13. BÖLÜM: "YEMEK."
•
Toplantıdan sonra şirketten ayrılarak eve gelmiş, birkaç saatlik bir uyku almıştım ancak pek rahat uyuduğum söylenemezdi.
Zaten ben sekizinci yaş günümden beri doğru düzgün uyuyamazdım.
Barlas eve gelmeden uyanmış, hızlı bir duş almıştım. Karnım acıktığı için yemek yemiş, ardından odama çıkarak üzerime bordo renginde deri bir etek ve siyah dar bir büstiyer giymiş, siyah tenimi gösteren çorapla tamamlamıştım. Külotlu çorap giymeyi pek tercih etmezdim ancak bordo etekle güzel duruyordu. Ayaklarıma giydiğim siyah botların bağcıklarını bağladığım sırada odamın kapısı açılmış, Barlas kafasını uzatmıştı.
"Selam."
"Hazırım ben," diyerek bağcığımı bağladıktan sonra ayağa kalktım ve yatağımın üzerinde duran ceketimi üzerime geçirdim. "Ne zaman çıkarız?"
"Duş almam gerekiyor," dedikten sonra saçlarını karıştırdı. "Bana yarım saat ver."
Omuz silktiğimde sırıtarak odadan çıkmıştı. Ben de giydiğim ceketi geri çıkartarak aynamın karşısına geçmiştim. Belki biraz makyaj yapabilirdim. Az.
Gözlerime eyeliner çekerek kirpiklerime rimel sürdükten sonra dişlerimi fırçalamış, ardından da nude rujlardan birisini dudaklarıma yedirmiştim. Makyaj yapmaktan pek hoşlanmasam da arada sırada yapardım.
Saçlarımı tekrar tarayarak şekilini düzelttikten sonra yapacak bir şey bulamadığım için yatağımın üzerine oturmuş ve yeni okumaya başladığım kitabı okumaya başlamıştım. Aslında uzanarak kitap okurdum ancak üzerimdeki etek kırışabilirdi.
Barlas hazırlandığını söyleyerek odaya girdiğinde kitabı bırakarak kaldığım yere ayraç bıraktım ve ceketimi giyerek çantamı aldım. Çanta taşımaktan nefret ediyordum.
"Bu yemek saat kaçta biter?" dediğimde omuz silkti.
"Saat dokuza ayarlamıştım. On buçuk, on bire kadar sürecektir."
"Tamam," dediğimde sırıtarak kolunu omzuma attı.
"Yemekten sonra bir yerlere gidebiliriz," diyerek arkamızdan evin kapısını kapattı. "Zaten akşam dışarı çıkmak için plan yapıyorduk. Yemekten sonra bir kulübe geçebiliriz."
"İstemiyorum," diyerek suratımı buruşturdum. "Kalabalık bir ortama girmek istemiyorum." Birkaç sanşye bekledim. "Kapalı havuza gidebilir miyiz?"
"En azından gece denize girmek istemedin," diyerek omuz silkti ve kolunu omzumdan çekerek arabayı açtı.
Ondan önce davranarak şoför koltuğuna oturduğumda kafasını sallayarak yan koltuğa geçmişti. Anahtarları bana uzattığı sırada "Gidiyoruz o zaman?" dedim.
"Hasan Abi'ye mesaj atarım," diyerek kemerini taktı. Ben de o arada çantamı arka koltuğa bırakmış, arabayı çalıştırmıştım.
•
Karanlardan önce yemeği yiyeceğimiz mekana gelmiş, masaya oturmuştuk. Barlas bana klasik giyin demişti, ortam fazla klasikti ve burada çıkıntı gibi duruyordum ancak umrumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUN DEĞİL
Teen FictionBoş bakan gözleri aslında çok şey anlatıyordu. Sadece, bunu anlamayan bendim. Ya da anlamak istememiştim. Ve bunu, her şeyin sonunda fark ettim.