Arkamı döndüğümde karşımda duran kişi Elena'ydı. Evet yanlış görmüyordum bu kişi Elena'ydı. O şokla gözümden düşen yaşlara engel olamadım. Hızlı adımlarla gidip Elena'ya sarıldım. Hıçkırıklarla ağlıyordum. Çok korkmuştum ve şaşırmıştım.
"Şşş tamam tatlım sessiz ol şimdi bizi duyucaklar." dedi. O da korkmuşa benziyordu.
"Burada neler oluyor hemen bana anlat lütfen."dedim.
" Tamam anlatıcam ama önce müsait bir yer bulalım."
Işıkları kapatıp yavaşça odadan çıktık ve yine karanlık bizi içine çekmişti. İyice meraklanmıştım. Yine koridorda biraz ilerledikten sonra Elena cebinden bir kart çıkarıp kapının girişindeki elektronik aygıta kartı okuttu ve kırmızı ışık yeşile döndü. Kapı açıldı. İçeri girdik. Büyük bir odaydı. Genel olarak odaya siyah ve koyu yeşil renkleri hakimdi. Karşıda duran büyük bir kitaplık ve içindeki sayısız kitaplar...
Büyük bir masa ve masanın başında duran sandalye...
Lüks koyu yeşil koltuklar...
Bu oda kimindi? Ne işler dönüyordu? Elena'nın bu olanlarla ne ilgisi vardı?
Aklımda dönüp dolaşan düşüncelerin içinden beni Elena çekip çıkardı.
"Geç otur lütfen her şeyi anlatacağım."
Elena'nın eliyle işaret ettiği koltuğa oturdum. O da gelip yanıma oturdu. Ellerimi avucunun arasına koydu. Ardından derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.
"Seninde hatırladığın gibi en son kamp alanında beraberdik. Ondan sonra birbirimizi hiç görmedik. Şimdi kaçırıldığımızdan itibaren ne yaşadığımdan başlayayım. İlk olarak uyandığımda karanlık ve boş bir odadaydım. Hiç bir şey görünmüyordu. Sonra kapıyı ararken kapının açık olduğunu fark ettim. O an sevindim ama kapının açıldığı yerde karanlıktı. Yavaş yavaş ilerledim. Yürü yürü bitmiyordu yol. Kaç saat yütüdüğümü bilmiyordum. Etraftan garip garip sesler geliyordu. Sanki biri can çekiSonra du. En sonunda bir yere oturdum. Ardından mekanik bir ses duydum. Hoparlörden çıkmış gibi yüksek bir sesti. Ve bana 5000 kilometre yolum kaldığını söyledi. O an şaka yaptıklarını sandım. Ama şaka değildi. 5000 km yolu nasıl yürüyeceğim diye düşündüm. İşte o zamandan beri ara sıra mola vererek sürekli yürüdüm. Yavaş yavaş gidebiliyordum. Karanlıktı ve ben karanlıktan nefret etmeye başlamıştım. Ne kadar yolum kaldığını bilmiyordum. Sadece bir kere o sesi duymuştum. Yani ne kadar yolum kaldığını bir daha belirtmediler. Bıkmıştım. Havasız tünel gibi bir yerde karanlıkta öylece yürüyordum.
"Ne yani bu zamana kadar sen onların elinde miydin?"
"Ne yazık ki evet."
"Kahretsin!!! Ben de dışarda güzelce hayatımı yaşıyordum. Beni bıraktıkları gibi seni de bıraktılar sanmıştım. Çok özür dilerim Elena."
"Sen nerden bilebilirdin ki lütfen ağlama."
"Aceba Veronica nerede?"
"Bilmiyorum ama belki ona daha da ağır bir işkence yapıyor olabilirler. Yakın zamanda nerede olduğunu araştırmaya başlayacağım."
"Tamam devam edebilir misin lütfen."
Tekrar anlatmaya başlamıştı.
"Sonra aynı şekilde devam ettim. 5000 kilometre duyulduğu yerde azmış gibi gelebilir ama o yolları yürümem yıllar sürdü. Yani düşünsene 7/24 yürüsen belki daha kısa bir sürede bitirebilirsin. Ama her insan gibi benimde ihtiyaçlarım oluyordu. Uyuyordum. Dinleniyordum. Çok sık olmasa da yemem için bırakılmış yemeklerden azar azar yiyordum. Bi de bunu düşünebilmişler. Karşıma tuvaletler de çıkıyordu. Yani bunu anlamak zor değildi. Çünkü beton duvarların arasında tahta kapıyı hissedebiliyordum. İşte böyle geçti. Ne kadar sürdü tam kestiremiyorum ama 2 yılı kesin geçmiştir. Bundan emin olabilirim. Sonunda mesafeler bittiğinde karşımda çıkmaz sokak gibi bir duvar vardı. O zaman yanlış yola mı girdim diye düşünmedim değil. Ama doğru yoldu. Yani yol bitmişti. Bunu anlamam uzun sürmedi. Oraya ulaştıktan bir kaç dakika sonra nerde ne kadar ışık varsa hepsi açıldı. Tabi yıllarca karanlıkta kalmanın sonucunda birden bire ışıklar açılınca alışana kadar elimle gözümü kapattım. Sonra etrafıma baktım. Acayip büyük koridorlar vardı. Labirent gibiydi. Bunu nasıl oldu da fark edemedim bilmiyorum ama o an büyük çaplı bir şok yaşadım diyebilirim. O çıkmaz sokak gibi duvar dediğim yer yukarı doğru kayarak açıldı. Altından asaonsör çıktı. Gidecek başka bir yer olmadığından asansöre bindim. Ve asansör kendiliğinden hareket etmeye başladı. Korkuyordum. Asansör durduğunda kapılar açıldı ve ben de indim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Öylece etrafa bakıyordum.
"Bir dakika Elena o labirent gibi koridorlar dediğin yer şu an bulunduğumuz bina mı?"
"Aynen öyle Alisa."
"Peki senin hâlâ burada ne işin var? Kaçmadın mı?"
"Oraya da geleceğim birazdan."
Elena anlatmak üzere tekrar konuşmaya başladı.
"Sonra karşımdaki odadan gri saçlı ve saçları erkek gibi kesilmiş bir kadın çıktı. Bana doğru geliyordu. Bir kaç adım geriledim. Kadın yanıma geldi ve konuşmaya başladı. Önce adını söyledi. Greece. Bende Elena dedim. Ama o biliyorum dedi. Sonra beni takip et dermişcesine eliyle işaret etti. Bende arkasından gittim. Büyük ve lüks bir odaya geldik. Odada beyaz renk başroldeydi. Herşey teknolojik görünüyordu. Gerçekten de öyleydi. Sonra Greece bana temiz kıyafetler verdi. Odadan çıktık ve başka odaya girdik burası oraya göre daha küçüktü. Duş alıp iyice temizlendim. Yeni kıyafetlerimi giydikten sonra odada beklemeye başladım. Sonra kadın tekrar geldi karşıma oturdu ve anlatmaya başladı. Bundan gerisini anlatabilir miyim bilmiyorum. Çünkü burada gizlilik her şeyden önemli. O yüzden Alisa sen burda ne yapıyorsun birazda sen anlat."
"Elena merakda bırakma beni lütfen devamını da anlat biz nasıl bir şeyin içindeyiz lütfen söyle."
"Anlatamam Alisa lütfen önce sen bildiklerini anlat ona göre bir şeyler daha ekleyebilirim."
"Biz arkadaşlarımla konserdeydik sonra bi baktım yoklar. Ardından en son bir şeyle ağzımı kapattılar ve gerisini hatırlamıyorum. Ben uyandığımda bu yerde küçük bir odadaydım. Sonra biri geldi tepside yemek bıraktı. Çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutmuştu. Bende çıktım sabahtan beri yürüyordum. Birilerinin sesini duyunca o odaya girdim iste sonra sen geldin bu kadar."
"Hiç olağanüstü ve ilginç bir şey yaşamadın mı?"
"Hayır yani bunları sen ilginçten saymıyorsan hepsi bu kadar."
"Tamam biraz bekle ben geliyorum." dedi ve odadan çıktı. Ne olduğunu anlamamıştım. Gerçekten burada neler dönüyordu?
Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Lütfen oy verin. Artık bölümleri uzun yazmaya çalışacağım.
Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM
Mystery / ThrillerGünahlarının bedelini ödeyemeyen insanlar... Bedel ödemekten kaçmak isteyip kaçamayan insanlar... Günahları umursamayan insanlar... Ödeyemediğiniz bedeller eceliniz olacak. Cehenneminiz olacak... Hep rayında giden hayatlarınız var ya işte o hayatl...