DOKUZUNCU BÖLÜM

115 2 3
                                    

Ece bana sürekli arkadaşlarına kalmaya gittiğini söylerken aslında para kazanmanın farklı yolunu seçmişti.En çirkin,en utanç verici yolunu.. Ben yaptığım tek bir hatanın yükünü çekerken o her defasında ''Ekmek Parası'' na dönüştürmüştü..

   Defalarca aradı,açmadım..Açamadım..Ne yapacaktım bundan sonra?Yine yollara düşmüştüm elimde valizlerimle..Bir parka gittim saatlerce küçük bir bank ev sahipliği yaptı bana.Düşünce deryasına dalmışken unutmuşum zamanı..Hava kararmak üzereydi.En iyisi bir pansiyonda kalıp yarın bir eve bakmaktı.Bulduğum ilk pansiyona girdim,zaten ne kadar biliyordum ki Afyon'u daha iyisini arayacaktım..Pansiyona da pansiyon demeye bin şahit isterdi.''İzbe koridorları ne çok çığlık barındırıyordur'' diye düşündüm.Cinayet filmlerinin bir numaralı noktasıydı sanki..Oda; kullanmaktan pas tutmuş kapı kolları,yıkanmaktan sararmış yatak örtüleri..Ağlamamak elde değildi.Ancak yapacak daha iyi bir fikrim de yoktu zaten.O gece nasıl geçti anlamadım.Yarı uyku yarı uyanık sabahı ettim.Okulu asmam gerekiyordu ve ev aramaya koyuldum.Evler tek kişi için oldukça uçuktu,üstelik bunun eşyaları da vardı..Umudumu yitirmiştim ki bir ilan takıldı gözüme..Uygun fiyata eşyalı bir ev buldum vakit kaybetmeden pansiyondan eşyalarımı alıp taşındım.

  ''Sima! Mesut hoca seni istiyor.''

''Buyrun hocam beni istemişsiniz''

''Dün gelmemişsin,Staj işini konuşacaktım.''

Bu adamda beni mi takip ediyor diye düşünmedim değil..

''Ev değiştirdim hocam.Taşınma işleri falan..''

''Hayırdır?Nerede ev?''

Anlamasız bir bakış attım sanırım.

''Yani güvenli bir yer mi falan diye...Birşeye ihtiyacın var mı?''

  ''Çarşıda,yok hocam teşekkür ederim.''

  Hoca staj işini ayarlamıştı.Üstelik bu yarıyıl tatilindeki Buğra krizinin olmasına sebebiyet veren Çanakkale macerası gibi değildi.Koca bir yaz tatili ve Kuşadası..Beni heyecanlandırmaya yetmişti doğrusu.

  Akşam eve dönerken biraz alışveriş yaptım.Bir yandan da aklımda korkularımdan uzaklaştığım gelmişti.O gece.. Hatırlamak bile ürkütücü..Evime gittim ve yalnızlığın tadını çıkardım.

  Haftasonu gelmişti.Eda ile yeni evimde vakit geçirdik.Pazar akşamı Eda gitmişti.Kapı çaldı yine bir kutu ve yine çikolata,yine o sevdiğiöm şiir.Ama bu kez bir farklılık vardı bir kaç harfi daire içine alınmıştı.

''Unutmadım'' 

Deliye dönmüştüm.Kim di bu?Yeni adresimi nereden bilebilirdi?Polise koşmak istedim ailem duymamalıydı.Apar topar toparlandım soluğu otogarda aldım..

''Konya'ya bir bilet lütfen!''

 Annem şaşkına döndü.''Ne işin var burada?'' der gibi bakıyordu.Biraz tatile ihtiyacım olduğunu söyledim.Bir kaç gün vakit geçirdim ailemle.Gerçekten çok iyi gelmişti bu tatil bana.

''Sima! Sana bir kargo var kızım.''

 Bir kutu,içinde çikolata ve tabiki o şiir...Artık daha fazla harf daire içine alınmıştı.

''Geçmişinden kaçamazsın!''

Ne yapacağımı bilemedim.Aklıma sadece Mesut hoca geldi.Gidip onu bulmalıydım.Ailemi de tehlikeye atamazdım.Aileme önemli bir sınavımın olduğunu,bilmediğimi,acil gitmek zorunda olduğumu söyledim.

  ''Hocam! Çok acil görüşebilir miyiz?Yoldayım..''

''Otogardan alırım seni..''

Mesut hocayı gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim sanırım.Anlattım herşeyi,sığınacağım liman o idi.Çözeceğini,şimdi eve gitmem gerektiğini söyledi.Eve gittim,korka korka girdim.Mesut hocadan haber bekliyordum.

 Telefonun başında sabahı etmişim.Kapıda hafif bir tıkırtı..Kapıyı hafif araladım. Aynı kutu..

''Merhaba''

Ne olduğunu anlayamadan çığlık attım ve bir el hissettim omuzumda.Gerisini hatırlamıyorum.

Gözümü siyaha boyanmış,pencereleri gazete ile kapatılmış bir odada bir yatağın üzerinde buldum.Aklımı yitirdiğimi sandım bir an.Çığlık atmaya çalıştığımda ağızımın bantlı,ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu farkettim.Birden kapı aralandı.Siyah kar maskeli,Siyah giyinmiş biri girdi içeriye.Her taraf siyah olduğu için hiçbirşey göremiyordum.Elinde bir tepsi, ''Ye'' diye işaret etti.Konuşmuyordu bu beni daha da korkutuyordu.İtiraz ettiğimde başımda bir sancıyla inledim.Derhal yemeye koyuldum.

  O gün bir daha uğramadı.Ama aptalca bir piyano sesi vardı.Sonumun geldiğini düşünmüştüm.Bir kaç gün hiçbirşey söylemeden sadece yemek ve su bırakıp gitti. Amacı neydi?Kimdi? 

  Kaç gün geçti bilmiyorum,karanlık olduğu için güneşi bile görmüyordum zaten,kaç kere batmış,doğmuştu..Bu kez yemekleri ve suyu bırakıp gitmedi. Gözümü siyah bir bez parçasıyla bağladı.Elim ayağım bağlı,ağızım bantlı ve artık gözüm de bağlı..Çaresizim sadece nefesimi tuttum ölümü bekliyordum.Ensemde nefesini hissettim.Beni ürkütmek istemezcesine hafifçe yaklaştığını hissettim sonra bir acı..Ağlamaya başladım,acıyla inledim.Tecavüze uğramıştım..Ve sayısını bilmediğim kadar günle tekrar ve tekrar..O boğucu parfüm kokusu beni mahvediyordu.

   Bir sabah gözümü hastanede açtım.Annem ağlıyordu başucumda..Sonra babamı ve Mesut hocayı gördüm.Tabiki ağlayan gözlerle Eda..Bir süre hiç konuşamadığımı hatırlıyorum.Afyon maceram daha ilk yılında son bulmuştu.Konya'ya yolculuk..

  Uzun yıllar tedavi gördüm.Bu arada Mesut hocaya minnettarım.Okulumu dondurmuştu ve sürekli arıyor,soruyordu.Eda sürekli geliyor,arıyordu.Bir gün Tanıdık bir sesle uyandım.Mesut hoca.. 

Ailemle birşeyler konuşuyordu.Babam kızgın bir şekilde tersliyordu.Tam ayıktığımda mevzuyu anlamıştım.Mesut hoca çok parlak bir öğrenci olduğumu okula devam etmem gerektiğini söylüyordu.Babam;

''Hoca! Ne söylediğinin farkında mısın Sima konuşamıyor bile! Üstelik onca olandan sonra onu nasıl yalnız bırakırım!''

''Sima ile evlenmek istiyorum!''

Babam çığlık attı,annem dondu kaldı.Ben hala rüyada olduğumu düşünüyordum.

''Okulunu bitirene kadar ona göz kulak olacağım.Siz de içiniz rahat bana emanet edeceksiniz. ''

mutsuzluk iksiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin