15. BÖLÜM: "İDDİA."

424 47 17
                                    

15. BÖLÜM: "İDDİA."

Gözlerimi Araz'ın gözlerine dikerek masanın üzerindeki sigara paketine uzandım ve içinden bir dal çıkartarak dudaklarım arasına yerleştirdim. Paketini masaya bırakarak zipposuyla sigaramı yaktığımda Ekin de Ateş de bana kaşlarını çatarak bakıyorlardı.
Onlara garip geliyor olmalıydı.

Sonuçta karşımda oturan adam on beş dakika kadar önce bana silah doğrultmuştu ve belki de Ekin eline vurmasaydı şu anda ölmüş olacaktım.

"Hâlâ burada, bu kadar bir şekilde oturabiliyor olman garip," diyen Ekin, kaşlarını kaldırdı. "Farkında mısın bilmiyorum ama eğer Araz'ın eline vurmuş olmasaydım şu anda ölmüş olabilirdin."

"Farkında mısın bilmiyorum ama," dedikten sonra dumanı dışarıya üfleyerek devam ettim. "Ölmekten korkmadığımı söylemiştim."

"Bu kadar ciddi olacağını düşünmemiştim," diyen Ekin, arkasına yaslandı.

Araz ise hâlâ bana bakıyordu. "Seni öldürecektim."

"Hayır, öldürmeyecektin," diyerek omuz silktim. "Sadece Cesur'a senin için önemsiz olduğumu kanıtlamak istiyordun."

"Yani? Kalbine hedef almıştım."

"Kadırmayalım birbirimizi," diyerek güldüm. "Ekin'in eline vuracağını biliyordun. Vurmasaydı da ıskalayacaktın."

"Ben ıskalamam."

"O zama sıyıracaktı ancak öldürmeyecekti. Amacın zarar vermek değil, göz boyamaktı."

Ekin de Ateş de cesaretime karşılık bana aptalmışım gibi bakıyor olsalar da, Araz öyle bakmıyordu. Yaptığı şeydeki asıl amacı anlayan tek kişi olduğum için bundan rahatsız olmuş olmalıydı.

"Yolumuz bundan sonra çakışmayacaktır," diyen Araz, paketten bir dal daha sigara çıkarttı.

"Ah, ne kadar üzüldüm," diyerek başımı iki yana salladım, suratımda sahte bir üzüntü ifadesi vardı. "Kendini kandırma. Karşılaşacağımızı sen de benim kadar iyi biliyorsun."

"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?" dedikten sonra kaşlarını çattı.

Çünkü seni tanımaya başlıyorum.

"Barlas'la ortak olma sebebin, Araz," diyerek elimdeki bitmemiş sigarayı söndürdüm, zaten normalde sevmezdim ancak bu aralar sigara içer olmuştum. "Babanın şirketi veya değil, bunu sen istedin. Herhangi bir şeyde beni tehdit etmek, Barlas üzerinden oynamak için. Amaçladığın şey onun üzerinden bana bir şeyler yaptırmak belki de. Henüz bunu bilemiyorum." Ardından ayaklanarak çantamı ve cektimi aldım ve işaret parmağımla orta parmağımı alnımın biraz yanında birleştirerek onlara baştan savma bir selam verdim.

Korktuğum tek bir şey vardı, o da Araz'ın koyu mavi gözlerinin içine düşmekti.

Sanırım bunu kaldıramazdım.

"Neredesin?" diyen Defne'yle gözlerimi kafenin içinde dolaştırmaya başladım. Cihan'ı gördüğümde telefonu kapatmış, yanlarına ilerlemeye başlamıştım.

Tek boş yer Dolun'un yanı olduğu için oraya oturarak telefonumu masanın üzerine bıraktım.

"Sonunda," diyen Defne, gözlerini devirdiğinde kaşlarımı çattım.

SORUN DEĞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin