''En masum yerinden öpmüştüm aşkı, günahı neredeydi bilemedim ama ağlamalar hep bana kaldı..''
Daha dünyaya gözümü açtığım gün anlamıştım mutsuzluk iksirini içtiğimi..Hayat bana hiç adil davranmadı ve davranmayacaktı da.Kim bilir belki bir gün hayat beni de sever ve bulunur panzehiri yaralarımın..
''Her zaman böyle mi bakarsınız?''
''Pardon anlamadım?''
''Şiir gibi...''
Hayatımı değiştireceğini anlamıştım,anlamıştım da neden bu kadar canıma susamıştım?Her zaman ki gibi erken kalkmış,uğrak noktam olan bir kafede sabah kahvemi yudumluyordum.Gözleri ne ara bana daldı hatta ne zaman yaklaştığını farkedemedim bile.O güne dair aklımda kalan sıcacık bir tebessüm,hoş parfüm ve o ela gözleri..
''Deniz..'' dedi usulca ve oturmak için izin istediğinde ben hala gözlerinde kalmıştım.Adımı unuttuğumu sandım bir an.
''Çiçek mi?Yasemin mi?Ya da papatya bahçesinin esin kaynağı mı?''
Ben hala gözlerinin peşinde şaşkın şaşkın bakıyordum.
''E yani bu güzelliğin bir adı olmalı?''
Gülümsedim birden ''Sima..''