3. BÖLÜM: "BAR."

1K 99 50
                                    

3. BÖLÜM: "BAR."

-

Şirketin kapısından içeri girerek omuzlarımı dikleştirdim ve gözlerimi elimdeki telefondan çekmeden ilerlemeye başladım.

Barlas'ın işlerle uğraşmayı bırakmadığını, saatlerdir dosyalarla boğuşuyor olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu şirket için çok uğraşıyor, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek yapıyordu.

Barlas'ın odasının önüme geldiğimde sekretere bir şey söylemeyerek kapıyı açtım ve içeri girerek kapıyı kapattım.

Gözlerini elinde tuttuğu dosyadan ayırmadan, "Her kimsen," dedi sert ve düz sesiyle. "Odamdan çık ve kapıya vurarak içeri girmek için izin iste."

"Yoo," diyerek masasının önündeki siyah deri koltuklardan birisine oturdum ve telefonumu Barlas'ın çalışma masasına bırakarak dudaklarımı yaladım. "Sekreterine söylesene, bana sert bir kahve getirsin," dedim sırtımdaki siyah çantayı çıkartarak deri koltuğun arkasına bırakırken. "Kahvesizliken öleceğim."

Elindeki dosyayı bırakarak sırıttı ve şirket telefonunu eline alarak birkaç numara çevirdi. "Aslı," dedi çok kısa bir süre sonra. "Odama iki tane sert kahve getir."

Telefonu kapatarak masanın üzerine koyduktan sonra parlak mavi gözleriyle gözlerime bakmaya başladı. "Bazen senin bir kafein bağımlısı olduğunu düşünüyorum."

Umursamazca omuz silktim. "Olabilir."

Barlas yerinden kalkarak oturduğum koltuğun karşısındaki deri koltuğa oturdu ve gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.

"Akşam bekleme beni," dedim umursamazca. "İşim var."

Gözlerimi açmadan burnundan sert bir nefes verdi. "Ne işin var?"

"Defne," dedim hesap veriyor olduğum gerçeğini yok saymaya çalışarak. "Bara gideceklermiş. Gitmediğim zaman üç ay boyunca başımın etini yiyor, biliyorsun."

"Bilmez miyim?"

Barlas'ın masasının üzerine bıraktığım telefonumu elime alarak dudaklarımı yaladım ve şifreyi girerek gözlerimi Barlas'a çevirdim.

Ağzımı açtığım sırada odanın kapısı çalınmıştı. "Gir."

Sekreter elindeki küçük tepsiyle odaya girerek hafif bir gülümseme bahşetti. Ardından kahveleri önümüze koyarak odadan çıktı.

"Bara gitmeden önce kursa uğrayacağım. Uzun zamandır gitmiyorum."

"Kursunu değiştiremez misin?" diye homurdandı Barlas, gözlerini devirerek. "O aptal eğitmenin sana hayran hayran bakıyor ve bu benim sinirimi bozuyor. Neydi ismi, Ilgaz?"

"Iraz."

"Her ne haltsa. Ben Ilgaz demeye devam edeceğim. O adam sinirime dokunuyor. Adamın amacı sana ders vermek değil, sana yavşamak. Ayrıca, ben vereyim dersleri sana? Kaç sene ben de gittim boks kursuna."

"Barlas, böylesi daha iyi," dedim önümde duran beyaz kupayı elime alarak. "Her neyse, akşam her zamanki bara gideriz herhalde."

SORUN DEĞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin