Cehennem miydi burası? Cehenneme sadece ölenler mi giderdi. Canlı canlı cehennemi yaşayanlar ve yaşatanlar...
Nefesi kesilen ve nefes kesenler...
Ölenler ve öldürenler...
Yaşayanlar ve yaşatanlar gidemez miydi cehenneme??
Herkes kendi halinde sadece kendi etrafında olanlardan haberdardı.
Dünyanın diğer ucunda ne oldu ne bitti?
Cehennem ayaklar altına serildi.
Günahların sahipleri bedellerini ödedi.
Ödeyemeyenler için cehennem tekrar ateşlendi. Ama bu cehennem onun cehennemiydi. O yaşattı bu cehennemi. Kimine nefes oldu kimine ecel. Ama artık gitme zamanıydı. En sonunda tekrar ortaya çıkacaktı. Hem de daha beter bir halde...
***
Alisa'nın anlatımıyla;Pencereden üstüme düşen güneş ışıkları ile uyandım. Saate baktım. 11.42 ydi. Uzun zamandır haftasonu hep bu saatlerde kalkıyordum. Sabahlığımı giydim ve aşağıya indim.
Evde tek başıma kalıyordum.
Ocağa çayı koyup kahvaltımı hazırlamaya başladım. Dolaptan masaya birkaç kahvaltılık koyduktan sonra elimi yüzümü yıkamaya gittim.
Kahvaltımı yaptıktan sonra etrafı toparladım ve odama çıktım. Telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonumu alıp açtım. Ashley'den mesaj gelmişti.
"Günaydın. Bugün için bir planın var mı?"
Yapacak birşeyim varmıydı diye düşündükten sonra cevap yazdım.
"Günaydın canım. Sanırım bir işim yok."
"Güzel. O zaman bugün bir şeyler yapalım :)"
"Tamam olur. Bir yerde mi buluşalım yoksa sen eve mi gelirsin."
"Ben size geleyim sonra yakınlarda yeni açılan bir kafe varmış. Oraya gidip birşeyler içerken ne yapacağımızı konuşuruz."
"Tamam o zaman görüşürüz."
Telefonu yatağa koydum ve ne giyeceğime bakmak için dolabımı açtım. Giyecek pek birşeyim yoktu belki de bugün alışverişe gitmeliydik.
Dolaptan lacivert şortumu ve beyaz üzerinde lacivert çizgileri olan tişortümü giydikten sonra banyoya gidip saçımın uçlarını su dalgası yaptıktan sonra bide beyaz bandana taktım. Fazla abartmadan rimel sürüp odadan çıktım. İşte hazırdım. Kapı çaldı ve aşağı indim. Ashley gelmişti. Neşeliydi. İçeri girdi. Direk odama çıktı.
"Ne oldu ne bu acelen" demeye kalmadan anlatmaya başladı.
"Çıkmadan önce Kai geldi. Akşama Adele konserine gideceğiz. Vee konser öncesi alışveriş yapmamız gerek."
"Bende tam alışverişe gitmeyi düşünüyordum. Çok iyi oldu. Hem de evde canım sıkılıyordu."
"Tamam o zaman hadi gidelim :)"
Beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı aldım ve yürümeye başladık.
"Sahil kenarındaki kafeye mi gitsek biraz deniz havası iyi gelir. Yeni açılana başka zaman gideriz." dedim.
"Sen bilirsin öyle yapalım o zaman."
"Bu arada akşam ki konsere Kai ve onun arkadaşı James'de gelecekmiş."
"Tamam grup halinde gitmek daha iyi olur zaten." dedim.
Biraz daha yürüdükten sonra kafe göründü. Geçtik ve deniz manzarası olan bir yere oturduk. Hemen garson geldi ve siparişlerimizi aldı. Ben bir limonata ve çilekli pasta söylemiştim. Ashley de aynısından söylemişti. Bu kızla zevklerimiz hep aynıydı. İyi ki tanımıştım onu. Çok iyi kalpliydi. Ayrıca enerjikti. Kim derdi ki Ashley ile dost olacağız. Ama kimse kiminle arkadaş kiminle dost kiminle düşman olacağını bilemiyor. Hayat her an herşeyi yapabilir. Bunu çok iyi öğrenmiştim. Düşüncelere dalmıştım ki garsonun siparişlerimizi getirmesi ile irkildim. Aahley telefonla uğraşıyordu. Sanırım daldığımı farketmişti ve birşey dememişti. Limonatamı yudumlarken Ashley konuşmaya başladı.
"Dün akşam evde elektrikler kesildi. Hâlâ gelmemiş sabah baktım da."
"Olmazsa ben bi babama sorayım belki tanıdığı bir elektrikçi vardır."
"Tamam :)" dedi gülümseyerek.
Babamı müsait olduğumda aramayı düşünüyordum. Pastalarımızı yedikten sonra hesabı ödeyip kalktık. Taksiye binip alışveriş merkezine gittik. 2 saat sonra eksik şeyleri almıştık. Alışverişimiz tamamdı. Hazırlanmak için Ashley ile vedalaşıp eve geçtim. Çok heyecanlıydım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM
Mystery / ThrillerGünahlarının bedelini ödeyemeyen insanlar... Bedel ödemekten kaçmak isteyip kaçamayan insanlar... Günahları umursamayan insanlar... Ödeyemediğiniz bedeller eceliniz olacak. Cehenneminiz olacak... Hep rayında giden hayatlarınız var ya işte o hayatl...