YEDİNCİ BÖLÜM

125 1 0
                                    

Günler ne kadar da çabuk geçiyordu. Buğra'dan sonra tam iki ay olmuştu. Okul,sınavlar ,dersler derken kapılmıştım hayata yine. Buğra krizinden dolayı stajım da yanmıştı..

  Sima'da krizler biter mi..Tam toparlanmaya çalışırken yine tutuyordu eteklerimden cehennem...

  "Sima! Çabuk ilk otobüse atla ve eve gel."

Acılarım.. En sadık dostlarım..Ne zaman üzülsem birilerine,kırık bardaktan su içiyorum her seferinde. Ya susuzluktan öleceğim, ya içimi kana bulayacak en sevdiklerim..

"Bunu nasıl bana soylemezsiniz anne!"

Avazım çıktığı kadar bağırıyorken Sima'nın bu yüzünü ilk defa görüyordum.

Babam yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yargılanacaktı. Son bir kez beni görmek istemisti. Mahkemesi vardı ve ona göre kafesler ardında son anını ailesini görerek geçirecekti. Mahkeme günü geldi, neden bu duruma düştüğümüzü yargılayarak bir bir geçtim koridorları. Ağlayanlar,yalvaranlar,bayılanlar ve bizim gibi ifadesiz bir kaç çehre daha..

"Karar alındı !"

Mahkeme delil yetersizliğinden davayı bir sene sonra, 12 Haziran 2013 e atıldı. Bizde bir bayram havası.. Babam dalgın olduğu bir zamanda ortaginin getirdiği dosyaya imzasını atmış. Aman ne de güzel bir hayat..

Bir kaç gün ailemle kaldiktan sonra Afyon'a dönüş vakti gelmişti. Konya otogarı ılk defa bu kadar hüzünlü bakıyordu bana sanki.. Deniz' le ne çok ağlamıştık peronlarda. Herkes elindeki eşyasını koyar dudak ısırarak bizi izlerdi. Acaba şimdi ne yapıyordu ?Bananeydi ki...

  Afyon Afyon Afyon...

Okula geldiğimde arkadaşlarım deliye dönmüştü, yurda haber vermeden bir kaç gün yok olduğum için de artık kalacak bir yurdum da yoktu.

Tam o sırada Ece yetişti  imdadıma. Ev arkadaşı arıyormuş. Arkadasimin arkadaşı.. Kimdir nedir dusunmeden hemen kabul ettim. Taşındım eve. Öyle boyle derken üç ay daha geride kalmıştı.

  Ece iyi kızdı, bana da pek zararı dokunmaz kendi halindeydi. Pek evde takılmazdı, sürekli şehir dışına çıkardı. Sürekli arkadaşlarında kalırdı.Ama onlar bize hiç gelmezdi. hiçbirini de tanımazdım zaten.

Ben de sınıfla iyice kaynaşmış hatta yakın arkadaş bile edinmiştim, çok yakın..Eda, kendi gibi edalı biriydi. Çok da iyi hatta haddinden fazla iyi.. Zaman geçtikçdm Eda ile daha da yakınlaşmıştık. Kardeş gibi olmuştuk artık. Zaten tek çocuktum kardeş kavramını tatmıştım ilk kez.. Eda 'ya başımdan gelenleri anlattim. Hiç yargılamadan sadece bana üzüldü ve artık yanimdan hiç ayrılmadı.. Ece'nin olmadığı zamanlar Eda geliyordu bana. Dertleşiyor hatta ağlaşıyorduk.

Ece yine yok, bilmem hangi akrabasına Bolu 'ya gitmişti. Eda da ailesinin yanına Mersin'e gitmişti. Okuldan geç çıkmıştık o gün. Hava da hayli karanlıktı. Eve doğru yol aldım. Arkamda birinin geldiğini hissediyorum ama bakmaya da cesaretim yoktu. Hızlı adımlarla eve ulaştım. Kimse yoktu. İyice kilitledim kapilari ama uyku tutar mı.. Ece' yi arıyorum açmıyor. Kapı çaldı birden. Hafif araladım kimse yoktu.. Tam kapatacaktım ki küçük kırmızı bir kutu.. Önce tereddüte düştüm sonra bir cesaret aldım. Saatlerce o bana baktı ben ona.. Artık açmam gerekiyordu.. Bir paket en sevdiğim cikolata, bir de küçük bir zarf. Hızlı hareketlerle zarfı açtım. Gözlerimin en iri halini hissettim o an..

  Korku neydi?

mutsuzluk iksiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin