2.Bölüm

47 9 2
                                    

Alisa 24 yaşında siyah saçlı beyaz tenli güzel ve genç bir kızdı. Hafta sonu kamp yapmak için Veronica ve Elena ile sözleşmişlerdi. Hazırlıklar 1 gün öncesinden tamamlanmıştı. Şimdi yola çıkma zamanıydı. Alisa erkenden uyandı rahat kıyafetler giydikten sonra hemen birşeyler atıştırdı. Korna sesleri yemeğini yarıda kesti. Alisa hemen sırt çantasını ve gerekli eşyalarını aldıktan sonra dışarı çıktı. Bagaja koyduktan sonra arabaya bindi.
Veronica ve Elena her zamanki gibi neşelilerdi. Etrafa gülücükler saçıyorlardı.
"Günaydın pamuk şeker."
"Sana da günaydın Elena."
"Hadi bakalım yola çıkıyoruz." demesiyle arabaya binmesi bir oldu Veronica'nın. Hep böylelerdi. Yolda da son ses müzikle eğlence bitmedi. Alisa ilk defa kamp yapacaktı ve çok heyecanlıydı. Ama başına geleceklerden habersizdi. Yollarına devam ettiler ama arkalarından gelen kabusu kimse farketmedi.
                              ***
Kampa gitmeleri onun çok işine gelmişti. İntikam almaya korkutmakla başlamak istiyordu. Kimsenin göründüğü kadar masum olmadığı fikri onu bu işi yapmaya daha da itiyordu. Her zamanki gibi önceden hazırlıklıydı. Ne zaman, nerde, nasıl, kiminle ne yaptığını biliyordu. Herşeyini biliyordu. Onun hakkında tek bilmediğini ise yakın zamanda ele geçirmişti. Şimdi her şey tamamdı. Hiçbir eksik yoktu. Ve artık oyunun başlama zamanıydı. Oyun iyi başlayacak ve kötü bitecekti. Hep yaptığı gibi yine hayal etti. Onun acı çekişini, yalvarışlarını, çığlıklarını, yıllar önce yaşadığı cehennemi yaşatma sırasıydı. Ona göre masum görünen sinsilerin yeri cehennemdi. Ve hak ettikleri yeri bulmalılardı. O görevin kendisine ait olduğunun farkındaydı. Görevini yerine getirme düşüncesiyle hareket edip tüm hayatları cehenneme çevirmeyi her seferinde başarmıştı. Ama bu seferki farklıydı. Diğerleri gibi kolay olmayacaktı. Ecel olmaya gittiğini sanıp eceline mi gidiyordu. Belki de kendi sonunu hazırlıyordu. Belki de öyleydi. Ama herşeyin olabileceğini biliyordu. Ne olursa olsundu. Gözünü intikam ateşi bürümüştü. Tüm benliği yaşadığı cehennemi yaşatma isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Yaşatacaktı da...
                            ***
Kamp alanına geldiklerinde akşam olmak üzereydi. Yaşadıkları şehirden uzaktı burası. Çadırları kurmaya başladılar ama bir türlü yapamıyorlardı. Tekrar bozuluyordu.
"Kızlar biz bu gidişle bunları kuramayacağız aceba birinden gidip yardım istesek? Belki yakınlarda birileri vardır."
"Haklısın Elena gerçekten çok  yoruldum."
"Tamam o zaman siz ikiniz gidin ben burada beklerim."
"İstersen arabada bekle Veronica."
"Tamam siz merak etmeyin."
                              ***
1saat sonra Alisa ve Elena Veronica'yı nefes nefese ve terlediği için kahverengi saçları yüzüne yapışmış bir halde buldular. Veronica telaşla yanlarına gelip
"Arkasından koştum ama yetişemedim. Kim olduğunu da göremedim."
"Nic dur bir dakika neler oluyor yavaş yavaş anlat."
"Siz gittikten sonra biraz gezmeye çıktım ama çok uzaklaşmadım. Geldiğimde birisi arabayı götürüyordu. Peşinden koştum ama durmadı."
Elena şoktaydı ve sinirle
"Dur bir dakika sen arabanın anahtarını üstünde mi bıraktın?" dedi.
"Evet ama bilerek yapmadım unutmuşum."
"İyi çok güzel bizde buralarda kimseyi bulamadık şimdi ne yapıcaz aceba en azından araba olsaydı onun içinde yatardık."
"O zaman gelseydin de sen durdursaydın."
"Kızlaar şu an kavga etmenin sırası değil hadi çadırları kurmaya çalışalım."
                             ***
1,5 saat sonra zor güç çadırları kurmuşlardı. Telefonların çekmediği kimsenin olmadığı bir yerde tek başlarınalardı. Şimdi harekete geçme zamanıydı...

CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin