Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Anlarsan, değişmen gerekir.
Peyami Safa
"Seninle yüz yüze görüşmekten vazgeçtim İzgi düğünüme bekliyorum orada görüşürüz"
Galiba bir insanın canını en çok yakan şey baba sevgisi ve anne sevgisi alamadan büyümek. Babamın mesajı ise bir çocuğa yapılan en büyük haksızlık. Babam evleniyor. Bana da mesajla haber veriyor. Harika ! Saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlasam açım azalır mıydı? . Baba dediğin insanın yara olması ne kadar acı değil mi ? Canım yanıyor . Canımdan can gidiyor . Hala o masum babasından sevgi bekleyen küçük bir kız çocuğuydum ben. Belkide babamdan çok şey istiyordum.Babam bana bisiklet sürmeyi öğretsin, ben düştüğümde yanıma koşup beni o kaldırsın , Yanlış yaptığımda beni uyarsın doğruyu göstersin , piknik yapıp salıncakta beni sallasın , babam beni bir kere bile olsa öpsün , ve bu hayatta en çok istediğim şeyde babam bana "kızım" desin . Ya bunlar çok mu ? Bir kız çocuğunun isteyebileceği en masum şeyler bunlar değil mi ? Ev , araba değil sadace sevgi istemiştim. Çok şey istemişim hata ettim.
Küçüklükten beri yaptığım kaçış yöntemi olan uykunun kollarına bıraktım kendimi. Derin karanlığa ve sessizliğe .Telefonun alarm sesiyle bir güne daha uyandım. Dün Fırat beyi ziyarete gitmeye karar verdiysemde şu an bu karardan vazgeçip büroya gidip çalışmaya karar verdim. Üstüme beyaz düz gömleğimi altımada siyah kalem eteğimi giydikten saçıma da tel tokalarla birşeyler yaptıktan sonra yola koyuldum. Bugün radyoyu açmayacaktım yine aklımı karıştırmasına izin veremezdim. Kısa bir yolculuğun ardından büronun oraya geldiğimde aklıma dosyalığım gelmişti acaba onu yanıma almışmıydım . Evrak çantamı karıştırırken bir yandan da yürümeye çalışıyordum . Acaba ofistemi bırakmıştım. Girişe kadar yürüdükten sonra durdum çünkü sert bir cisime çarpmıştım. Kafamı yavaşça kaldırdım. Ve BOM ! Bu Asaf beyin oğluydu.
"Melsum bu ne güzel karşılaşma böyle "
"Bulut nerelerdeydin ve kusuruma bakma çarptım sanada bir dosya arıyordum. Bir haftadır olmayınca avukatlığı bıraktın sanıyordum ."
Bulutta bir avukat ve sanırım benden bile daha iyi . Ama sadece boşanma davalarına bakıyor. O melodik kahkahalarından birini attıktan sonra kaşlarını kaldırdı.
"Birincisi önemli değil bakarsan hasar yok ikincisi Avukatlığı bırakmak demek bir çeşit intihar demek benim için biliyorsun "
İkimiz birbirimize bakıp güldükten sonra
"Neyse Bulut sana iyi günler benim bakmam gereken büyük bir dava var. Görüşmek üzere "
"Yemekte görüşürüz inşallah "
Gülümsedikten sonra Merdivenleri çıkmayı başladım . Evet Bulut gerçekten yakışıklı ve karizmatikti. Bu bizim yakın arkadaş olmamıza da engel değildi.
Gözlerim dün akşamın izlerini hala taşıyordu . Fondöten sevmezdim o yüzden sürmedim . Hala dokunsalar ağlayacak moddaydım .
Odama girdikten sonra dosyalığımı aramaya başladım . Burda da yoksa peki nerdeydi ? tabi ya yine çalınmıştı. Gerceğin açığa çıkmasını istemeyen insanların basit oyunlardan biri daha. Ama ben de aptal değilim. O dosyaların asılları kasamda. Asıl dosyaları alıp incelemeye başladım. Fırat beyin davasıyla birlikte 2 davam vardı. Bir diğeri ise babasını öldüren genç bir çocuğun davası. Bir insan neden babasını öldürür diye düşünüyor insan değil mi ? Belki bazıları için yeterli bir sebep değil ama annesini ölesiye döven bir adamı öldürmekten başka bir çare görememiş çaresiz bir çocuğun aklına başka ne gelebelirdi ki ? Ben annemi hatırlamıyorum bile babam bizi terk ettiğini söyler dururdu. Ama çocuk yanım inanmazdı. Çünkü anneler kızlarını bırkıp gitmezler diye düşünüyordum. Gidiyorlarmış...Fırat beyin dava dosylarını elime alıp incelemeye başladım.Ufak bir ipucuya ihtiyacım vardı. Ufacık...
Dosyayı incelerken gözüme ufak bir ayrıntı takıldı. Olay saati Fırat beyin evde olduğu kanıtlanamamış peki ya neden ? Belki bunun üstünden bir ipucu bulabilirdim. Fırat beyin evine gitmeliydim.
Hızla yola koyuldum. Hemen bu işi halletmeliydim. Lüks yalının önüne gelince durdm. Ve Haznedaroğlu yalısı tüm ihtişamıyla duruyordu. Kapıyı tıklayıp beklemeye başladım. Kapıyı evin yardımcısı açtı.
"Merhaba hoşgeldiniz. Kime gelmiştiniz ?"
"Hoşbuldum. Ben Fırat beyin avukatıyım Namık beyle görüşecektim."
"buyrun avukat hanım siz içeri geçin ben Namık beye haber vereyim"
"Teşekkür ederim"
Salona geçip oturduktan sonra içeri orta yaşta bir adam girdi. Sanırım Namık Haznerdoğlu buydu.
"Hoşgeldiniz Avukat hanım ben Namık Haznedaroğlu "
Evet kendimi tebrik ediyorum. Yine günlerden iyi tahmin ediyorum.
"Hoşbuldum bende Melsum İzgi Saraçoğlu"
"Buyrun şöyle oturalım"
Namık bey oturunca bende oturdum ve konuya başladım.
"Öncelikle Namık bey bu davanın arkasındaki insanlar güçlü insanlar gibi. Düşmanlarınız var mı , bir ihaleyle ilgili bir husumet, ya da eski bir hesap öncelikle bunları sormak istiyorum."
"Şöyleki kızım büyük başarılar elde edince etrafta bu başarılarınla mutlu olan ne kadar çok insan varsa bir o kadarda düşmanın vardır. Bu platformda tabiki bizimde tüm firmalar gibi düşmanımız var. Ama oğlumdan bu denli nefret edecek kadar kime birşey yapmış olabiliriz bunu düşünüyorum."
"Haklısınız ama bulucağım kimin sebep olduğunu. Bir de şunu sormak istiyorum Fırat bey olay saati nerdeydi ?"
"Olay saati evindeydi ama bunu kanıtlayımyorum kamera kayıtları yok. Ve o gün yardımcılar da evde olmaığı için benim tanıklığımı kimse umursamıyor."
"Anlıyorum. Ben kamera kayıtlarına ulaşmaya çalışacağım. Ben size gelişmeleri iletirim. Ben artık işime koyulayım. Teşekkür ederim "
"Asıl ben teşekkür ederim Asaf beyin ricasını kırmayıp bu davayı aldığın için. Beni her zaman arayabilirsin eimden geleni yaparım. Oğlumu kurtaracağına ben yürekten inanıyorum. Kolay gelsin kızım"
"Sağolun İyi günler"
Yalıdan çıkınca düşünmeye başladım. Fırat'ın ne güzel bir babası vardı .onu seven bir babası var. Bu dünyanın en güzel mutluluğu olabilir.
Fırat'ı sırf Namık bey için bile kurtarabilirdim. Yalının etrafında evlerin olmaması kötü olmuştu. Kamera kayıtlarına ulaşamıyacaktım. Derin düşüncelere dalmışken telefonum çaldı.
"......"
"Alo buyrun kimsiniz"
Bir ses yoktu. Arayan kişi konuşmuyordu. Bende telefou kapattım. Çocukların yaptığı saçma oyunlar.
Tekrar telefon çaldı. Yine tanımadığım bir numaraydı.
"Alo "
"Alo Avukat benim Fırat seninle görüşmem lazım"
"Tamam Fırat bey ben bir görüşme ayarlamaya çalışıcağım ayarlarsam gelirim"
"Tamam"
Yüzüme kapanan telefonla bir kaç sn bekledim. Ve arabaya ilerledim.
Peki ya midemdeki bu hareketlilik neden ?
BÖLÜM SONU
Bölüm şarkısını kesinlikle dinlemelisiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvercin
RomansaBazı anlar vardır, kabus olsun istersiniz. Uyandığınız da hiç yaşanmamış olsun. Şu an öyle bir anın içindeydim. Ama beni öldüren ise bu anın kabus olamamasıydı. Sevdiğim insana en büyük acıyı yaşatacaktım belki de. Onun bedenine özgürlüğü verip ruhu...