Bir anda gök gürültüsüyle çığlık atıp uzandığım yerden doğruldum. Kulaklarımı kapatım bian önce bitmesini bekliyordum. Ellerimin üstünde onun ellerini hissettiğimde bütün korkum geçmişti. 'Bu gece burda kalmam gerçekten iyi olacak' dedi. Başımı onaylar bir şekilde salladım. Tekrar mutfaga gidip elinde tepsi ile dönmüştü. 'Sen yemek yemiyormusun?' diye sordum. 'Hayır' dedi üstelemedim. Yemeği yedim gerçekten güzel yemek yapmıştı. Tepsiyi alıp mutfağa gittiğinde kapı çaldı. Gelen Luis'ti.
'Birinin kız kardeşi birinin sevgilisi eserinizi görmek için buradasınız galiba ' dedim. Luis yanıma gelip 'Seni korumam gerekiyordu ama şu haline bak daha ilk günden seni soktuğum şu duruma bak' dedi. 'En azından yaptığınızın farkındasınız gelişme var ben biraz uyumak istiyorum lütfen rahatsız etmeyin' dedim. Gözlerimi kapattım uyumak istiyordum ama uyuyamıyordum.
O an Luis'in Parker'a kızdığını duydum. Herşey senin yüzünden nasıl olurda Olivia söyledi dersin diyordu. Parker hiç birşey söylemiyordu. Luis verdiği sözleri tutamadığından bahsedip duruyordu. Parker ' Bugün burada kalıp ona bakacağım kendimi affettirebilirsem kardeşimi alıp bu kasabadan gideceğim' dedi. Luis hiç birşey söylemiyordu, Parker söylediklerinde ciddimiydi acaba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cadı Olivia
Fantasy~~TAMAMLANDI~~ 18 yaşını doldurmasına günler kalan Olivia, tam anlamıyla cadı olmak için kendisine bir kasaba belirlemeli ve hayatının 1 yılını bu kasabada geçirmeliydi. Olivia, seçtiği kasabada güçlerini gizlemeli, normal bir insan gibi yaşamalıydı...