BÖLÜM 4 - Sevgi Avcısı

120 32 0
                                    

"Adını bilmediğim o güzel şarkılardan bir tanesi gibiydi. Arasam bulamam, bir daha denk gelir miyim bilemem."

Bu vücudumda ki değişiklik aşktan mıydı yoksa ?Saçmalama Melsum ya Aşk bu kadar kolay mı sanıyorsun daha kaç kere gördün de aşık oldun ? Bir an düşüncelerimden arabamın önüne kırılan siyah bir jeep arabayla ayrıldım .

Hızla siyah maskeli , uzun boylu adamlar arabadan inince elim ayağıma dolandı. Hızla arabayı kilitlemeye çalışırken uzun bacakları sayesinde hemen arabanın kapısını açtı ve saçımı hızla çekti.
"Ahhh napıyorsunuz siz burası dağ başımı hemen saçımı bırak ! "

"Sana diyorum Allah'ın cezası duymuyor musun beni ?"

Beni dinlemeden saçımdan sürükleyip asfalta fırlattı . Yüz üstü düşmüştüm ve başımı vurmuştum. Bunu nerden anladığıma gelirsek başımdan aşağı yavaşça bir sıvı akıyor ve başım zonkluyordu.

"Ne istiyorsunuz benden ? "

"Patronumuz sana selam söyledi ve Fırat Haznedaroğlu'nun davasını bırakmanı söyledi yoksa..."

"Yoksa ne siz eşkiyamısınız ? Patronun kim ? Bu cinayette onu parmağı var değil mi? "

"Fazla merak kediyi canından eder. İyisi mi sen çok ta merak etme kedicik ve bu davadan olabildiğince uzak dur.Sana bir sır vereyim mi kedicik savunduğun adam da hiç masum değil "

Hızla Arabalarına bindiler ve beni bu halde bırakıp gittiler.
Allah kahretsin!
Nasıl bir belaya bulaşmıştım. Her ne olursa olsun Fırat'ın masumluğunu ispatlayacağım . Canım pahasına olursa bile. Peki ya Fırat sandığın gibi masum değil derken ne demek istemişti. Allahım çıldırıcam ya . Aklım artık hiçbir şey almıyor. Başım zonkluyordu. Hızla telefonumu çıkartıp buradaki tek dostum olan Aras'ı aradım. Bu halde araba kullanmazdım.

"Alo Aras "

"Efendim Uğurböceği "

şu an bu durumda olmasaydım uğurböceğine gülebilirdim. Çünkü ben kimseye Uğur getirebilen bir insan olmamıştım. Ama Aras asla Uğurböceği demekten vazgeçmiyor ve benim uğur getirdiğime inanıyordu.

"Ordamısın ? "

"Evet evet Aras beni burdan alır mısın ? Ankara Cezaevinin yolu üzerindeyim . "

"Ne oldu birşey mi oldu iyimisin ? "

"Gelince anlatsam "

"Tamam hemen geliyorum . Yerinden ayrılma "

Allah aşkına Aras bir yere gidebilsem seni arar mıydım. Başım zonkluyor ve görüş açım gitgide bulanıklaşıyordu. Acaba kim böyle birşey yapmıştı ya da Fırat bu düşmanı kazanacak kadar ne yapmıştı. Düşüncelerimden gelen araba motoru sesi ile ayrıldım. Hemen geliyorum derken bunu kastetmişti herhalde . Beni asfaltta otururken görünce şok olmuş bir ifadeyle bana baktı. Bende yerde oturduğumu sanırım Yen'i farkediyordum .

"Bu ne hal Melsum ? İyi misin ? Yürüyebilecek misin ? "

Başımı olumsuz anlamda sallayınca beni kucağına alıp arabaya bindirdi ve hastahaneye getirdi. Hastahane kapısından girince vücudum ani bir rahatlama ile kendini bıraktı ve kendini karanlığa bıraktı.
Gözlerimi yavaşça kaldırdığımda beyaz bir tavanla karşılaşmayı bekliyordum ama bana bakan bir çift mavi göz asla beklemiyordum. Üzerinde beyaz önlük giydiğine göre doktordu .

"Nasıl hissediyordunuz Melsum hanım ?"

"Başım ağrıyor sadece "

"Şimdi ben size ağrı kesici vericem sizde evde güzelce dinlenirseniz hiçbirşeyiniz kalmaz "

"Teşekkür ederim "

Doktor gülümseyip dışarı çıktı ve içeri Aras girdi.

"İyimisin Uğurböceğim ?"

"Burdan çıkmazsak eğer kötü olabilirim onun haricinde mükemmelim "

"Tamamdır bekle hemen çıkıyoruz "

Aras'a herşeyi anlattıktan sonra beni eve bırakıp polise gitti . Sonra polisler eve geldi sorgu felan derken sabah olmuştu ve ben hala ayaktaydım. Bugün de cezaevine gitmeliydim. Fırat'tan düşmanları hakkında bilgi almalıydım. Hem Fırat beni aramıştı acaba ne görüşecekti.Üzerime kırmızı bir tulum giyip altımada ten rengi topuklu ayakkabılarımı giydikten sonra yaramı kapatsın diye saçımı açık bıraktım ama ne mümkün sargı bezi ben burdayım diye bağırıyordu. Bu şekilde gitmek istemezdim ama bu işi hemen halletmeliydim.

Kapıya doğru ilerlerken gözümün karardığını ve büyük bir karanlığın beni hapsettiğini hissetim sonrası ise derin bir karanlık.

Gözümü yavaşça aralanırlarmış beyaz bir tavandan başka birşey göremiyordum. Benim yerde ne işim vardı . Ah tanrım bayılmışım . Acaba saat kaç . Kesin geç kaldım cezaevine gidemedim . Allah kahretsin ya. Yavaşça doğruldum. Odama doğru ilerledim . Hava kararmıştı. Kaç saat baygın yatıyordum kim bilir ? Saat 17.05 ti. Cezaevi müdürünü arayayıp görüşme ayarlayabilirdim.
Görüşme ayarladıktan sonra tekrar yola koyuldum.
Cezaevine gelince hızla içeri girdim üst arama işlemleri bitince içeri girdim . Görüşme salonunda otururken heyacanıma kulak asmamaya çalıştım. Ya beni böyle beğenmezse ? Ne beğenmesi Melsum ya senin amacın bu adamı burdan çıkarmak . Ya geç geldiğim için kızarsa. O kim ya ? Kapı sesiyle beraber içeri tüm ihtişamıyla Fırat Haznedaroğlu vardı. Bana inceledikten sonra kaşları çatıldı ve yüzü gerginleşti.

"Yüzünüze ne oldu ? "

"Dün bir saldırıya uğradım. "

"Nasıl bir saldırı ? "

"Arabamın önünü kestiler ve sizin davanızı bırakmamı istediler patronları öyle istiyormuş. Belliki cinayette parmağı olan kişi ve ortaya çıkmasını istemiyor.bir insan neden bir insanın üstüne cinayet suçunu atabilecek kadar nefret eder ki ne yapmış olabilirsiniz ki ? "

"Ben birşey yapmadım eğer yapsaydım bulurduk değil mi katili ? Bu davayı bırakmanızı istiyorum. Ben başka birisini bulurum "

"Asla böyle birşey olmayacak sizi burdan çıkarmadan bu davayı bırakmam "

"Ya sana tekrar zarar verirlerse kendini düşünür müsün ?"

Bana artık siz demiyordu . Bu içimde anlandıramadığım bir mutluluğa sebep oldu .

" o zaman bende şöyle söyleyim Fırat seni canım pahasına bile olsa buradan çıkaracağım . Senin özgürlüğün ben olacağım . "

"GÜVERCİN olmak istiyorsun öyle mi ? ama beyaz bir güvercin olamazsın sende dibe batacaksın haberin yok aptallık senin yaptığın."

"Ya zaten en dibteysem ?"

Yüzündeki ifadeye bakılırsa Fırat sanırım bunu beklemiyordu .

"Vay küçük şımarık kızımız sevgilisinden mi ayrıldı yoksa annesiyle mi tartıştı ?  Neyin dibi bu küçük sevgi avcısı ? kimden sevgi dilendin de karşılığını alamadın ?"

"Küçük şımarık kız ve küçük sevgi avcısı..."

Gözümden usulca bir yaş aktı ve Hızla salonu terk ettim . Ben küçük bir sevgi avcısından başka birşey değildim. Peki bunları ondan duymak neden canımı acıtmıştı.

Yolda yürürken ağzıma kapanan bir elle büyük karanlık boşluğa bıraktım kendimi.

BÖLÜM SONU

GüvercinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin